BIST 9.673
DOLAR 35,22
EURO 36,68
ALTIN 2.962,99
HABER /  GÜNCEL

'Yiğit ve âlim bir Kürt'

Türklerle Kürtler arasındaki kardeşlik bağları yüzyıllar öncesine dayanıyor. Sırrı Yüksel Cebeci, Yavuz Sultan Selim zamanında Kürt Beylerinin ülkeye katkılarını yazdı.

Abone ol

Sırrı Yüksel Cebeci "Yiğit ve âlim bir Kürt" adlı köşesinde, Türklerle Kürtlerin Osmanlı dönemindeki dayanışmalarından örnekler vererek iki toplumun aslında birbirlerine karşı düşmanlık yapmadığını aksine kardeşçe yaşadıklarını tarihten örnekler vererrek aktarıyor.

TÜRKLER ile Kürtler birlikte yaşayamazlar demek, Türkler ile Kürtler'e yapılacak en büyük haksızlık olur genç arkadaşım!

Çünkü Türkler ile Kürtler, her devirde nifak tohumları ekilmek istenmesine rağmen, birlikte yaşadıkları bin yıllık sürede birbirlerine hiç haksızlık etmediler. Zaman zaman yöneticilerin zaaf ve basiretsizliğinden kaynaklanan hatalar da olmasa, bin yıldır hep birbirlerine yardımcı oldular, birbirlerine destek verdiler.

Kürtler, savaş halindeki Türkler'i arkadan vurmayı hiçbir zaman düşünmedikleri gibi, Türkler de, tarih boyunca devlet kuramayan ve sayıca kendilerinden az olan Kürtleri ezmeyi hiçbir devirde akıllarından bile geçirmediler. Kürtleri ezmek isteyenlere de izin vermediler ve onları hep korudular.

Bin yıldır birlikte yaşayan Türkler ile Kürtlerin, birbirlerine yardımlarının yüzlerce örneği arasında Kürt âlim İdris-i Bitlisi'nin Osmanlı Devleti'ne hizmetlerinin, Osmanlı Devleti'nin de Kürtleri, Safavilerin kıyımından kurtarmasının ayrı bir yeri önemi olduğunu biliyoruz.

Safavi hükümdarı Şah İsmail'in Tebriz'i fethederek Akkoyunlu Devletine son vermesi üzerine İstanbul'a gelen İdris'in, Osmanlı padişahı 2.Bayezid tarafından büyük saygıyla karşılandığını ve sarayda tarih yazıcılığıyla görevlendirildiğini dünkü yazımda anlatmıştım.

Sultan Bayezid'den sonra tahta geçen Yavuz Sultan Selim, İdris'i, Doğu siyasetinin müşaviri yapmıştı. İdris, padişahla birlikte Çaldıran Seferi'ne katılmıştı.

Kürt beyleri hain miydi?

ÇALDIRAN seferinden iki yıl sonra, Şah İsmail, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki toprakları yeniden işgal etmek için hazırlıklara başlamış, Diyarbakır ve çevresini kuşatma altına almıştı.

Çaldıran seferiyle Safavilerden alınan ve Kürt Beyleri'nin egemenliğine bırakılan Doğu ve Güneydoğu Anadolu, yine Şah İsmail'in tehdidi altındaydı.

Bölgedeki Kürt aşiretlerinin beyleri bir araya gelerek Osmanlı Devleti'ne katılma kararı aldılar. Bu kararı içeren belgeyi de, İdris-i Bitlisi ile Padişah'a gönderdiler. Kürt Beyler, zalim Şah İsmail'in insafına kalmaktansa, Osmanlı'nın adaletine ve hoşgörüsüne sığınmayı tercih etmişlerdi.

Bu tercihin önemini kavramaktan aciz olan bölücü Kürtlere, yâni PKK ve destekçilerine göre, o Kürt Beyleri de, onlara öncülük ve aracılık eden büyük Kürt âlimi İdris-i Bitlisi de Kürtlere ihanet etmişlerdi.

İdris-i Bitlisi'ye ödül

YAVUZ Sultan Selim, kendisine başvuran Kürt beylerinin isteğini kabul etti ve Konya Beylerbeyi Hüsrev Paşa'nın komutasındaki 10 bin kişilik orduyu Safavilerin üzerine gönderdi. Diyarbakır ve Mardin Safavilerden alındı.

İdris'in Kürt Beyleri ile anlaşması sonucu Diyarbakır ve Mardin'den başka Bitlis, Urmiye, İtak, İmadiye, Cizre, Eğil, Hizran, Garzan, Palu, Siirt, Hısn-ı Keyfa (Hasankeyf), Meyyafarikin ve Cezire-i İbn Ömer gibi toplam 25 mıntıka Osmanlı topraklarına katıldı.

Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır bölgesini bir fermanla kendisine temlik verdiği İdris-i Birtlisi'yi Arab Kazaskerliği'ne getirerek ödüllendirdi.

Türkler ile Kürtlerin karşılıklı yardımlaşmalarının en önemli örneklerinden olan Sultan II.Abdülhamid'in kurdurduğu Hamidiye Alayları'nı da yarınki yazımızda anlatacağız.
Yazı:Sırrı Yüksel CEBECİ
H.O.TERCÜMAN