Mesut Yılmaz'ın avukatı Prof. Dr. Uğur Alacaptan Yüce Divan'da sert çıktı. Mahkemeyi karıştıran imzasız mektup için ünlü hukukçu, 'aşağılık iftiralar' nitelemesi yaptı.
Abone olMesut Yılmaz'ın avukatı Uğur Alacakaptan, işadamı Korkmaz Yiğit tarafından Yılmaz'ın kardeşi Turgut
Yılmaz'ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı yolundaki iddiaların ''maksatlı, gerçek dışı, aşağılık iftiralar'' olduğunu savundu.
Yüce Divan'daki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık olarak dinlenilen eski Emlak Bankası Genel Müdürü Erdin Arı, 1998 yılının ikinci yarısında işadamı Korkmaz Yiğit ile görüştüğünü, Yiğit'in bu görüşmede Türkbank ihalesine gireceğini söylediğini belirtti.
Yiğit'in, ihale için 450 milyon dolarlık teminat mektubuna ihtiyacı bulunduğunu, 8-10 bankanın konsorsiyum kurduğunu, konsorsiyumda Yapı Kredi ve Vakıfbank'ın da bulunduğunu söylediğini kaydeden Arı, kendi bankalarının da konsorsiyuma girmesini istediğini anlattı.
Yiğit'e ''İlgili şubeden başvurunuzu yapın'' dediğini ifade eden Arı, ancak Yiğit'in daha sonra resmi bir başvuruda bulunmadığını söyledi.
Bu konuyu dönemin Vakıfbank Genel Müdürü Altan Koçer'e de açtığını, Koçer'in ''böyle bir konsorsiyum olmadığını'' kendisine söylediğini belirten Arı, Yiğit'in bu istemini dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner'e de ilettiğini, Taner'in kendisine ''Teminatlara dikkat
edin'' dediğini kaydetti.
EYÜP AŞIK
Tanık Eyüp Aşık da konuyla doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığını, iddiaların da doğru olmadığını savundu.
Başkan Mustafa Bumin'in Soruşturma Komisyonu'nda verdiği ifadesini hatırlatması üzerine Aşık, kendisinin orada anlattıklarının Türkbank'ın 1996'da satışa çıkarılması ile ilgili olduğunu buradaki davanın ise bu satışla ilgisinin bulunmadığını anlattı.
Aşık, o dönemde kendisine telefon eden bir şahsın ''Türkbank satılacak ve bu satıştan rüşvet verilecek'' dediğini bildirdi.
Ancak, elde somut bir delil olmadığı için herhangi bir girişimde bulunmadığını ifade eden Aşık, zaten Türkbank'ın 1996'da da satışının yapılmadığını ifade etti.
Aşık, bir soru üzerine, telefon eden kişinin Alaattin Çakıcı olduğunu, Çakıcı'nın bu satıştan 20 milyon dolar rüşvet verileceğini söylediğini aktardı.
Bu iddiayı ciddi bulmadıkları için o zaman kamuoyuyla da paylaşmadıklarını belirten Aşık, Soruşturma Komisyonu'nda anlattığı olayın, 1996 yılına ait olduğunu, bu davayla ilgisinin bulunmadığını tekrarladı.
Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz alan Mesut Yılmaz'ın avukatı Uğur Alacakaptan, duruşmanın başında imzasız bir mektupla Korkmaz Yiğit'in bir şirketinden Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın Dubai'deki bir banka hesabına 14 milyon dolar aktarıldığının ileri sürüldüğünü anımsattı.
Bir hukuk devletinde insanların imzasız mektuplarla
karalanamayacağını kaydeden Alacakaptan, şöyle devam etti:
''Bu ihbar mektubunda Turgut Yılmaz'n Dubai'deki bir bankadaki 'aloha' adlı hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı ileri sürülmektedir.
Turgut Yılmaz büyük bir holdingin sahibi ve çoğunluk hissesine sahip olduğu bir bankanın ortağıdır. Bu iddiaları biz de daha önce tehdit telefonlarıyla ve mektupla öğrendik.
Bu 1998 Şubat ayına ait bir olaydır. Biz bunun üzerine Dubai'deki bankaya yazı yazarak bu ihbar mektubunda geçenlerin doğru olup olmadığını sorduk. Bankadan bize gelen yanıtta, gerek bankaya ait olduğu iddia edilen belgelerin banka belgesi olmadığı, gerekse belgelerde imzası olanların bankada
çalışmadıklarının bildirildiği şeklindedir. Bu konudaki yazıların size şimdi fotokopisini veriyorum, asıllarını da sunacağım. Bunlar maksatlı, gerçek dışı aşağılık iftiralardır.''
Bu arada, Türkbank Munzam Vakfı'nın davaya müdahil olarak katılma istemi kabul edildi.
Duruşmada, Vakıf Başkanı ve avukatı da hazır bulundu. Yüce Divan Sedat Ergin, İsmet Berkan ve diğer gazetecilerin tanıklıklarının dinlenmesi için mahkemeyi ileri bir tarihe attı.