BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

YÖK içinden Teziç'e itiraz var

Meslek liselerine ÖSS'de düşük katsayı uygulaması, YÖK'ü böldü. YÖK üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan, "Katsayıyı neden kaldırmak istemiyorlar, anlamıyorum" diyor.

Abone ol

Katsayı uygulamasını devam ettirmek veya kaldırmak YÖK'ün yetkisinde. YÖK üyeleri de katsayı uygulamasıyla ilgili ikiye bölünmüş durumda. YÖK üyesi ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan, katsayı uygulamasını doğru bulmadığını söyledi. Meslek liseleri konusunun 1970 yılında çözüme kavuştuğunu belirten Ayhan, meslek lisesi mezunlarına genel lise mezunlarıyla aynı şansın verilmesi gerektiğini belirtti. Ayhan sorularımızı yanıtladı.

Üniversiteye girişte katsayı kaldırılmalı mı?

Türkiye'de konular bilimsel değil, ideolojik ortamda tartışılıyor. Katsayı kaldırılmalı ama neden kaldırmak istemiyorlar anlamıyorum. Bunu bilimsel olarak kabul edemiyorum. Ayrı bir sınıf mı oluşturalım?

Katsayı uygulaması ayrı bir sınıf mı oluşturuyor?

Ayrı bir sınıf oluşturmaya doğru gidiyoruz. Normal liseden ilahiyata öğrenci almıyoruz, bundan endişe ediyorum. Zihniyet ayrılığı yaratırsak toplumda bunun yaratacağı sıkıntıları bilmiyoruz. Türkiye'yi sıkıntılı bir noktaya doğru itiyoruz.

Çeşitlilik mi engellendi?

Evet. Öğrencileri tek bir alana sokup çeşitlilik sağlanamaz. Genel liseden gelen ilahiyata hareketlilik getirir. Bütünleşmeye katkısı olur. Meslek liselerinin tamamını üniversite bütünlüğü içinde harmanlamak lazım. Başaramazsa zaten sistem dışında kalır.

Anne - baba belirliyor

Herkesin öğrenim gördüğü alanda devam etmesi gerekmiyor mu?

Ortaöğretimdeki öğrenci ilgi ve yeteneklerinin henüz farkına varmamış oluyor. Anne baba götürüyor, bir okula veriyor. Çocuk farkına varıyor ki kendisi bu alanda değil öbüründe daha başarılı olacak. O zaman sınava gir, yeteneğini ortaya koy demek zorundayız.

Yeteneğini nasıl ortaya koyacağız?

3.5 saatlik sınav yapıyoruz. Bu sınavda meslek lisesi soruları sormuyoruz. Özel alan soruları yok. Ortaöğretim kurumlarında okutulan dersler ve yetenekten soruyoruz. 1.5 milyon genç aynı sınava giriyor. O zaman durumu eşitleyelim. Meslek liselerinin üniversiteye girişte artısı da, eksisi de olmasın.

Barajlar mutsuz ediyor

Üniversitelerin kapasitesi sınırlı. Yarışa bir de mesleki eğitim alanlar katılırsa sonuç ne olur?
Sınavın sonucuna bakalım. Başka çaremiz yok. Üniversitede çocuk, mühendislik diye giriyor ikinci sınıftan sonra sosyolog oluyor. 2 yıl içinde görüyor ki sosyolojiyle, psikolojiyle daha ilgili. Bunun farkına üniversite yıllarında varıyor. Aynı durum meslek lisesi için de söz konusu. Barajlar koymakla haksızlık yapılıyor, çocuk mutsuz oluyor.

O zaman meslek liselerini neden açıyoruz?

Bazı meslekler var ki el becerisini üniversitede kazandıramıyoruz. Uygulamaya yönelik yeteneklerin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerekiyor.
Genel kültürü zayıflatmadan erken yaşlarda mesleki becerinin verilmesi gerekiyor. Örneğin çok iyi elektrik mühendisi, klima bozulsa, eline teknik araçlar alarak yapmayı öğrenemediği için teknik eleman çağırır.

Sizce neden katsayı uygulaması var?

Eğitim bilimci olarak kararın neden verildiğini anlayamıyorum.

Dikey geçiş bir imkân değil mi?

2 yıl yüksekokul okunuyor sonra yüzde 10'a dikey geçiş imkânı veriliyor. Bu bilimsel, eğitim psikolojisinin istediği bir çözüm değil. Çocuğun önüne liseye girdiği zaman bu imkânı koysak, 'istersen 4 yıllığa gidersin' dersek ortaöğretimdeki hareketlilik artar.

'İmam hatip, Cumhuriyet'in modelidir'

'Yalnızca imam hatip lisesi öğrencileri başarılıydı' deniyor...

İmam hatip okulları kültür dersleri ağırlıklı, yüzde 35- 40 civarında meslek dersleri okuyan bir modeldir. İmam hatipler başarılıysa, başarı ödüllendirilmeli, teşvik edilmeli.

Din görevlisi olmayacaklarsa bu okullar amacından çıkmaz mı?
Birincisi bu liseler, din öğretimi yapacak eleman ihtiyacına cevap veriyor. İkincisi liselerde din eğitimi isteği var. Aile 'imam, hatip olmasın ama dinini iyi öğrensin' istiyor. Kızların imam, hatip olması zaten mümkün değil. 'Devletim okul açmış, müdürünü öğretmenini tayin etmiş, ben devlete güveniyorum, çocuğum burada okusun' diyor. 'Bu yöntem bilimsel değil' diyen arkadaşlarıma soruyorum. Bu yeterli değilse yerine ne koyalım?

Batıda imam hatip lisesi modeli var mı?

'İmam hatip lisesi modeli Batı'da yok. Doğu'da yok. Nereden çıktı?' diye eleştirenlere şunu söyleyebilirim: Bu Cumhuriyet'in kurup geliştirdiği bir model.

Sınavsız yüksekokul sorun yumağı

Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler, istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya buna en yakın programların uygulandığı meslek yüksekokullarına sınavsız yerleştiriliyor.
Sorunların tespiti ve çözüm önerileri için meslek yüksekokulları müdürler toplantısının sonuç raporu ise bu uygulamanın yarattığı sorunun boyutlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. İşte çarpıcı rapordan bazı başlıklar...

'Ne iş olsa yaparım'

Öğrencilerin üniversitelere ait binalarda eğitim görememeleri kendilerini hâlâ lise öğrencisi gibi görmelerine neden oldu.
Fakülte mezunlarının çalışma alanları giderek daralıyor. On binlerce üniversite diplomalı işsiz, 'ne iş olursa yaparım' çaresizliği içinde her türlü işe başvurmak zorunda kalıyor.
Meslek yüksekokullarına gelen öğrenciler yüksekokul öğretimini izleyebilecek düzeyde değil.

Kâğıtsız, kalemsiz

Öğrencilerin bir kısmı yanlarına not tutmak için kalem, kâğıt dahi almıyor.
Lise döneminde haftanın üç gününü sanayide geçirmiş öğrencilerde, öğrenci davranışları yerine çırak davranışlarının hâkim olduğu gözleniyor.
Sınavsız üniversiteye girenler, çalışmadan mezun olabileceklerini düşündükleri için başarısızlık arttı.
Öğrencilerin bir kısmı askerlik görevlerini ertelemek, üniversitelerin mediko-sosyal katkılarından yararlanmak için geliyor.
Kız öğrenci sayısı azaldı. Bu durum erkek öğrencilerin kaba ve kontrolsüz davranmalarına neden oldu.
Bilgi açısından düşük seviyeli öğrencilere ders anlatmak sorun oldu.
İlçelerde açılan meslek yüksekokullarındaki öğrencilerin büyük çoğunluğu dar bir çevreye sıkışıp kalmaktan dolayı psikolojik sorunlar yaşıyor.

Meslek liselilerin 'alan' başarısı arttı

YÖK'ün verilerine göre; 1998'de öğretmenlik programlarına yerleşenler arasında, öğretmen lisesi mezunlarından çok, imam hatip mezunları vardı. Katsayı uygulamasından sonra, bu durum tersine döndü. YÖK'ün raporuna göre, öğretmen lisesi çıkışlı adaylardan öğretmenlik programlarına yerleşenlerin sayısı, farklı katsayı uygulamasının olmadığı 1998'de 2 bin 956, yerleşenler içindeki toplam payı da yüzde 8.8'di. 2003'te toplam rakam 7 bin 649 olurken, yerleşenler içindeki oran da yüzde 20.3'e yükseldi.
Katsayının olmadığı 1998'de imam hatip liselilerden 3 bin 285 öğrenci öğretmenliğe (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği dışında) yerleşti. 2003'te rakam 69'a indi. Siyasal Bilgiler'e giriş sayıları da 277'den 42'ye düştü.
1998'de teknik lise ve endüstri meslek lisesi çıkışlı adaylardan teknik eğitim fakültelerine yerleşenlerin sayısı 2 bin 347 olurken, 2003'te, 5 bin 301'e yükseldi.

Öğrenci iş de bulamıyor üniversiteye de gidemiyor

AKP Milletvekili Doç. Dr. Özyılmaz'a göre, meslek liselilere, piyasanın istediği donanım kazandırılamıyor. İşsizlik kaygısıyla üniversiteye yönelen genç, 'katsayı'yla karşılaşıyor


Milli Eğitim Komisyonu Üyesi ve AKP Erzurum Milletvekili Doç. Dr. Ömer Özyılmaz, katsayı sorunu için "Devlet yanlışını başka bir yanlışla önlemeye çalışıyor" dedi.
Meslek liselerinin cazibesini kaybettiğini belirten Özyılmaz, "Meslek liselerinin programları yeniden ele alınmalı. Bu ele alınırken mesleki teknik eğitimle ilgili genel müdürler, sanayi sektörünün temsilcileri, turizm gibi hizmet sektörünün temsilcileri ve eğitim bilimciler bir araya gelerek programları yeniden görüşmeliler. Hedef; 'Bu okullar, sanayi ve hizmet sektörünün istediği elemanları nasıl yetiştirir?' araştırması olmalıdır" diye konuştu.
Mesleki teknik eğitimdeki atölye ve dersliklerin hem çağdışı kaldığını, hem de sayısal olarak öğrencilerin hepsinin yararlanacağı noktada olmadığını belirten Özyılmaz, "30 - 40 yıl önce oluşturulmuş bir endüstri meslek lisesindeki atölye malzemesinin bugünkü teknolojiyle ilgisi kalmadı.
Öğrenci bu okulda ne öğrensin ki sanayide uygulasın? Dolayısıyla ciddi bir yatırımla, bugünkü atölyeler, ders araç gereçleri çağdaş hale getirilmeli" dedi.

Katsayı engeli

Doç. Dr. Ömer Özyılmaz, katsayının bir sorun olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Katsayı bir sorundur. Şu anda çocuk, 'Ben burayı okuyayım, üniversiteye nasıl kapak atarım' diyor.
Bunu önlemek için devlet yaptığı bir yanlışı bir başka yanlışla önlemeye çalışıyor. Öğrencilere böyle bir yol açmayan, böyle bir program hazırlayıp sanayi ve hizmet sektörüne ara eleman olarak yetiştirilmesini sağlamayan devlet, bu çocukların iş bulabilmek için üniversiteye yönelmesini de katsayıyla önlemeye çalışıyor."

Okul iyi olsa sorun kalmaz

Özyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Katsayı bilinçli yaratılıyor. Ama burada devleti yönetenler bu çocukların sanayide ve hizmet sektöründe rahat iş bulabilecekleri bir şekilde okulu düzenleseydiler, niye insanlar bu kadar üniversiteye gitsin ki?
Okullarda iyileştirme yapıldıktan sonra katsayı sorunu da kendiliğinden kalkar. Zıtlaşmakla ülkemize hiçbir fayda getiremeyiz."

Haber: Sibel Kahraman
Kaynak: