BIST 9.593
DOLAR 35,26
EURO 36,75
ALTIN 2.963,49
HABER /  GÜNCEL

Yılmaz 16 Şubat'ta Yüce Divan'da

Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner 16 Şubat'ta, eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın ise 24 Şubat'ta Yüce Divan'da yargılanacak.

Abone ol

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, bugünkü toplantıda Yılmaz, Taner ve Aydın'ın Yüce Divan'a sevk dosyalarının ön incelemesinin yapıldığını ve tensip tutanağının düzenlendiğini bildirdi. Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'in Yüce Divan'daki yargılamasının 16 Şubat Çarşamba günü saat 10.00'da başlayacağını belirten Kılıç, Koray Aydın'ın yargılamasının ise 24 Şubat Perşembe günü saat 10.00'da başlayacağını kaydetti. Bu süreçte iddianame yerine geçecek olan TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yılmaz, Taner ve Aydın'a gönderilecek. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı yargılamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddia makamında bulunacak. Davanın ilk duruşmasında usule ilişkin itirazlar olursa değerlendirilecek. Duruşmaya sanıkların savunmaları ile devam edilecek. YILMAZ VE TANER'İN SEVK KARARI Yüce Divan'a sevk kararında, Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'in ''Türkbank ihalesi sürecinde ihalenin yapımında ve fiyat oluşumunda fesat karıştırmak suretiyle güdümünde bir medya düzeni kurmak için tüm organizasyonları gerçekleştirdiği, böylece siyasi rant amaçladığı, ayrıca Türkbank ihalesi ile doğrudan ilişkisi bulunmayan üçüncü şahıs konumundaki Kamuran Çörtük'e ihalede üstlendiği aracılık misyonunun karşılığı olarak Genç TV'nin bedelsiz olarak verilmesini sağladığı'' öne sürülüyor. Kararda, Yılmaz ve Taner'in bu eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 64. maddesinin birinci fıkrası delaletiyle ''devlet alım-satımına fesat karıştırmak'' suçunu düzenleyen 205, ceza artırımı ve memuriyetten men cezası öngören 219/1-4 ve 33. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları isteniyor. AYDIN'IN SEVK KARARI Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın Yüce Divan'a sevk kararında, iddialar şöyle sıralanıyor: ''Bakanlığı döneminde, ihalelerin tamamına yakınının istisnai bir usul olan davetiye usulüyle yapıldığı, böylelikle istisnai ihale usulünün uygulanmasının kural haline getirildiği, önceleri asgari 20 veya daha fazla firma ihaleye çağrıldığı halde bu dönemde 3 ila 10 firmanın davet edildiği, davet edilen firmalar arasında ortaklık ve akrabalık ilişkileri ile adres birlikteliklerinin olduğu, ihalelerde yapılan kırımların (daha önceki ve sonraki dönemlerde ortalama yüzde 20'nin altına düşmediği halde) ortalama yüzde 10'lara düştüğü, niteliği gereği ancak belli nitelikteki firmalardan birine verilmesi gerekli işlerin istenilen nitelikleri taşımayan firmalara verildiği, ayrıca sair nedenlerle 2886 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen rekabet ve açıklık ilkesine aykırılık oluşturulduğu, kanunların tanıdığı takdir hak ve yetkisinin kanunun amacına uygun kullanılmadığı, Bakanlıkta meydana gelen haksızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleme noktasında gerekli ve yeterli önlemleri almayıp denetimleri yapmadığı ve bu nedenlerle kamunun zararına sebebiyet verdiği...'' Belli istekliler arasında davetiye usulüyle yapılan ihalelerin bazılarında ''bu firma ile ilgilenin'' diye Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile Danışmanı Sadrettin Dinçer'e talimat verdiği ve ilgili ihalenin bilahare ismi verilen firmalara verildiği, bakanlıktaki uygulamaların ihalelerle ilgili gizli ittifak oluşumuna sebebiyet verdiği ve bu suretle de kamunun zararına neden olduğu kaydedilen sevk kararında, Aydın'ın çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile Soruşturma Komisyonu'na verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29 Mayıs 1999 ile 5 Eylül 2001 tarihleri arasındakinin izah edilemediği öne sürülüyor. Koray Aydın'ın bu nedenlerle TCK'nın ''görevi kötüye kullanma'' fiilini düzenleyen 240 ve ''rekabet koşullarını engellemek'' fiilini düzenleyen 366. maddeleri ile 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca yargılanması talep ediliyor.