BIST 9.916
DOLAR 35,14
EURO 36,63
ALTIN 2.965,02

Yirmili yaşlar ne kadar masum?

“Niçin sokaktaki vatandaş da profesör de bu kampanyaya bu kadar ilgi gösteriyor?”

Maalesef küresel gündem belirleme konusunda gerek devlet gerek toplum gerekse fert olarak hiç de başarılı değiliz. Gündem belirlemeyi bırakın tam tersi arkasında bin türlü plan ve proje olan küresel gündemlere kuyruk oluyoruz maalesef.

Özellikle sosyal medyanın gelişmesiyle son on yılda ara sıra küresel çapta gündemler oluşturuluyor bir şekilde. Masum bir görüntü veren bu kampanyalar bir anda milyonlarca hatta milyarlarca insana ulaşıp ortaya çok büyük bir katılımcı sayısı çıkarıyor.

Geçmiş yıllarda çokça örneklerini yaşadığımız bu kampanyaların sonuncusunu ise şu günlerde yaşıyoruz: 20yearchallenge etiketiyle başlatılan küresel kampanya ülkemizde hem bu etiket hem de 20liyaşlar ve benzeri etiketlerle sosyal medyayı adeta “yakıp kavuruyor”.

Sokaktaki vatandaşından profesörüne, ev hanımından iş adamına, devlet yöneticisinden mahalle muhtarına, Atatürkçüsünden İslamcısına, akademisyeninden siyasetçisine, laikinden radikaline, sanatçısından gazetecisine varıncaya kadar çok büyük bir yelpazede büyük bir rağbet gördü bu kampanya.

Öyle ki bazıları hızını alamayıp bir değil birkaç tane fotoğrafını paylaşıyor. Her gün değişik bir fotoğrafını paylaşanlar da yok değil.

Bu kampanyaya şu zaviyeden de bakabiliriz; uzun yıllardır nerdeyse ilk defa bu coğrafyanın toplumunu oluşturan bütün insanlar bir kampanyada ortak hareket ettiler. Sağcısı solcusu, ateisti deisti, İslamcısı seküleri…

Küresel güç “istersem sizi bir akımla birleştirebilirim” mesajı da verdi. Yani on yıllardır toplumların ayrışmasına ve kutuplaşmasına yönelik kampanyalar da hep bu minvalde küresel güç tarafından gerçekleştiğinin ironik bir ispatı oldu. Faşizm, solculuk, sağcılık, ülkücülük, radikallik, vb. gibi.

Bu küresel kampanyanın bu kadar çok ilgi görmesi üzerine sosyolojik birçok tahlil yapılabilir. Bu kampanyanın toplumun çok geniş bir yelpazesinde ilgi görmesi üzerinde kalem oynatılabilir.

“Niçin sokaktaki vatandaş da profesör de bu kampanyaya bu kadar ilgi gösteriyor?” ve benzeri birçok soru sorulabilir.

Bunlara çok sayıda cevap verilebilir ve birçok tahlil yapılabilir. Ancak ben burada görünüşte “çok masum” gibi sunulan bu küresel kampanyanın arkasında yatan dehşetengiz niyete dikkat çekmek istiyorum.

Özellikle son on yılda sosyal medya paylaşımları üzerinden kişilerin bir arşivi oluşturulduğu artık herkes tarafından bilinen ve kabul edilen bir gerçek. Küresel güçler sosyal medya paylaşımlarımız üzerinden özellikle son on yılımızı an be an takip ediyorlar. Ellerinde çok büyük bir arşiv var ve bu arşiv gün geçtikçe büyüyor.

Bu arşivi ise ne amaçla kullandıkları üzerinde çeşitli yorumlar yapılıyor. Aslında bu arşivin kullanma alanı o kadar geniş ki…

En basiti, ilgi alanlarımızı tespit etmek ve ona göre ihtiyaçlarımıza bizi yönlendirmek. İnternette gezinirken karşımıza ilgi alanlarımıza göre reklamların çıkarılması işte bu ve benzeri devasa arşivin bir sonucu.

Tabii bu arşivin kullanım amacı bu kadar masum değil. Bu arşivi tutanlar elbette bütün bu bilgileri başka maksatlar için de kullanıyorlardır.

Anlaşılan o ki bu arşivi tutanlar sadece son on yılla yetinmek istemiyorlar. Geçmişimizi de bir şekilde arşivlemek istiyorlar.

Özellikle yüz tanıma teknolojisinden yararlanarak insanlar hakkında değişik bilgilere ulaşmak ve bunu kendi çıkarları için kullanmak istiyorlar.

İşte 20yearchallenge veya 20liyaşlar küresel kampanyası da son on yıllık arşivi genişletmek isteyen küresel güçlerin bir ürünü.

Biz her ne kadar hayatımızın en güzel yıllarını paylaşarak bir tür “tatmin” yaşıyorsak, küresel güçler bizim son on yıllık arşivimizi genişletmenin keyfini sürüyorlar.

Şu an için görünen o ki yaşlısıyla genciyle, okumuşuyla cahiliyle, işsiziyle işvereniyle topyekûn toplum olarak ağzımıza sürülen bir parmak bal olan “tatmin” duygusuyla küresel güçlerin elinde tuttukları bu oltaya “sazan” olmuş durumdayız.

Bakalım bugün toplanan 20’li yaşlarımıza ait veriler yarın önümüze ne olarak çıkacak?