Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan'a sevk edilen eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski bakanlardan Güneş Taner ile Koray Aydın'ın dosyalarının ön incelemesini yapacak.
Abone olAnayasa Mahkemesi, Yılmaz ve Taner'in Yüce Divan'a sevk dosyasındaki ön incelemeye geçen hafta başlamış, ancak inceleme tamamlanamamıştı. Yüksek Mahkeme, 11 Ocak Salı günü yapacağı toplantıda Yılmaz ve Taner'in dosyasını incelemeye devam edecek, ayrıca Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın dosyasının ön incelemesini de yapacak. DURUŞMA GÜNÜ Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatıyla yapacağı incelemeler sonucunda dosyalarda herhangi bir eksiklik bulmazsa tensip tutanağı düzenleyecek ve duruşma gününü belirleyecek. Bu süreçte, iddianame yerine geçecek olan TBMM Soruşturma Komisyonu raporu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yılmaz, Taner ve Aydın'a gönderilecek. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı yargılamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddia makamında bulunacak. Davanın ilk duruşmasında, usule ilişkin itirazlar olursa değerlendirilecek, duruşmaya, sanıkların savunmalarıyla devam edilecek. Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu'nun Yüce Divan'a sevk dosyasının Koray Aydın'dan ayrı olarak geldiği, bu nedenle ön incelemesinin de belirlenecek başka bir gün yapılacağı bildirildi. SEVK KARARLARI Yüce Divan'a sevk kararında, Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'in ”Türkbank ihalesi sürecinde ihalenin yapımında ve fiyat oluşumunda fesat karıştırmak suretiyle güdümünde bir medya düzeni kurmak için tüm organizasyonları gerçekleştirdiği, böylece siyasi rant amaçladığı, ayrıca Türkbank ihalesi ile doğrudan ilişkisi bulunmayan üçüncü şahıs konumundaki Kamuran Çörtük'e ihalede üstlendiği aracılık misyonunun karşılığı olarak Genç TV'nin bedelsiz olarak verilmesini sağladığı” öne sürülüyor. Kararda, Yılmaz ve Taner'in bu eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 64. maddesinin birinci fıkrası delaletiyle “devlet alım-satımına fesat karıştırmak” suçunu düzenleyen 205, ceza artırımı ve memuriyetten men cezası öngören 219/1-4 ve 33. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları isteniyor. AYDIN'IN SEVK KARARI Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın Yüce Divan'a sevk kararında, iddialar şöyle sıralanmıştı: “Bakanlığı döneminde, ihalelerin tamamına yakınının istisnai bir usul olan davetiye usulüyle yapıldığı, böylelikle istisnai ihale usulünün uygulanmasının kural haline getirildiği, önceleri asgari 20 veya daha fazla firma ihaleye çağrıldığı halde bu dönemde 3 ila 10 firmanın davet edildiği, davet edilen firmalar arasında ortaklık ve akrabalık ilişkileri ile adres birlikteliklerinin olduğu, ihalelerde yapılan kırımların (daha önceki ve sonraki dönemlerde ortalama yüzde 20'nin altına düşmediği halde) ortalama yüzde 10'lara düştüğü, niteliği gereği ancak belli nitelikteki firmalardan birine verilmesi gerekli işlerin istenilen nitelikleri taşımayan firmalara verildiği, ayrıca sair nedenlerle 2886 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinde öngörülen rekabet ve açıklık ilkesine aykırılık oluşturulduğu, kanunların tanıdığı takdir hak ve yetkisinin Kanunun amacına uygun kullanılmadığı, Bakanlıkta meydana gelen haksızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleme noktasında gerekli ve yeterli önlemleri almayıp denetimleri yapmadığı ve bu nedenlerle kamunun zararına sebebiyet verdiği...” GİZLİ İTTİFAK Belli istekliler arasında davetiye usulüyle yapılan ihalelerin bazılarında “bu firma ile ilgilenin” diye Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile Danışmanı Sadrettin Dinçer'e talimat verdiği ve ilgili ihalenin bilahare ismi verilen firmalara verildiği, bakanlıktaki uygulamaların ihalelerle ilgili gizli ittifak oluşumuna sebebiyet verdiği ve bu suretle de kamunun zararına neden olduğu kaydedilen sevk kararında, Aydın'ın çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile Soruşturma Komisyonu'na verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29 Mayıs 1999 ile 05 Eylül 2001 tarihleri arasındakinin izah edilemediği öne sürülmüştü. Koray Aydın'ın bu nedenlerle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “görevi kötüye kullanma” fiilini düzenleyen 240, “rekabet koşullarını engellemek” fiilini düzenleyen 366'ncı maddeleri ile 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 13'ncü maddesinden yargılanması talep ediliyor.