Van'da 2011 yılında meydana gelen depremlerin ardından yapılan araştırmada, zeminde 55 santimetrelik yükselme olduğu belirlendi.
Abone olİNTERNET HABER - Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebru Akköprü, jeoloji mühendisi Alper Şengül ve harita mühendisi Emre Gürer ile kentte 2011 yılında yaşanan depremlerin ardından topografyada yükselme olup olmadığını araştırdı.
Araştırmada, 2006-2008 yılları arasında 30 farklı noktada yaptıkları ölçümlerden elde edilen yükselti verilerini baz alan Akköprü ve ekibi, aynı noktaları yeniden ölçtü.
ORTALAMA 55 SANTİMETRE
Deprem sonrası topografyada birçok deformasyon yaşandığını belirleyenen bilimadamları, fay hattının kuzey ve güney kesimlerinde de 55 santimetreye varan bir yükselme olduğunu tespit etti. Yrd. Doç. Dr. Akköprü, DGPS cihazlarıyla gerçekleşen hassas yükselti ölçümlerinde fay kırığının kuzeyinde ortalama 55, güneyinde de 45 santimetrelik yükselme tespit ettikerini söyledi.
Yapılan araştırmayı Paris'te 27-31 Ağustos 2013 tarihlerinde düzenlenen Uluslararası Jeomorfoloji Kongresine afiş olarak sunduklarını belirten Akköprü, bölgenin, Avrasya ve Arap plakasının sıkıştırması nedeniyle düzenli olarak yükseldiğini ancak depremin ardından yükselmede hızlı artış yaşandığını ifade etti.
ÖNCEKİ ÖLÇİÜMLERLE KARŞILAŞTIRILDI
Akköprü, 2006-2008 yılında yaptıkları araştırma kapsamında üniversite yerleşkesinde kurdukları ana istasyonda tüm verilerin mevcut olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu: "Önceki yıllarda ölçüm yaptığımız 30 farklı noktadaki veriler elimizde mevcuttu. 2011 yılındaki depremlerden sonra bu verileri baz alarak aynı bölgelerde yeniden ölçümler gerçekleştirdik. Elimizdeki verilerde 1663,928 metre yüksekliğe sahip olan ana istasyonun bulunduğu bölge, son ölçümlerde 1664,378 metre olarak belirlendi. Bu da bize, ortalama 45 santimetre topografik yükselmenin olduğunu gösteriyor. Fay hattının kuzey bölümünde ise bu yükselmenin 55 santimetreye kadar yükseldiğini tespit ettik. Yükselmenin iklim değişikliğine ya da farklı değişimlere yol açmasını beklemiyoruz ancak bölgede faydan kaynaklı heyelan riskinin arttığı anlaşılmaktadır."