BIST 9.916
DOLAR 35,04
EURO 36,33
ALTIN 2.919,17
HABER /  POLİTİKA

Yeni yargı reformunda Süleyman Soylu'nun isyan ettiği madde

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, ''Sürekli devrim ve yeni yargı reformu'' başlıklı yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun isyan ettiği maddeye dikkat çekerken birçok detaydan bahsetti.

Abone ol

Sosyalist liderlerden Troçki, “sürekli devrim” teorisini ortaya atmıştı.
AK Parti’nin yeni reform paketiyle ilgili çalışması da bu perspektifi anımsatıyor. Buna reform sürekliliği demek de mümkün. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grubunda, “Türkiye’yi temel hak ve özgürlüklerden ekonomide güven ikliminin güçlendirilmesine kadar geniş bir alanda geleceğe hazırlayacak bu reform sürecine hep birlikte destek vereceğiz” demişti. AK Parti MYK toplantısında ise reform paketi masaya yatırıldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kapsamlı sunumundan sonra reform paketi üzerinde uzun süreli müzakereler yaşandı.

Manifesto gibi konuşmalar
Toplantıda söz alan MYK üyeleri, istisnasız olarak reform sürecine güçlü bir şekilde destek veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan reformların öneminin altını çizen konuşmaları onaylıyor, zaman zaman notlar alıyor. Bir MYK üyesi, “Yapılan değerlendirmeler toplanıp bir kitap haline getirilse, siyasi manifesto olur” dedi.

Sessiz devrimden sürekli devrime
AK Parti döneminde yapılan reform niteliğindeki değişiklikler, “sessiz devrim” adı altında bir kitapta toplanmıştı. Reformların görüşüldüğü toplantıda, AK Parti’nin geçmişte yaptığı, “sessiz devrimler” vurgulanarak, “Biz AK Parti olarak devrimci bir partiyiz. Muhafazakârlığımız kültürel alanla ilgilidir. Ama siyasi anlamda hep devrimci olduk. Biz devrimi AK Parti iktidara geldiğinde bir defalığına yapılmış bir şey olarak görmedik. O nedenle sürekli devrim vurgusunu yapıyoruz. Türk toplumu dinamik bir toplum. Adaletle ilgili terazi ise hassastır. O nedenle yasaların yeniden gözden geçirilip güncellenmesini ve adalet reformunun sürekli olmasını gerektirir. Bu çalışmayı yeni bir güncelleme olarak düşünebiliriz” deniliyor.

Troçki benzetmesinin nedeni
Yazının girişinde Troçki’nin sürekli devrim tezine vurgu yapmamın nedeni o. Keşke bu süreç, “sessiz devrimden sürekli devrime” geçiş süreci olabilse, buna hem AK Parti’nin hem de Türkiye’nin çok ihtiyacı var. Hele siyasetin kutuplaşmaya döndüğü, hakaretlerin havada uçuştuğu şu dönemde.

Süleyman Soylu'nun isyan ettiği madde
Reformlarla ilgili toplantıda ağırlıklı tartışma konularından birini 2 yılın altındaki hapis cezalarına tutuklama konusu oluşturuyor. AK Parti, tutuklamayı esas olmaktan çıkarmak için sınırı 2 yıla çekmişti. Ancak geçen hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da hasta yatağındaki annesine hakaret eden kişinin bırakılmasına yönelik isyanında olduğu gibi, sosyal medyada şu suçu işledi ama tutuklanmadı diye kampanyalar düzenleniyor. Bir kısmı çok haklı olan tepkiler bunlar. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bu konuyu tartışmaya açıyor. Önerilerden biri de tutuklamayı 2 yılın altına çekmek. Ancak MYK üyeleri, bu değişikliği AK Parti’nin getirdiğini, bunun bir geriye dönüş olacağını ifade ediyor. Hâkimlere takdir hakkı verilmesi üzerinde de değerlendirmeler yapılıyor. 2 yıl sınırının korunması ancak infiale yol açan bazı suçlarda cezaların 2 yılın üstüne çıkarılması gibi seçenekler de konuşuluyor. Bir karara varılmıyor, bu maddenin üzerinde yeniden çalışılması kararı alınıyor.

2 bin saati aşan görüşmeler
Reform paketini Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan birlikte hazırlamışlardı. Yani reform paketinin bir ayağı insan haklarıysa, diğeri ekonomiye ilişkin düzenlemelerdi. Süreç içerisinde iki bakanın dahil olduğu iş dünyası, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarıyla 2 bin saatten fazla süren görüşmeler yapıldı.

Yabancı sermayeye yönelik düzenlemeler
Reform paketinin ekonomi ayağında ise iş dünyasına dokunan düzenlemeler yer alıyor. Yerli sermayeye yatırıma teşvik, yabancı sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını ise özendirici düzenlemeler diyebiliriz. Yabancı sermayenin Türkiye’de yatırım yapmasını kolaylaştıracak adımlar atılıyor. Bunların başında da ihtisas mahkemeleri getiriliyor. Bizim sistemimizde bir süredir zaten ihtisas mahkemeleri var. Ancak yeni düzenlemede finans, imar ve kamulaştırma ile ilgili ihtisas mahkemelerinin kurulması ve burada görev yapacak hâkim ve savcıların yetiştirilmesi getiriliyor.

Yabancı sermaye
Cumhurbaşkanı Erdoğan da yabancı sermayenin teşvik edilmesi ve yerli sermayenin yatırımlara yöneltilmesi için varlıklarının güçlü hukuki güvencelere kavuşturulmasının önemini vurgulamıştı. Yeni düzenleme ile yerli ve yabancı yatırımcıyı teşvik etmek için yargı süreçlerinin hızlanmasını sağlayacak adımlar atılıyor. Ben bunu bir madde olarak özetledim. Ama reform paketi içinde iş dünyasına dönük bir paketçik yer alıyor.

Hakimlere coğrafi teminat
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün bir süredir üzerinde durduğu hâkimlere “coğrafi teminat” da reform paketinde yer alıyor. Adalet Bakanı Gül, “Hâkim bir karar verdi diye İstanbul’daysa alıp onu Kars’a gönderemeyeceksiniz. Hâkim ve savcılarımız kararlarını verirken onları bir gün alıp filan adliyeye göndermeme hususunda teminat getiriyor” demişti. Hâkim ve savcı yardımcılıkları da yine düzenlemede yer alıyor. Hâkim ve savcı adayları bir süre yardımcılık yaptıktan sonra pişerek kürsüye oturacaklar.

İnsana dokunan reformlar
Reform diye ağzımızı açtığımızda hemen Demirtaş ve Kavala olayı gündeme getiriliyor. Sanki 80 milyonun hiç sorunu yok. Oysa yeni reform paketinde boşanma, boşanan eşlerin arasındaki mal paylaşımından icra-iflas işlemlerine kadar günlük hayata ilişkin düzenlemeler getiriliyor. Sıradan insan hayatını kolaylaştıran hükümler planlanıyor. Mahkemelerin karar alma süreçleri hızlandırılıyor. Evlenmek kolay, boşanmak zor anlayışı terk ediliyor.

Takvim nasıl işleyecek?
Kabinede ve AK Parti MYK’da yapılan değerlendirmelerden sonra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Cumhurbaşkanı Erdoğan baş başa bir çalışma yapacak. Bu aşamada 128 düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi veya kanun yoluyla, kalan kısmının ise yönetmelik ve idari düzenlemelerle hayata geçirilmesi bekleniyor.

MHP ile ortak çalışma olacak mı?
MHP ile ortak bir çalışma yapılması gündemde değil. İki parti arasında seçim ve siyasi partiler kanunuyla ilgili ortak çalışma yapılacak. O ayrı. Ama mutlaka MHP de bilgilendirilir. Ondan sonra ver elini reformlar...

Reformun adı bile güzel ama sadece isim ve resimden ibaret bir reform olmayacak. Sıradan insana dokunan reformlar geliyor.