BIST 8.664
DOLAR 34,35
EURO 37,43
ALTIN 3.021,64
HABER /  EKONOMİ

Yılın kamu risk yöneticisi

Hazine Müsteşarlığı, ''Risk Magazine'' tarafından ''Yılın Kamu Risk Yöneticisi'' seçildi.

Abone ol

Londra merkezli günlük finansal risk yönetimi haberleri ve analizleri yapan ''Risk Magazine'' tarafından her yıl verilen ''Yılın Kamu Risk Yöneticisi Ödülü'' Ocak ayında Hazine Müsteşarlığı'na verildi.

 Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulunan Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, ''Ülkemizin son on yılda geçirdiği yapısal reformlar ve uyguladığı başarılı politikalar sayesinde mali disiplin sağlanmış ve borç sürdürülebilirliği konusundaki kaygılar ortadan kalkmıştır'' dedi.

Türkiye'de borç yönetimi alanındaki reform çalışmalarının Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunla başladığını, hukuki altyapı ve kurumsal yapılanmada önemli değişiklikler yapıldığını ifade eden Çanakcı, ''Sadece maliyet azaltma odaklı borç yönetiminden, risk analizine dayalı borç yönetimine geçilmiş, kamu borcunun maruz kaldığı risklerin yanında kamunun finansal varlık ve koşullu yükümlülüklerinin de izlendiği bir yapı oluşturulmuştur. Ayrıca, 2003 yılında uygulamaya konulan stratejik ölçüt uygulaması ile cari yıl ile takip eden iki yılın hedefleri ve borçlanma stratejileri belirlenerek borçlanma politikalarına orta vadeli bir bakış açısı kazandırılmıştır'' diye konuştu.

Politikalarını uzun vadeli bakış açısıyla geliştirdiklerini vurgulayan Çanakcı, şunları kaydetti:

''Uluslararası alanda en iyi uygulamaların yürütüldüğü kamu borç yönetimimizde, sahip olduğumuz kapasite ve uzun vadeli bir bakış açısıyla geliştirilen politikalar sonucunda borcun yapısının sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmasının yanında borcumuzun makroekonomik şoklara karşı duyarlılığı da önemli ölçüde azaltılmıştır. 

Borç göstergelerimiz, yüksek borç sorunu ile karşı karşıya olan çok sayıda gelişmiş ülkenin göstergelerine kıyasla oldukça olumlu bir performans göstermektedir. Bu kapsamda, AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı yüzde 36 seviyelerine kadar çekilmiştir. Avrupa Birliği üyesi devletlerle karşılaştırıldığında ülkemiz en düşük borç stokuna sahip ülkeler arasında bulunmaktadır. Ayrıca, borç stokumuz içerisinde döviz cinsi ve değişken faizli borçların payı önemli ölçüde azaltılmış, merkezi yönetim iç borç stoku içinde döviz yükümlülüklerinin tamamı itfa edilmiştir.''

SON 10 YILDA TARİHİ İLKLER YAŞANDI

Vade ve maliyet koşulları bakımından da önemli gelişmelerin kaydedildiğine dikkati çeken Çanakcı, 2010 yılında iç piyasada ihale yoluyla ilk defa TL cinsinden 10 yıl vadeli sabit faizli ve enflasyona endeksli senet ihracı gerçekleştirildiğini, söz konusu uzun vadeli senetlerin düzenli ihracına devam edildiğini hatırlattı.

Çanakcı, ''2012 yılı Aralık ayında 2 yıl vadeli borçlanma maliyeti yüzde 5,77 ile tarihi en düşük seviyede gerçekleşmiştir. Uluslararası tahvil ihraçlarına baktığımızda da benzer bir resim görülmektedir. Son aylarda gerçekleştirilen 10 ve 30 yıl vadeli dolar ihraçlarında borçlanma maliyetleri tarihi düşük seviyelerde oluşmuştur'' diye konuştu.

Yatırımcı tabanının genişletilmesi ve finansman araçlarının çeşitlendirilmesi amacıyla yeni piyasa ve yatırımcı gruplarına ulaşımın sağlanmasına çalışıldığını anlatan Çanakcı, 2000 yılından sonra ilk defa 2011 yılında Japon piyasalarında tahvil ihraç edildiğini ve takip eden yılda da söz konusu piyasaya tahvil ihracına devam edildiğini anımsattı.

Bunun yanı sıra, 2012 yılında hem yurt içi hem de uluslararası piyasalarda ilk defa kira sertifikası ihracı gerçekleştirildiğine dikkati çeken Çanakcı, sözlerine şöyle devam etti:

''Söz konusu kazanımların yansımaları borçlanma maliyetleri, borçlanmanın vadesi ve ülke risk primi gibi piyasa göstergelerinin yanı sıra ülkemiz kredi notunda da etkili olmuş ve son dönemde ülkemiz kredi notu yatırım seviyesine yükseltilmiştir. Müsteşarlığımız özel sektör borçlanma araçları piyasasının gelişmesine de büyük önem vermektedir. Bu kapsamda, Müsteşarlığımız borç çevirme oranını ve kısa vadeli senet ihracını azaltmasıyla borçlanma piyasasında özel sektör için pay bırakmış ve banka ve şirketlerin alternatif finansman kaynağı olarak borçlanma araçları ihraç etmelerine katkıda bulunmuştur.''

TUTARLI VE ÖNGÖRÜLÜ BORÇLANMA

Çanakcı, borç yönetiminde atılan adımların bir yansıması olarak gerek küresel kriz döneminde gerekse sonrasında izlenen tutarlı ve öngörülü borçlanma stratejileri ve geliştirilen güçlü kurumsal altyapının, küresel krizin etkilerinin Türkiye'de en alt seviyede hissedilmesinde önemli rol oynadığını vurguladı.

Bugün. birçok gelişmiş ülkenin, finansal destekler nedeniyle hızla artan finansman ihtiyacı, kısalan vadeler ve artan maliyetler nedeniyle kamu borcunun sürdürülebilirliği sorunlarıyla uğraştığına işaret eden Çanakcı, ''Ülkemizin ağır borç yükü altında olan bir ülke olmaktan çıkmasında, para ve maliye politikalarıyla uyumlu, etkin ve orta-uzun vadeli borç yönetimi yapabilen güçlü bir yapıya kavuşmamız etkili olmuştur. Söz konusu ödülün tüm bu çalışmaların ve reformların sonucunda ülkemize verildiği düşünülmektedir'' dedi.

Hazine Müsteşarlığı'na verilen bu ödülü 2011 yılında Hollanda, 2010 yılında Avustralya ve 2009 yılında İngiltere Hazineleri almıştı.