Yoga hocası-Bayram/seyran-Sığınma evleri…
Ülkemizde, konu ne kadar afilli olursa olsun, isterse yer gök oynasın-kıyametler kopsun, maksimum 3 gün sosyal medya yıkılıyor, söylenmedik laf- latife bırakılmıyor,
Sığınma evlerindeki kadınların seçme hakkı…
…gasp ediliyor… başlıklı haber bir önceki seçimde de vuku bulmuş,itiraz sesleri yükselmiş, konu öyle ya da böyle kapanmıştı.
Ülkemizde, konu ne kadar afilli olursa olsun, yer gök oynasın-kıyametler kopsun, maksimum 3 gün sosyal medya yıkılıyor, söylenmedik laf- latife bırakılmıyor, söz konusu durumu değiştirmek-iyileştirmek üzere hiç bir adım atılmıyor, ve/veya ilgili makamlara baskı yapılmıyor sıkışma anında ‘’devlet nerede kardeşim’’ minvalinde, afra/tafra, aynı olay tekerrür ettiğinde, sil baştan, sosyal medya ayaklanması-yatışma-tepkisizleşme-unutma…olarak olaylar silsilesi...yaşanıyor.
Ne yazıktir ki, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine apışıp kalmamız, Türkiye gündeminin aksiyon filmleri aratmayacak nitelikte, baş döndürücü, sürükleyici bir hesaplaşmanın içerisinde olması ve şaşkınlar ordusu olarak olaya odaklanmamız, daha acil konuları görmemizi engelliyor.… bugün ‘tam tam’ sesleri çalan, hatta olağanüstü hal olarak kabul edilmesi gereken, kadın cinayetlerini es geçmek, es geçilmesi, yarın çok daha büyük olaylara çanak tutacaktır.
Ülkemizde adeta seri cinayetler işleniyor, eline silahını, tüfeğini alan, gözünü kırpmadan katil oluyor, yetmiyor ailenin diğer fertlerine de zarar veriyor ve tüm bu vahşet gazete küpürlerinde haber olmaktan ileri gidemiyor.
Kadın taciz ediliyor, psikolojik-fiziki şiddet görüyor, hayatı alt/üst oluyor, o psikolojiyle sığınma evinde yaşamak zorunda bırakılıyor ve aynı kadın-kadınlar, ülkesinin geleceği adına oy kullanamıyor.. Soru şu? Sığınma evindeki kadın ‘insan’ ‘birey’ olarak görülmüyor mu?
128 sığınma evinde kalan yaklaşık 2 bin 500 kadın neden Cumhurbaşkanlığı için oy kullanmaktan men ediliyor?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı durumu ‘’YSK’nın güvenli oy kullanımı için düzenleme yapmaması’’ olarak açıklamış…
Peki geçtiğimiz seçimde, böyle bir düzenleme yapılması gerektiği söylenmesine rağman, neden yeni düzenleme için hiç bir adım atılmadı?
‘Can güvenliğinin sağlanması, adreslerin gizli tutulabilmesi’’ açıklaması size de çok sığ gelmiyor mu?
Belediyelerin açtığı kadın sığınma evlerine ‘’açılış töreni’ yapılması tehlike arz etmiyorda, oy kullanacak olmaları mı tehlike içeriyor?
Merak ettiğim şu; sığınma evlerindeki kadınlara, seçim oadaklı bir istatistik mi yapıldı da, çıkan sonuçtan memnun kalınmadı?
Yoga hocası mevzusu…
Ayşe Arman’ın, öğrencilerinin tecavüz iddiasıyla deşifre edilen yoga hocasıyla ve söz konusu olan öğrencilerden iki kişiyle yapılan röportajları merakımdan okudum.
En son röportaj yoga hocasıyla idi. Son derece basit ve inandırıcılıktan uzak ifadeleriyle,’’adam bal gibi kıvırtıyor, hatta kıvırtamıyor bile’’ diyeceğim ama söz konusu kişi, ‘çok da fifi’’ modunda.
Öğrenciler derseniz, eğitimli, kariyer sahibi,ekonomik sorunu olmayan, ‘post modern cahiller’
Sadece şuraya dikkat çekmek istiyorum; konu yoga hocasıdır, yoga hocası üzerinden değerlendirmeler yaparız ayrı mevzu ama, toplumdaki yeri, ekonomik gücü, kariyeri ve dahi bunlara benzer özellikler üstünden, erkekler tarafından, kadınlar tav edilmeye çalışılmıyor mu?
Kadın gücü sevmiyor mu?
Bu durumu sadece yoga hocalığına indirgemeyip, genel değerlendirme yapmamız lazım ki, konu hiç bitmez.
Yoga hocası sahtekar olabilir ama bu suçlu olduğunu göstermez.
Varsa bu kişinin bir sapıklığı-psikopatlığı ve bu diğer insanlara da zarar verebilecek bir potansiyel taşıyorsa, hakikaten tecavüz olayı gerçekleşmişse ( ki, böyle bir görüntü yok genel olarak…)cinsel sapmaları varsa..(!) buyrun sonuna kadar hep beraber deşifre edelim, hatta recm edelim.
Ama, kadınsı zayıflıklar, enerji alanı, çakra açma, gevşeme vs. (anlamadığım konular) üzerinden ‘’bana sahip oldu’’ derseniz…üzgünüm ama ben ‘Sus, yerine otur, aptal köylü’ derim
Bu arada…
Kadın genelde kandırılmaz, kandırılmayı seçer.
Ramazan bayramı mı, Şeker bayramı mı?
İlk defa bu tartışmanın olmadığı bir bayram yaşanacak, bilemiyorum belki de, erken tespit yapıyorum ama, durumun evveliyatına ve olası süreçlere baktığımda hava oldukça sakin görünüyor.
Bayramlar ve özel günlerde, söz konusu güne ait klişeleri aşmak, değişimin-bilinçlenmenin ve farkındalığın su yüzüne çıkmasıdır ki, bu iyi bir’şeydir, sevinilesidir.
Ülkemizde tüm olumsuzluklar, zihniyetin değişimi ve gelişimi ile mümkün. Kadın cinayetlerine karşı ne kadar önlem alınırsa alınsın, cinayetler aynı hız devam edecektir.
Zihinlerin klişelerden arınması ve temizlenmesi ile gerçek değişim yaşanacak ve kanaatimce doğum sancısı yaşayan ülkemizde, önemli adımlar atılacak.
Tescilli bir pesimist olarak, pek bir pembe tablo çizdim belki ama Katherine Mansfield ne demiş ‘’Şafaktan önce her yer karanlıktır’’
Bu arada, Bayram sebebiyetiyle, vatandaşa tebrik mesajı gönderen Cumhurbaşkanı adaylarını teessüfle kınıyor, aynı uygulamanın neden Avrupa’daki vatandaş için düşünülmediğinin açıklamasını bekliyorum.
Ülkemizin ve tüm Müslüman aleminin bayramını kutluyor, İslam coğrafyasındaki akan kanın durmasını temenni ediyor, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkemizde hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Mutlu bayramlar.