BIST 10.125
DOLAR 34,95
EURO 36,72
ALTIN 2.975,32

Yeni Türkiye eski Erdoğan

Bunca "yeni"nin arasında, Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı olarak karşımızda yeni bir Recep Tayyip Erdoğan görebilecek miyiz?

AK Parti'nin, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullandığı, sonrasında yeni genel başkanın seçilmesinde kullandığı ve uzunca bir süre de sık sık duyacağımız yeni mottosu : Yeni Türkiye
 
Dün kongrede AK Parti'nin yeni genel başkanı, yani bir anlamda Türkiye'nin yeni Başbakanı seçildi: Ahmet Davutoğlu...
 
Kongrenin ana teması : Hep birlikte Yeni Türkiye
 
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle milad kabul edilen "Yeni Türkiye" sürecinin kodlarını aslında Erdoğan'ın vizyon belgesi oluşturuyor. Erdoğan'ın ve Davutoğlu'nun kongre konuşmalarına baktığımızda yine vizyon belgesinin yansımalarını görüyoruz. 
 
Hedefte yeni bir anayasa, çözüm sürecinde yeni bir açılım var. Ve tabi çok da yeni sayılmayan "paralel yapı" mücadelesi.
 
Her şey "Yeni Türkiye" söylemi üzerine kurularak, hem partinin üstündeki metal yorgunluğu alınmaya hem de Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığıyla oluşacak yeni yönetim anlayışına geçiş için psikolojik zemin hazırlanmaya çalışılıyor. 
 
Artık Türkiye'nin önünde yepyeni bir yol var.

Cumhurbaşkanı yenilendi, Başbakan yenilendi, iktidar partisinin genel başkanı yenilendi, hedefler yenilendi, vizyon yenilendi, algılar, söylemler, dostlar, düşmanlar, yol haritaları yenilendi. Cuma günü Bakanlar Kurulu yenilenecek ve 2015 seçimlerinde de 12 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisinin vekilleri yenilenecek. 
 
Peki bunca "yeni"nin arasında, Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı olarak karşımızda yeni bir Recep Tayyip Erdoğan görebilecek miyiz?
 
Bunun cevabını dün Erdoğan, kongre konuşmasında bizzat kendisi verdi.

32 sayfadan oluşan konuşma metnini elime alıp, konuşmasını dinlemeye başladım. Erdoğan güçlü hitabetinin de etkisiyle metne birebir sadık kalan bir lider değil. Zaman zaman konusuna göre içinden geldiği gibi eklemeler yapar. Bu konuşmasında da metin dışına çıkarak "hassasiyet" duyduğu konularda çeşitli vurgular yaptı. 
 
İşte Erdoğan'ın metin dışında söylediği bazı cümleler:
 

- Konuşmasının başlarında metinde olmadığı halde iki ayete vurgu yaptı. Hud suresi 112. ayette geçen "emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun"  (ki bu ayet Efendimizin "beni ihtiyarlattı" dediği ayettir). Ve Al-i İmran suresinde "yapılacak işlerde istişare edilmesi" söylenen 159. ayet.  
 

- "Bizim dahi, yakın tarihimiz, davasına ihanet eden, partisine ihanet eden, kendisini seçen milletine ihanet edip zillete düşen isimlere şahit olmuştur." Bu cümlenin ardından metin dışına çıkarak : "Ama şunu da unutmayın, unutulmaya namzet adaylar da yok değil, var. Bunlar da zamanı gelince tarihin çöplüğünde yerini alacaklardır"dedi. Yani yeri gelmişken "birilerine" de mesaj vermeden geçmedi. Erdoğan'ın bu üstü kapalı mesajı kimlere verdiğini galiba zamanı geldiğinde öğreneceğiz.
 

- "Türk Lirası'ndan 6 sıfırı başarıyla biz attık" cümlesinin ardından Emin Çölaşan'a gönderme yaparak metnin dışına çıktığı cümlesi: "Eğer paradan 6 sıfır atarlarsa ben Taksim'de anırırım" diyen yazarlar vardı, hala anırmalarını bekliyoruz".
 

- Konuşma metninde "AK Parti bir Türkiye partisidir" diye geçen cümleye ekleme yaparak "AK Parti sadece bir Türkiye partisi değil dünya partisidir" dedi. 


- "Olağanüstü Hal'i biz kaldırdık. Başörtüsü zulmüne biz son verdik" cümlelerinin ardından başörtüsü konusunun üzerinde biraz daha durdu ve metnin dışında: " Başörtülü ve başı açık kızlarımız beraber okuyor. Ülke bölündü mü? Biz bu zulmü bu ülkede yaşadık. Bu zulüm bu millete reva mıydı? Üniversite bitirmiş kızımızı evine hapsetmek doğru muydu? Özgürlük diyorsak özgürlük buydu. Devlet dairelerine giremiyorlardı. Şimdi görev alabiliyorlar. N'oldu devlet yıkıldı mı?" ifadelerini kullandı. 
 

- Tam da "biz bugün yeni bir sayfa açalım, dargınlıkları, gerilimleri, kamplaşmaları ve kutuplaşmaları bir kenara bırakalım" vurgularının olduğu kısımda, CHP'nin Cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılmama kararı aklına gelmiş olacak ki yine metnin dışına çıkarak:  "Yemin törenine katılmayacağını söyledi. Katılmazsanız biz ne kaybederiz? " diyerek lafı çaktı. 
 

- Konuşmasının "paralel yapı" ve hukuk sistemini içeren bölümünde, metinden bağımsız olarak yaklaşan HSYK seçimlerine dikkat çekti. HSYK seçimlerine müdahale edilmek istendiğini vurgulayıp ardından da "Bu ülkenin Başbakanı'na tweetler yoluyla hakaret eden savcılar var" dedi. Belli ki Zekeriya Öz'ün tweetleri unutulmayacaklar listesinde yerini koruyor. 
 

- "Paralel yapının tabanındaki mensuplarına bir kez daha samimiyetle, gönül diliyle sesleniyorum. Lütfen kendilerini sorgulasınlar. Lütfen mensubu oldukları yapıya ilişkin sorular sorsunlar." dedikten sonra sorgulayacakları bazı maddeler sıraladı.

Bu bölümde de metnin dışına çıkarak kendisi Gülen'e daha önce de sorduğu şu soruları yineledi: 

"Sen Türkiye'yi seviyorsan niye Türkiye'de değilsin de Pensilvanya'dasın. Neden Konya, Ankara .... değil de Pensilvanya? İnzinaya çekilmekse, itikafa girmekse buralar da oralardan daha anlamlı olacaktır."
 

- Ve konuşmasının sonlarına doğru yine paralel yapıyı kastederek: "Cumhurbaşkanlığı makamında, bu ihanetin hesabını sormak benim boynumun borcudur" cümlesinin ardından "Bu konuda kimse Cumhurbaşkanlığı makamında benim sessiz kalmamı beklemesin" diyerek olası beklentilere de metnin dışına çıkarak net bir cevap verdi. 


Erdoğan Eski Erdoğan 

Erdoğan "Başbakan olarak son günümde AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son dakikalarımda, buradan, bizi sevsin ya da sevmesin 77 milyonun her bir ferdine bir kez daha musafaha için elimi uzatıyorum" dese de; biriktirdiklerini, içinde yer edenleri, unutamadıklarını Cumhurbaşkanı oldu diye öyle bir çırpıda silip atmayacak. Aksine eski Türkiye'den taşıdıklarıyla, yine eski üslubuyla kavga/mücadele etmeye devam edecek. 

Kısacası; Yeni Türkiye'de her şey yenilense de Erdoğan eski Erdoğan olacak.