TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye'nin uzun süreden sonra ilk kez büyüme sürecine girdiğini söyledi.
Abone olTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye'nin ekonomik temeller açısından uzun süreden sonra ilk kez yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme sürecinin başlangıcında olduğunu bildirdi. Tuncay Özilhan, İstanbul Sanayi Odası Dergisi'nin Ocak 2004 sayısında yayınlanan makalesinde, hükümetin mali disiplini uygulamakta kararlılık göstermesi, IMF ile gözden geçirmenin tamamlanması ve Irak savaşının beklenenden önce sona ermesiyle Türkiye ekonomisinde 2002'den bu yana görülen iyileşmenin dikkat çekici bir noktaya ulaştığını kaydetti. Kopenhag siyasi kriterlerine uyum konusunda atılan adımlar, IMF kredilerinin geri ödeme takviminin yeniden düzenlenmesi, ABD ile yapılan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşması ve Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede gösterdiği başarının da bu olumlu ortamın gelişmesine önemli katkıda bulunduğunu vurgulayan Özilhan, ''Esas olarak gündemdeki gelişmeler makroekonomik ve siyasi istikrara katkı sağlar gözükse de, ekonomik temeller açısından Türkiye, uzun bir süreden sonra ilk defa yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme sürecinin başlangıcında bulunmaktadır'' dedi. Bu sürecin gerçek anlamda başlayabilmesi için, yüksek kamu açıklarının kalıcı olarak azaltılması sonucunda enflasyon ve reel faizlerin gerilemeye devam etmesi gerektiği tespitini yapan TÜSİAD Başkanı Özilhan, belirsizliğin azaldığı, ekonomik kararların daha net verilebildiği ve azalan kamu finansmanı ihtiyacına paralel olarak, özel sektöre daha fazla kaynak aktarılabildiği bu ortamda yatırımlar ve verimlilik artışının, büyümenin temel belirleyicisi olacağını aktardı. ASYA ÖRNEĞİ Özilhan, demografik fırsat penceresi olarak sunulan sabit bir nüfus yapısının yanı sıra işgücü arzı ve hane halkı sayısının artmaya devam edeceği bu dönemde kişi başına milli geliri hızla artırabilme ve yaşam standardını yükseltebilmenin mümkün olduğunu kaydetti. Doğu Asya ülkelerinin gerçekleştirdiği ekonomik kalkınma hamlesinin ardında da benzer bir demografik sürecin söz konusu olduğuna dikkati çeken Tuncay Özilhan, şöyle devam etti: ''Asya ülkeleri bu fırsattan yararlanarak yakaladıkları yüksek büyüme oranlarına rağmen, 21. yüzyılda gelişmişliğin temel belirleyicileri arasına giren şeffaflık, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi konuları gözardı etmelerinin bedelini yaşadıkları derin ekonomik krizle tecrübe etmişlerdir. Türkiye'nin ise, özellikle AB'ye üyelik süreciyle hızlanan demokratikleşme ve piyasa ekonomisinin hukuksal ve kurumsal alt yapısının sağlamlaştırılması çabaları, önümüzdeki demografik fırsat penceresinden kalıcı olarak yararlanma imkanını kuvvetlendirmektedir.'' Özilhan makalesinde, Eylül ayı itibariyle tarihi seviyelerini aşmış olan sanayi üretimi ve kapasite kullanımının, önümüzdeki dönemde büyümenin kaynağının verimlilik artışı ve yatırımlardan geleceği yönündeki görüşünü de destekler nitelikte olduğunu bildirdi.