BIST 9.769
DOLAR 34,04
EURO 37,91
ALTIN 2.821,11
HABER /  GÜNCEL

Yılmaz net tarih verdi! Enflasyon ne zaman yüzde 50'nin altına düşecek?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyon oranlarının gerileyeceği tarihi açıkladı. Yılmaz enflasyon politikasında baz etkisinin ve OVP’nin etkili olacağını ifade etti. Faiz politikaları hakkında da konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 2013 yılında yakalanan başarıya işaret etti. 

Abone ol

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi gündeminin üst başlıklarında yer alan enflasyon, faiz ve Çinli araç markası BYD için önemli değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, enflasyonun yüzde 50’nin altına düşeceği tarihi açıklarken “Faiz indirimleri gelecek mi? sorusuna da cevap verdi. Otomotiv piyasalarında konuşulan BYD markası ile ilgili de açıklamalar yaptı.

İşte Cevdet Yılmaz’ın ekonomi gündemine ilişkin açıklamaları….

Ekonomi Gazetesi'ne konuşan Cevdet Yılmaz şunları kaydetti: Orta Vadeli Programı ana politika çerçevemizi koruyarak güncelleyeceğiz. Temel hedefleri koruyarak, bu arada Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri dikkate alarak bir güncelleme yapacağız. Bütün makro rakamlar güncelleniyor büyüme, istihdam, dış ticaret, turizm ve bu arada enflasyon da. 

Ama enflasyonda Merkez Bankası ile diyalog içerisinde o günkü şartlar ne ise ona göre tekrar bakılır elbette. Sonuçta bu bir hükümet dokümanı tabi. Biz burada temel olarak tabii Merkez Bankamızın teknik değerlendirmelerini ve verilerini esas alıyoruz ve onlarla diyalog içerisinde bakıyoruz.

3 dönem olacak 

Merkez Bankasının da kendine göre bir süreci oluyor tabii enflasyon raporları vs. o süreçte kendi mecrasında yürüyor. OVP’de her sene bu rakamlara yeniden bakılıyor. Şu anda da dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. Başından itibaren geçen dönemde OVP’yi açıklarken üç dönem olacak dedik. Birinci dönem geçişi dönemi, ikinci dönem dezenflasyon, üçüncü dönem kalıcı fiyat istikrarı.

Birinci dönem olan geçiş sürecini tamamlamış olduk. Şimdi artık dezenflasyon dönemine girmiş bulunuyoruz. Enflasyon oranlarının gerileyeceği bir dönem haziran ayı ile birlikte başladı. 

Temmuzda 61,8 oldu, ağustosta düşük 50’lili seviyelere geleceğini Eylül’de de 50’nin altının göreceğini tahmin ediyoruz. Şu andaki teknik rakamlarla baktığımız da gördüğümüz bu. Tabii ki, dünyada da kontrol edemediğimiz bir gelişme bir sürpriz olmaması kaydıyla. 

Her zaman olumlu ya da olumsuz göremediğimiz şeyler olabilir ama şu anda gördüğümüz bu. Dolayısıyla ciddi bir gerileme sürecine girmiş durumda.

Burada iki etki var: Biri baz etkisi diğeri program etkisi var. Şu anda baz etkisi bize yardımcı oluyor ama program etkisi olmadan baz etkisi de olmaz. Ben hep bunu söylüyorum, sanki baz etkisi otomatik bir şeymiş gibi konuşuluyor bazen. 

Siz bir program uygulamazsanız o program bir sonuç vermezse o baz etkisi de oluşmaz. Dolayısıyla hem baz etkisi var hem program etkisi var. Bu iyi bir şey bu beklentilerin hedeflere ulaşması bakımından da önemli bir süreç.

Merkez Bankamız son dönemde hem profesyonellerin hem vatandaşın beklentilerini yayınlamaya başladı.

Bu tartışmalara açıkçası girmek istemiyoruz. Merkez Bankamızın bileceği iş, enflasyon raporunda dolayısıyla gidişatı görecekler enflasyonun ana eğilimindeki gidişata bakacaklar bunu söylüyorlar. 

Yüksek enflasyonda iyi bir şey değil yüksek faizde iyi bir şey değil

Beklentilere bakacaklar şartlara bakacaklar ve buna göre karar verecekler ama siyaseten şunu söyleyebilirim yüksek enflasyonda iyi bir şey değil yüksek faizde iyi bir şey değil. 

Sonuçta orta vadede ikisini de daha düşük seviyelere taşımayı hedefliyoruz, inşallah bunu da başaracağız 2026’da tek haneli enflasyon hedefimiz var geçmişte 2013’te Türkiye bunu yakalamıştı. 

2013 Mayıs’ta faizler 4.5’a kadar düşmüştü, enflasyon 6.2’lerdeydi dolayısıyla Türkiye bunu geçmişte başardı tekrar başaracağız.

Bir tek firma ile gidebilecek bir durumumuz yok

Yılmaz BYD markasının Türkiye pazarına girmesine yönelik eleştirilere de cevap vererek şunları kaydetti:

Ben bir sıkıntı görmüyorum, orada Türkiye’nin çok geniş bir pazarı var ihracat imkanları var. Bir tek firma ile gidebilecek bir durumumuz yok. 

Bizim geleneksel otomotiv sektörümüzde de zaten halihazırda birçok firma var. Türkiye otomotivde yedek parçası ile ihracatı ile çok iyi durumda. 

Dolayısıyla bu elektrikli otomotiv dönemine de güçlü bir şekilde geçiş yapmak durumundayız. Burada yerli milli firmalarımız her zaman öncelikli orada hiç tereddüt yok.

Tek bir firma ile de Türkiye elektrikli otomobil sürecine gidemez çok sayıda firma olmalı. Hem iç pazarda ithalatı engelleyici olur bu hem de ihracat imkanları sunar. Nitekim BYD ile ilgili de ciddi bir ihracat bağlantılı bir model sözkonusu.