BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Yerel mahkemeden AİHM'e ret

PKK adına faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptrılan Leşker Acar ile ilgili AİHM'in verdiği karar Diyarbakır'daki mahkemece reddedildi.

Abone ol

Şırnak’ta Köy Hizmetleri’nde işçi olarak çalışırken terör örgütü PKK adına örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla 1992 yılında yakalanıp ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Leşker Acar ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği "yeniden yargılama" kararı Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Şırnak’ta Köy Hizmetleri’nde işçi olarak çalışırken terör örgütü PKK adına örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla 1992 yılında yakalanarak yargılandıktan sonra ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Leşker Acar’la ilgili AİHM tarafından "yeniden yargılama" ile ilgili karar verildi. AİHM’nin kararı üzerine bugün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşma yapıldı. Duruşmada, mahkemenin talebi üzerine söz alan Savcı Muammer Özcan, 4793 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin süre yönünden başvurularak düzenlenmesinin, Anayasa’nın 10’uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden iptali için Anayasa Mahkemesi’ne müracaatta bulunmasını talep etti. Savcı Özcan, Anayasa’nın 90. maddesindeki "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz" hükmü ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 49. maddesinde, "Yüksek sözleşmeci taraflar, taraf oldukları davalarda mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler" şeklinde düzenlemeler yapıldığını belirtti. Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre, kanun gücünü alan uluslararası sözleşmelere karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaması, sonradan çıkarılacak yasal düzenlemelerle sözleşme hükümlerinin etkisiz hale getirilmesinin önlenmesinin uluslararası sözleşmelere yasalar üstü bir konum sağladığını ifade eden Özcan, "Uluslararası sözleşmelerin yürütmeyi ve yargıyı bağlayacağı hususu tartışılmazdır. AİHS ile 4793 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin çelişmesi karşısında sözleşme hükümlerine öncelik tanınarak yeniden yargılama talebinin kabul edilerek davaya devam edilmesi ve tanıkların dinlenmesine karar verilmesi talep olunur" dedi. Savcının bu taleplerini reddeden mahkeme bu kez mütalaasını vermesini istedi. Yargılamaya devam edilerek tanıkların dinlenmesini talep eden ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını isteyen Savcı, talepleri reddedildiği için bu kez 4793 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi’nden dolayı yeniden yargılama talebinin reddini istedi. Sanık Avukatı Mustafa Özer de, yargılamanın yenilenmesiyle ilgili mahkemenin 8 Mart günü oy birliğiyle karar verdiğini, bu nedenle davanın devam etmesi gerektiğini hatırlatarak, "Yargılamanın yenilenmesi kararından sonra ikinci bir karar verilerek davanın reddedilmesi mümkün değildir. Biz tanıkların dinlenmesini ve olay yerinde keşif yapılarak delillerin toplanmasını istiyoruz" şeklinde konuştu. Mahkeme kısa bir aradan sonra, tanıkların dinlenmesi talebini reddederek araştırılacak başka bir hususun kalmadığına karar vererek, davanın bittiğini açıkladı. Mahkeme, 4 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe giren yeniden yargılamayla ilgili 4793 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce Leşker Acar’ın başvuru yapmasından dolayı yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine oy birliğiyle karar verdi. Av. Mustafa Özer, kararı temyiz edeceklerini ifade etti. Diyarbakır 2 Nolu DGM’de 1998 yılında ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Leşker Acar, (38), aynı yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak, "DGM’lerin askeri yargıç bulundurması nedeniyle adil yargılanmadığı ve DGM’lerin adil, bağımsız yargı sıfatı taşıyan mahkemeler olmadığını" belirterek, yeniden yargılanmasını istemişti. Yapılan başvuruyu değerlendiren AİHM 2. dairesi oy birliğiyle yeniden yargılama kararı vermişti. 8 sayfalık kararda Acar’ın 7 yıl 5 ay 29 gün süren 49. duruşmada müebbet hapse mahkum olduğu, davanın makul süre zarfında sonuçlanmadığı belirtilmişti. Bunun üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi 8 Mart 2005 günü tensip duruşması yaparak davanın kabulüne karar vermişti.