Yılmaz Erdoğan’ın hayatı kitap oldu
Yılmaz Erdoğan’ın arkadaşı Muhsin Kızılkaya ünü sanatçının hayatını yazdı.
Abone olYazar Muhsin Kızılkaya, dostu Yılmaz Erdoğan’ın hayatını yazdı. ‘Hakkari’den İstanbul’a Bir Şöhret Yolculuğu–Yılmaz’ isimli kitapta, Erdoğan’ın yaşamı anlatılıyor.
1978’DE DOST OLDUK
“İlk kez bir akrabamızın evinde karşılaştık. Bıcır bıcır, gözleri fer fecir, eve avuca sığmaz bir çocuktu. Komik ve konuşkandı. İkimiz de solculuk oynuyorduk. Hemen dost olduk. Yıl 1978’di. O gün bugündür, hala dostuz. O bana “bıra” diye seslenir, ben ona “lebê bıra” diye cevap veririm.”
AKİL İNSANLAR HEYETİNDE YER ALDIK
“Çocuktuk daha, hayat bu kadar kangren değildi, umutlarımız Sümbül Dağı kadar büyüktü. Yüklenip bütün o umutları geldik İstanbul’a. Bir sürü şeyi birlikte yapabileceğimize emindik. Ama galiba ikimizin de aklında, günün birinde bir “akil insanlar heyetinde” yer alacağı yoktu. Başbakanla yapılan toplantıda bunu hatırlayp çok güldük yine…”
HAKKARİLİ İKİ KAVRUK DELİKANLININ MACERASI
2000’li yılların başında, Yılmaz’la arkadaş olduğumuzu, 8 yıl boyunca aynı bekâr evini paylaştığımızı bilen bir sürü gazeteci, onunla ilgili konuşmak için benden röportaj talebinde bulunuyordu. Günün birinde, bütün bu hatıraları oturup yazayım dedim. Vaktim vardı, iki ay boyunca yazıp bitirdim. Sadece ikimizin anılarından yola çıktım. Onun ve benim hikâyem… Hakkarili iki kavruk delikanlının İstanbul’daki macerası… Biri gazeteci, öteki bir star… İki Kürt… Bunu anlatmak istedim. Araştırma işine girmedim.”
1978’DE DOST OLDUK
“İlk kez bir akrabamızın evinde karşılaştık. Bıcır bıcır, gözleri fer fecir, eve avuca sığmaz bir çocuktu. Komik ve konuşkandı. İkimiz de solculuk oynuyorduk. Hemen dost olduk. Yıl 1978’di. O gün bugündür, hala dostuz. O bana “bıra” diye seslenir, ben ona “lebê bıra” diye cevap veririm.”
AKİL İNSANLAR HEYETİNDE YER ALDIK
“Çocuktuk daha, hayat bu kadar kangren değildi, umutlarımız Sümbül Dağı kadar büyüktü. Yüklenip bütün o umutları geldik İstanbul’a. Bir sürü şeyi birlikte yapabileceğimize emindik. Ama galiba ikimizin de aklında, günün birinde bir “akil insanlar heyetinde” yer alacağı yoktu. Başbakanla yapılan toplantıda bunu hatırlayp çok güldük yine…”
HAKKARİLİ İKİ KAVRUK DELİKANLININ MACERASI
2000’li yılların başında, Yılmaz’la arkadaş olduğumuzu, 8 yıl boyunca aynı bekâr evini paylaştığımızı bilen bir sürü gazeteci, onunla ilgili konuşmak için benden röportaj talebinde bulunuyordu. Günün birinde, bütün bu hatıraları oturup yazayım dedim. Vaktim vardı, iki ay boyunca yazıp bitirdim. Sadece ikimizin anılarından yola çıktım. Onun ve benim hikâyem… Hakkarili iki kavruk delikanlının İstanbul’daki macerası… Biri gazeteci, öteki bir star… İki Kürt… Bunu anlatmak istedim. Araştırma işine girmedim.”