Başbakan Binali Yıldırım, YPG'nin Menbiç'ten çıkması için ABD ile yapılan mutabakatı değerlendirirken Barack Obama'nın başkanlığında da benzer sözler verildiğini hatırlattı ve "Ümit ediyorum bu yol haritası kazasız belasız işler" dedi.
Abone olDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Pazartesi günü ABD'de gerçekleştirdiği görüşmede Menbiç'ten PYD-YPG unsurlarının çıkmasını da içeren yol haritası üzerinde mutabakat sağladı.
Reuters ile gerçekleştirdiği söyleşide Yıldırım da ABD ile Menbiç konusunda varılan mutabakatla üç aylık bir takvim öngörüldüğünü belirterek, "Daha önce Obama döneminde Menbiç ile ilgili anlaşma olmuştu. Buradan YPG'liler çıkarılacaktı. Defalarca söz verildi ancak gerçekleşmedi. Bu mutabakat sağlanmış olmasına rağmen biz yine ihtiyatlı davranmak mecburiyetindeyiz. Uygulamayı iyice takip etmemiz gerekiyor" dedi.
YPG'NİN MENBİÇ'TEN ÇIKMASI SORUNU ÇÖZMÜYOR: "Ümit ediyorum bu yol haritası kazasız-belasız işler" diyen Yıldırım, YPG'nin Menbiç'ten çıkmasının sorunu çözmediğini söyledi.
TÜRKİYE'YE KARŞI HASMANE TUTUMLARI DEVAM EDİYOR, KABUL EDİLEMEZ: Menbiç'ten çıkardık; Fırat'ın doğusuna gönderdik; orada yine silahlar ellerinde, yine Türkiye'ye karşı hasmane tutumları devam ediyor. Bu bizim için kabul edilebilir bir şey değil" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"ABD niye bunlara destek veriyor? Ya mecburiyetten, DEAŞ ile mücadele için ABD kendi silahlı güçlerini kullanmak istemiyor. İç kamuoyunun tepkisi nedeniyle belki orada o bölgenin unsurlarını tercih ediyor. Şu anda DEAŞ ile mücadele bittiğine göre artık PYD'nin YPG'nin silahlı unsurlar olarak Amerika tarafından tutulmasının gerekçesi kalmadı.
ABD MÜTTEFİKİMİZ, BİZE SÖZLER VERİLDİ: O bakımdan doğru olan süratle daha önce söz verildiği gibi YPG'nin elindeki silahların toplanması, bu kurdukları sözde DEAŞ ile mücadele kuvvetlerinin lağvedilmesi ve o bölgede Fırat'ın doğusundan Kuzey Irak'a, Sincar'a kadar terör unsurlarından temizlenmesi. Bizim beklentimiz bu. Amerika bizim müttefikimiz, bize verilen söz de bu."
TOPRAKLARIMIZA UZAKTAN TERÖR FAALİYETİ SÜRDÜRÜYOR: Yıldırım, bugünlerde Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik saldırılar olduğunu belirterek, "Ellerinde gelişmiş silahlar var, ihtimal ki bu silahlar YPG'ye verilen silahlar. Oradan PKK'ya geçiyor; PKK da bizim topraklarımızda uzaktan terör faaliyeti sürdürüyor" dedi.
KANDİL OPERASYONUNUN SEÇİMLE ALAKASI YOK: Son günlerde dile getirilen Kandil'e operasyon ihtimalini seçim ile ilişkilendirmenin fevkalade yanlış olduğu görüşünü dile getiren Yıldırım, "Türkiye'nin terör ile mücadelesinin bir takvime sıkıştırılması diye bir şey söz konusu olmaz" dedi.
Yıldırım, Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesinde güvenlik tehditleri kontrol altına alındıysa aynı şekilde Kuzey Irak bölgesinde de bu amaca yönelik olarak faaliyetlerin yürütüldüğünü vurguladı.
'30 KİLOMETRELİK BİR ALANA KONUŞLANDI: Şu anda Kuzey Irak'ta 30 kilometre derinliğe kadar bir alanı… Orada birliklerimiz konuşlandı. Oradan sızmaları, terör faaliyetlerini, engellemek için çalışıyorlar. Tabi eğer bu tacizler, pusular, uzaktan saldırılar devam ederse daha da aşağılara gideriz" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Burada hiçbir tereddüt göstermeyiz, ta ki bu unsurları etkisiz hale getirinceye kadar." Yıldırım, Kandil'e operasyon dahil her opsiyonun masada olduğunu bildirdi.
IRAK'TA BULUNMAMIZ KEYFİYET DEĞİL, MECBURİYET: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün akşam Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında yaptığı açıklamalarda Irak'tan gelecek bir PKKtehdidine karşı Bağdat yönetiminin çözümsüz kalması halinde Türkiye'nin Sincar, Kandil ve Mahmur'u vurabileceğini söyledi.
Türkiye'nin özellikle Kuzey Irak'a yönelik operasyonlarına Irak'tan gelen tepkiler konusunda Yıldırım, "Irak'ın egemenlik haklarını ihlal söz konusu değil. Bizim Irak'ta bulunmamız keyfiyet değil mecburiyet" dedi.
YAPTIĞIMIZ ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN: Yıldırım, Kandil ve Sincar'da PKK'nın varlığı ortadayken Irak'ın "Sizin burada ne işiniz var, burası benim topraklarım" dememesi gerektiğini belirtti. "Bizim yaptığımız tamamen uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun faaliyetler" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sıcak takip faaliyetleri çerçevesinde amaç nerede terör varsa orada onu yok etmektir. ABD'nin Irak'ta, Suriye'de bulunması, birçok ülkede bulunması neyle izah ediliyor? O ülkelerin egemenlik hakları yok mu? Egemenlik hakkı ayrı şey, ülkelerin can ve mal güvenliğini, insanı ve topraklarını koruması ayrı bir şey. Her zaman biz Irak'ın toprak bütünlüğüne sahip çıktık. Hatırlayın, Barzani'nin referandum kararına en sert tepkiyi kim verdi? Türkiye. Irak merkezi hükümeti ile çok yakın bir çalışma yapıldı; o bakımdan bu konudaki hassasiyetimizde herhangi bir şey yok."
IRAK'A İHTİYACI OLAN SUYU VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Öte yandan Ilısu Barajı'nda su tutulmasının ardından Irak'a yeterince su verilmeyeceğine yönelik endişeler konusunda Yıldırım, "Komşumuz Irak'ın su konusunda sıkıntı yaşamasını istemeyiz; onların ihtiyacı olan suyu vermeye devam edeceğiz" dedi.
ABD İLE GÜVEN TESİSİ İKİ ÜLKENİN DE LEHİNE: Yıldırım, Menbiç konusunda ABD ile yol haritasında mutabakat sağlanmasını 'iyi bir gelişme, olumlu bir adım' olarak tanımlarken, "Ümit ederim diğer sorunlarımız konusunda da bu müspet yaklaşım olur. Hem FETÖ meselesinde hem savunma sanayisi ve sistemleriyle ilgili görüş ayrılıklarında ortak bir noktayı yakalayabiliriz. Tekrar bir güven tesisi her iki ülkenin lehinedir" dedi.
TÜRKİYE VE ABD GEÇİCİ OLARAK GÜVENLİĞİ SAĞLAYABİLİR: Mutabakata göre Menbiç'te hiçbir PYD-YPG varlığının kalmayacağını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: "Oradaki yerel halka yönetim bırakılacak ama bu arada şu olabilir; Türkiye ve ABD orada geçici olarak güvenliği sağlamak için rol alabilir."