BIST 9.870
DOLAR 35,07
EURO 36,62
ALTIN 2.958,18
HABER /  GÜNCEL

Yılmaz Özdil Baykal kasetini yazdı: Nokta

Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil bugünkü yazısında Deniz Baykal'ın kasetiyle ilgili daha önce yazdıklarını hatırlatan bir yazı kaleme aldı.

Abone ol

30 Mart yerel seçimlerine 3 gün kala siyasetin gündemi yine CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaseti.

Baykal'ın kasetini gündemine alan bir isimde Hürriyet gazetesinin sivri dilli yazarı Yılmaz Özdil. Anayasa referandumu öncesi Baykal'ın kasetiyle ilgili yazdıkları üzerine hakarete uğradığını yazan Özdil, "Baykal'ın köpeği ilan edildim, Truva atı oldum" diye yazdı.

Özdil yıllar önce yazdığı yazının bugün kendisini haklı çıkardığını okurlarına duyurup, "Nokta" dedi.

İşte Özdil'in Baykal kaseti yazısı...

"Referandumun eli kulağındaydı, genel seçimin arifesiydi. Habur rezaleti yüzünden AKP oyları hızla erimiş, yüzde 32’ye inmişti. CHP 30’a, MHP 20’ye fırlamıştı, tırmanıyorlardı. CHP tek başına veya MHP koalisyonuyla iktidara yürüyordu. AKP’nin koltuğunu koruma ihtimali kalmamıştı, ki... Şırrak!

Kaset çıktı.

İnternette yayınlanıyordu. Yatak odasıydı. Deniz Baykal’ı giyinirken gösteriyordu. Bir de giyinen kadın vardı. Deniz Baykal ve kadın, hiçbir karede yan yana değildi. Ayrı ayrı kaydedilip, yapıştırılmıştı. Sanki bu görüntülerin devamı varmış da, şimdilik bu kadarı gösterilmiş havası estiriliyordu.

...Kendini Atatürkçü zanneden tahta kafalı gaztecilerle, dinci-liboş köşe yazarları CHP’nin kurtulduğunu yazarken... Seri halde “benden söylemesi” başlıklı yazılar yazdım.

Meselenin Baykal meselesi olmadığını, bu komplonun AKP’yi iktidarda tutmak için kurulduğunu, siyasetin dizayn edildiğini, ulusalcıların tasfiye edilmeye çalışıldığını, kral öldü yaşasın kral deyip, CHP’de koltuk kavgasına düşmek yerine, tezgâhı kuranın peşine düşmek gerektiğini, anlatmaya çalıştım.

BAYKAL'IN KÖPEĞİ OLDUM

Vay sen misin bunları diyen... Baykal’ın köpeği ilan edildim. Ki, Deniz Baykal’la oturup bir çay içmişliğim bile yoktur. AKP’den para aldığım, bu para karşılığında CHP’liymiş gibi davrandığım iddia edildi. Cemaatin örtülü ajanı olduğum yazıldı. Okurlardan aylarca hakaret yağdı. Muğla’dan e-mail gönderip, ben de seni Atatürkçü biliyordum, koynumuzda yılan beslemişiz, Truva atısın diyen emekli öğretmeni, hiç unutamam mesela...

Çok değer verdiğim meslek büyüklerim, ağır şekilde eleştirmişti, rüzgâra karşı yorum yapmamamı tavsiye eden, meslek hayatımın bittiğini söyleyen, halktan özür dilememi isteyen bile vardı.

Netice?

E dün dinledik işte...
“Elimde yayınlanabilecek belge var, kayıt çok kötü ama, türlü türlü görüntü var, versem nasıl yaparsanız, internet sitelerine mi pas ediyorsunuz” diyor.

“Süratle bilinmesi lazım, hemen başlayın, hemen şeye yükleyin, videonun devamını da verelim” diyor.

“Web sitelerinden dünyaya verelim, gerekiyorsa televizyonlardan, belki onlar görüntüleri vermese de, konuşmaları filan verir” diyor.

“Kılıçdaroğlu için de çalışma yapılabilir” diyor.

Kılıçdaroğlu ve ekibini, kaset işiyle nasıl tufaya getirdiğini anlatıyor, “bu adamlar memuriyetten geldikleri için, komplike olayı çözmeleri çok zor, bunları yüzüne gözüne bulaştırıyorlar, kendi içlerinde çatışmaya başladılar, CHP bitti” diyor.

Belden aşağı görüntü olmadığını, yayınlanan kasedin montaj olduğunu itiraf ediyor, “bizim için ilişkinin şeyi önemli, görüntü varsa gereği yapılır ama, görüntü lazım, o tür şeylerde adım atmak lazım, bulursanız görüntüsünü konuştuğumuz gibi” diyor.

Sipariş veriyor, “ev içi çekim yapabiliyor musunuz?” diye soruyor.

Nokta.