BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,18
ALTIN 2.982,19
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

YÖK ne yapmaya çalışıyor bilen var mı?

Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, YÖK'ün son dönemde aldığı kararları bugünkü köşesinden analiz etti. Kararları eleştiren Güçlü, 'YÖK ne yapmaya çalışıyor bilen var mı?' diye sordu.

Abone ol

Milliyet yazarı Abbas Güçlü, YÖK'ün formasyon kararını ve sonuçlarını bugünkü köşesine taşıdı. 

YÖK'ün formasyon kararının Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarını işsizliğe sürüklediğini yazan Güçlü, şunları kaleme aldı:

"Öğretmen Fazlası yarım milyona yaklaştı. 

İki katı kadar da fen edebiyat fakültesi mezunu var ve öğretmenlik dışında iş bulma şansları yok gibi.  Bir yıl süreli formasyon eğitimi alanlar KPSS'ye girip öğretmen olma şansı yakalıyorlardı. Ama eğitim fakültelerinden tepki gelince, YÖK iki hafta önce bir karar aldı ve "Yılda en fazla 15 bin kişi formasyon eğitimi alabilir" dedi.  Bunun üzerine fen edebiyat fakülteleri ve mezunları ayağa kalktı. Aynı YÖK, bu kez de, bu kararı, ben değil, üniversiteler verir dedi ve ortalık yine karıştı.

İlk tepki üniversitelerden geldi. Eğitim fakülteleri dekanları, öğrencileri ve mezunları, YÖK'e veryansın ediyor.  Dekanlar Konseyi Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Yürütme Kurulu (EFDEK) Başkanı, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez'in açıklaması, bir anlamda YÖK'e isyan ve ültimatom özelliği taşıyor:

Ülkemizde son günlerde öğretmen yetiştirme sistemiyle ilgili olarak çok kısa aralıklarla yapılan ve birbirine taban tabana ters düşen kararlar ve uygulamalar nedeniyle gençlerimize, eğitim fakültelerine ve ülkemize telafisi mümkün olmayan zararlar verilmesi nedeniyle EFDEK bu açıklamayı yapma ihtiyacı duymuştur:

I. YÖK, 12.11.2015 günü resmi web sitesinden yaptığı kamuoyu duyurusunda;

a) İsteyen herkese pedagojik formasyon belgesi vermek suretiyle gençlerimizi gereksiz bir beklenti içine sokmanın doğru bir yaklaşım olmadığını,

b) 15.000 kişilik pedagojik formasyon kontenjanının belirlendiğini, formasyon programları için tahsis edilen kontenjanların tedrici olarak azaltılacağını,

c) Bir süre sonra bu programların kapatılarak ortaöğretime öğretmen yetiştirme işinin yüksek lisans düzeyinde yapılacağını,

d) EFDEK ve YOK Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubunun talepleri doğrultusunda, öğretmen niteliğini artırmak amacı ile eğitim fakültelerinin ikinci öğretim programlarının tamamen kapatılacağını,

e) YÖK'ün gelecekle ilgili olarak popülist politikalardan uzak şekilde, olabildiğince rasyonel planlamalar yapmayı şiar edindiğini açıklamış, Eğitim camiasında bu durum takdirle karşılanmış, Eğitim Fakülteleri ve EFDEK tarafından YÖK'e tam destek verilmiştir.

2. 25.11.2015 günü YÖK'te, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın katılımıyla eğitim fakültesi dekanlarıyla yapılan toplantıda bu destek yinelenmiştir.

3. Durum böyle iken, aradan henüz iki hafta bile geçmeden, YÖK'ün kontenjan sınırını tamamen kaldırarak, pedagojik formasyon programlarının kontenjanlarının belirlenmesi konusunda yetkiyi üniversite senatolarına bırakması; açıklanması ve anlaşılması çok zor bir durumdur.

4. Fakültelere, YÖK'ün izni dışında tek bir öğrenci alamayan üniversitelere, istedikleri kadar kişiye iormasyon programı açma yetkisinin verilmesi öğretmenliği bir meslek olarak görmemektir.

5. YÖK böyle bir kararla sorumluluktan kaçmakta, üniversiteleri toplumsal baskılara ve politik etkiye açık hale getirmektedir.

6. Türkiye'deki sorun, öğretmenlerin sayısıyla değil niteliğiyle ilgilidir. Az sayıda nitelikli öğretmen yetiştirme yerine çok sayıda niteliksiz öğretmen yetiştirmenin ülkeye bir faydası olmayacağı gibi YÖK'ün daha önce ifade edildiği gibi ihtiyaç olmaması nedeniyle gençleri gereksiz bir beklenti içine sokmaktan başka bir işe de yaramayacaktır.

Bu nedenlerle YÖK, Eğitim Fakültesi Dekanları, EFDEK ve Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan ve doğru olmayacağı ilgili kurullarda açıkça ifade edilen bu kararını, MEB ile istişare ederek, Türkiye'nin gelecekteki öğretmen ihtiyaçları doğrultusunda, 12.11.2015 günü yaptığı açıklamaların gereğini yerine getirmelidir...

RÜZGAR GÜLÜ GİBİ YÖK

Rüzgâr gülü gibi YÖK gibi geleceği inşa eden kurumların, esen rüzgâra göre hareket etmeleri kabul edilemez. Bir duruşlarının olması gerekir. Yoksa inandırıcılıkları kalmaz.
YÖK, nedense, öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğe karşı negatif bir tavır içerisinde.  Kaliteyi artırmak için, Tıp, Hukuk, Mühendislik ve Mimarlığa baraj getirdi ama öğretmenlik aklına bile gelmedi.  O yetmedi, şimdi de her türlü dış etkiye açık hale getirdi! YÖK'ten, umarız, bu konuda inandırıcı ve tatmin edici bir açıklama gelir...

Özetin özeti: YÖK ne yapmaya çalışıyor bilen var mı?..