BIST 8.637
DOLAR 34,35
EURO 37,47
ALTIN 3.028,84
HABER /  GÜNCEL

Yıllar sonra korkunç intikam meğer cinayeti bu yüzden işlemiş

Mantar toplamaya giden 45 yaşındaki Aysel Doğan'ı öldüren işitme engelli zanlı cinayeti işleme nedenini açıkladı.

Abone ol

ANTALYA'daki dehşetin altından yıllar önce yaşanan olay çıktı. 45 kadındaki kadını boğazını keserek öldüren zanlının yargılanmasına devam edildi. 

Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde, 2 yıl önce mantar toplamaya giden 45 yaşındaki Aysel Doğan’ı boğazını keserek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan işitme engelli 26 yaşındaki Mesut B. küçükken sol gözüne iğne batırdığı için cinayeti işlediğini söyledi.

Gündoğmuş’a bağlı Ortakonuş Mahallesi’nde 30 Mart 2015’te ormanlık alana mantar toplamaya giden ve 3 gün sonra jandarma ve vatandaşın araması sonucu uçurumda cesedi bulunan Aysel Doğan’ı öldürdüğü iddia edilen işitme engelli Mesut B.’nin yargılandığı davaya devam edildi. Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen kasten öldürme davasının ikinci duruşmasına tutuklu sanık Mesut B. sanık avukatı, öldürülen Aysel Doğan’ın kardeşleri Selma ve Nuh Doğan, işitme engelli tercüman ve bilirkişi Nurettin Baloğlu katıldı. Duruşmada tercüman aracılığıyla ifade veren Mesut B. cinayeti işlemediğini, kimin yaptığını da bilmediğini söyledi. Mahkeme başkanının yönelttiği sorulara ilgisiz davranan sanık, yanıtsız bıraktı.

’KÜÇÜKKEN GÖZÜME İĞNE BATIRDI’

Tercüman bilirkişi Nurettin Baloğlu, mahkeme başkanının sorusu üzerine sanığın gözaltına alındığının ertesi günü ifadesi sırasında çağrıldığını söyleyerek, "İlk önce yanına kadın bir tercüman arkadaş girmiş ama sanıkla herhangi bir şekilde iletişim kuramamış. Daha sonra beni çağırdılar. Sanığın yanına girdiğimde samimiyet kurdum. Önce sol gözündeki rahatsızlığın nedenini sordum. O sırada odada bulunan masanın üzerinde maktulün fotoğrafları vardı, onları göstererek küçükken gözüne iğne batırdığını söyledi" dedi.

Bunun üzerine kadına ne olduğunu sorduğunu söyleyen Baloğlu, sanığın kadını mantar toplamaya gittiğinde öldürdüğünü söylediğini aktardı. Baloğlu, sanığın jandarmadaki ifadesinin ardından yapılan yer gösterme sırasında, jandarma kamerasında ayrıntılı ifadelerinin de mevcut olduğunu belirtti.

KAMERA KAYITLARI İZLENDİ

Tercüman bilirkişinin sözleri üzerine mahkeme başkanı dosyada bulunan ve savcının da katıldığı jandarma kamerası tarafından 30 Aralık 2015’te kaydedilen yer gösterme CD’lerinin izlenmesini istedi. 6 bölümden oluşan görüntülerde, olay yerinde savcı, sanık Mesut B.’den cinayeti nasıl işlediğini anlatmasını istiyor. Mesut B. da mantar toplayan Aysel Doğan eğildiği sırada elinde sopayla arkadan yaklaştığını anlatarak, "Sırtına 2-3 defa vurdum. Maktul yere düştü ve biraz yuvarlandı. Sopayı attım. Maktulün yuvarlandığı yere gittim. Burada maktulün saçlarından tutarak boğazını mantar topladığım bıçakla kestim. Ardından maktulü ayağımla iterek uçurumdan yuvarladım. Görülmesin diye üzerine büyük kaya parçaları attım" dedi.

MAKTULÜN TOPLADIĞI MANTARLARI DA ALMIŞ

Savcının ’Bıçağı ne yaptın?’ sorusuna, sanık taşla ezip attığını söyledi. Savcının ’O gün annen yanında mıydı?’ sorusuna sanık, annesinin evde olduğunu, kendisinin tek olduğu karşılığını verdi. Sanık Mesut B. maktulün ayakkabılarını ve su içmek için kullandığı pet şişeyi dere kenarında yaktığını anlatmasının ardından Aysel Doğan’ın topladığı mantarları da alarak olay yerinden eve kadar hangi yoldan gittiğini gösterdi. Görüntülerde jandarma eşliğinde sanığın cinayeti işlediği gün gittiği yoldan evine yaya olarak gidilmesinin ardından evde de arama yapılması ve bulunan bir çakıya ilişkin ’Bununla mı öldürdün?’ sorusuna "O bıçak ağabeyimin" cevabını verdiği ve olay günü giydiği elbiseleri de gösterdiği görülüyor.

Yer gösterme görüntülerini jandarma refakatinde avukatının olduğu masada bulunan bilgisayar ekranından izleyen sanık, yanında oturan tercüman bilirkişiye yönelik sinirli şekilde harekette bulununca jandarma tarafından sakinleştirildi.

SANIK AVUKATI CEZAİ EHLİYET RAPORU İSTEDİ

Duruşmada söz alan Aysel Doğan’ın kardeşi Selma Doğan, Mesut B.’den şikayetçi olduklarını, ablası kaybolduktan bir süre sonra televizyon programına katılacaklarını söylediklerini ve sanığın annesinin bunu duyunca intihar ettiğini anlattı. Öz’ün avukatı ise sanığın verdiği ifadeyi kabul ettiklerini, ancak suçlamaları kabul etmediklerini söyledi. Yer gösterme sırasında sanığın tutarsız ve çelişkili ifadeler verdiğini savunan avukat, sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi için rapor alınmasını talep etti.

SAVCI CEZAİ EHLİYET RAPORUNA KARŞI ÇIKTI

Savcı, sanığın cezai ehliyetinin tespiti için rapor alınması talebine karşı çıkarak, "Sanığın dosya kapsamında akıl hastası olduğuna dair herhangi bir ibare yoktur. Ayrıca sanık mahkeme huzurunda akıl hastası olduğunu belirten hiçbir harekette bulunmamıştır" dedi. Savcı sanığın tutukluluk halinin devamını istedi.

Mahkeme heyeti, olay öncesi sanıkla ilgili akıl hastası olup olmadığına dair raporun ve her iki aile arasında husumet bulunup bulunmadığına dair Gündoğmuş Jandarma Komutanlığı’na yazı yazılmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

KARDEŞLERİ: 'EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILSIN'

Duruşmanın ardından açıklama yapan Aysel Doğan’ın kardeşleri Nuh ve Selma Doğan, ablalarının 30 Mart’ta kaybolduğunu, ilk gün yağış altında vatandaşın yardımıyla arama yaptıklarını, ikinci gün ise Akseki’den gelen 150 jandarmanın da aramalara katıldığını aktardı. Ablasını kaybolduğunun 3’üncü günü bulduklarını söyleyen Selma Doğan, "Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Benim ablam kimseyi incitmezdi" dedi.