Yeni Türkiye Dergisi ve Müzik kütüphanesi….
Biz kullara verilen ilk emir, “Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku” dur.
GÜNCEL/YÜKSEK LİSANS: Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Biz, önemli gördüğümüz, sanat alanı ileilgili 2 mad. veriyoruz.
MADDE 27 -(1) Enstitü anabilim/anasanat dalı başkanlığı, her öğrenci için danışmanlık yapacak kendi üniversite kadrosunda bulunan, ders ve uygulama seçimi ile tez, sergi, proje, resital, konser, temsil gibi çalışmaların yürütülmesi için bir danışman ile danışman ve öğrencinin birlikte belirleyeceği tez, sergi, proje, resital, konser, temsil gibi çalışmaların konusunu ve başlığını enstitüye önerir, bu öneri enstitü yönetim kurulu kararı ile kesinleşir. Danışmanın öğrencinin programı içinde ne zaman atanacağı ilgili senato tarafından kabul edilen yönetmelikle belirlenir. Ancak danışmanın, en geç ikinci yarıyılın sonuna kadar atanması zorunludur. Sanatta yeterlik çalışmasının niteliğinin birden fazla tez danışmanı gerektirdiği durumlarda ikinci tez danışmanı atanabilir. Sanatta yeterlik programlarında tez, sergi, proje, resital, konser, temsil gibi çalışmalar yönetilebilmesi için, başarıyla tamamlanmış en az bir yüksek lisans tezi yönetmiş olmak gerekir. İkinci tez danışmanı üniversite kadrosu dışından da doktora/sanatta yeterlik derecesine sahip kişilerden olabilir. MADDE 29 -(1) Sanatta yeterlik çalışmasında başarılı olan öğrenciye, diğer koşulları da sağlamak kaydıyla Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan sanat dalının özelliğine göre alanı belirleyen bir diploma verilir. Mezuniyet tarihi tezin sınav jüri komisyonu tarafından imzalı nüshasının teslim edildiği tarihtir.
GÜNCEL/MESNEVİ: Mevlana Celaleddin Rumi'nin dünyaca tanınan eseri Mesnevi, Svahilice yayımlandı. Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali, Tanzanya ve Uganda gibi Doğu Afrika ülkelerinin ortak dili Svahilice, dünyanın yaygın dilleri arasında yer alıyor. Afrika Müslümanlarının dili olarak da kabul edilen Svahilice'de, çok sayıda Arapça kökenli kelime olduğu biliniyor. Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığınca, 2005'ten bugüne Mesnevi'nin 25 dilde baskısının yapıldığını bildiren Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, şunları kaydetti: Mevlana'nın yüzyıllar öncesinden Konya'da yaktığı ışığın bugün dünyanın her yerinde kalpleri aydınlattığını Mevlana'nın eseri Mesnevi'nin ise sevgi, hoşgörü ve barışa ilham kaynağı olarak görülmektedir. Böylesine önemli bir başucu kitabını, eşsiz bir kaynağı, daha geniş kitlelerle buluşturmayı, kendimiz ve kültürümüz için bir ödev telakki ederek, kurumsal sorumluluğumuz gereği yayın hayatına kazandırdık. Mesnevi'nin, dünyanın önde gelen dillerinden biri olan Svahilice'ye çevrilerek basımı tamamlandı. Svahilice Mesnevi, altı cilt halinde lüks kutulu ve baskılı şekilde Kültür AŞ merkezlerinde okuyucularına sunuldu. Hedefimiz Mesnevi'yi 50 dile çevirmek." (A.A.) Konya Büyükşehir Belediye Başkanı T. Akyürek’i ve emeği geçenleri, tebrik ve teşekkür ediyoruz …
YENİ TÜRKİYE DERGİSİ….
Müzik alanında dergiler uzun ömürlü olamıyor. Başta Pan Yayıncılık olmak üzere, yayınevleri müzik alanında yayın yapıyorlar yada yapmaya çalışıyorlar ama, okuma oranı iyi değil. Sadece 40 Konservatuar var demekle iş bitmiyor. Öğrencileri kanalize etmek lazım. Ancak; öğretim elemanı okumazsa, yayınlardan haberi olmazsa, öğrencilerine tavsiye edemez ki!... Bildirilerin kaynaklarına bakıyorsunuz, 2000’den sonraki hiçbir yayın gözükmüyor, bu da çok büyük eksiklik…Biz akademisyenler olarak; alanımızı destekleyelim ki, yayınevlerine heyecan gelsin…CD’lerde aynı durumda, çoğu özel yapım, ama dinleyenleri yok…
KADEM diye bir dergi gözüküyor internette, ödüller veriyor/alıyor, ama müzik insanlarının haberi bile yok…Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu derginin düzenlediği bir konser/ödül gecesine 8.000 TL yardım yapıyor, ama Mayıs 2017’de 24. Yılına girecek “İstanbul Türk Müziği Günleri’ne beş kuruş vermiyor. Üstelik, Güzel sanatlar Genel Müdürümüz, sanatçı dostumuz M.Salim Tokaç…Derginin web’indeki e-maile bilgi için not yazdım, dönülmedi, telefon açtım, bir arkadaş çıktı, “neden e-maillere cevap vermiyorsunuz?” dedim, “Genel Yönetmen hasta dedi, göndeririz” dedi, 2 sene geçti…Ne iş yaparsanız yapın, ciddi olunmalı...
Yayın Kurulu üyesi olduğum,ciddi Folklor dergisi, 3 ayda bir Sarıyer Belediyesi’nin destekleriyle yayınlanmaya devam ediyor. Alanında; özgün, güzel, alanda çalışılmış, ciddi yazılarla dikkat çekiyor.
Destekler olmasa kültür alanında iş yapmak çok zor. İstanbul Türk Müziği Günleri’nde bunu 24 yıldır bütün ağırlığı ile yaşıyoruz.
Avcılar Belediye Başkanı H.Toprak BENLİ’nin destekleriyle; “2013, Tiyatro ve Edebiyatın; Müzikle Etkileşimi Sempozyumu” ve “2016, Müzikte Metod ve Müzikle İletişim Uluslar arası Sempozyumu” Bildiri Kitapları yayınlandı ve bildiri sahiplerine, Bakanlıklara, Kütüphanelere ulaştırıldı. Destek verenlere, katılan bilim/sanat insanlarına, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Geçen gün bir dergi –atlamışım- gözüme çarptı; “Yeni Türkiye”, 57. sayısını Türk müziğine ayırmış.(Mart-Nisan 2014, Yıl 10) Dergi; Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi tarafından yayınlanmakta. Bu sayı; 1542 sayfa ve bir çok akademisyenin/müzik uzmanının makalesine yer verilmiş. Hemen İTÜ TMDK Kütüphanesi’ne –olmadığı için- aldırılması için istekte bulundum. Araştırmacı arkadaşım Öğr. Gör. Sn. Süleyman Şenel, kendisinde olduğunu belirtip göndermiş, inceleme fırsatım oldu.
Dergi ile ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum; dergide, ciddi araştırmalar var. Ancak, bazı yazılar daha önce dergilerde/sempozyumlarda sunulmuştu.
Bir yazarın “birkaç makalesi” olması, “2 sayfalık” bazı yazıların makale diye konması doğru olmamış. Bazı makalelerde bilinenler tekrar edilmiş…. Onun yerine değişik kurumlardan, başka uzman ve akademisyenlere ulaşılabilseydi, o zaman paylaşım daha fazla olurdu.
Bir makalenin/bildirinin yazarı hiçbir şekilde; “….Dekanı, ……Müdürü, ….ABD Başkanı…….Bölüm Başkanı v.b.” diye dipnot vermez/yazamaz, yanlıştır. Çünkü; idari görevler geçici, akademisyenlik kalıcıdır. İdari görev olması, o yazının kıymetini artırmaz/eksiltmez…
Tabi, burada editörün de dikkatli olması gerekir, bazı yanlışlar düzeltilebilirdi ki, biz düzenlediğimiz sempozyum bildiri kitabı yayınlarımızda –yazarın da olurunu alarak- yapıyoruz..
Yine de, bu yayını müzik alanına kazandırdığı için; yayın yönetmeni ve editörü, eski bakan H. Celal Güzel’e ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bkz:
MÜZİK Kütüphanelerİ..
Üniversitelerin olmazsa olmazı; bilimsel, idari ve mali konularda özerkliktir.
Akademisyenin “bilimsel ölçütler” ve “etik kurallar” çerçevesinde; “eğitim, öğretim, araştırma ve yayın yapabilmesi için, herhangi bir dış etkiden uzak kalacak bir ortamın bulunması” gerekmektedir.
Bir akademisyen için de; “araştırma, inceleme,projeler için laboratuvarlar ve kütüphaneler” vazgeçilmezdir. Artık, ülkemizde 24 saat açık olan kütüphaneler öğrencilerin ve akademisyenlerin hizmetindedir. İBB Atatürk Kitaplığı, öğrencilerle dolup taşıyor…Kütüphanecilik ve müzecilik anlayışı her geçen gün ivme kazanıyor. Cumhurbaşkanı; Külliye’de 4 milyonluk kütüphane kurmak istiyor.
Biz, bu yazı ile beraber bir duyuru yapıyor, İstanbul’da bulunan Kütüphaneleri sanat/müzik açısından değerlendirmek, yetkililerden aldığımız bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu amaçla, İTÜ TMDK, Miam ve İstanbul Kütüphaneleri yetkililerine, iki-üç ay önce bazı sorular gönderdik, gel(irse)dikçe yayınlayacağız.
Kuruluşunda (2008), o zamanki yönetimle birlikte biraz emeğimiz olan İTÜ TMDK E.Berker Kütüphanesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’ne en fazla kitap getiren/bağışlayan kişiyim herhalde.
Her ne kadar, o zamanki (C.A-Ş.B. yönetimi tarafından) açılışta adımız okunmayıp, plaket verilmese de gerçekler değişmiyor!.. Dün yine 4 yayın daha teslim ettim.
Yeni öğrendim ki, değerli hocamız Sabahattin Ergin’de 200’ü aşkın kitap hediye etmiş. (03.02.2017 görüşmesi) Kurumculuk böyle bir şey; emekli olsanızda ayrılamıyor, katkıda bulunmak istiyorsunuz… S.Ergin Hocamızın kızı, Yüksek Mimar Eda Demirel Viyana Kütüphansi’nden bir resim (ektedir) göndermiş, teşekkür ediyoruz.
Nereye gitsem, mutlaka T.M.D. Konservatuarı için bir malzeme getiriyorum. Derslerimde öğrencilere; yazılardan, tezlerden, kitaplardan söz edip, kantin yerine kütüphaneye yönlendiriyorum. Kötü bir huy bu!...
Ama, bir kere daha söylemek zorundayım ki; kütüphanenin girişindeki pano yazısı/resmi ve panodaki imza bir çok sanatçı/akademisyen gibi beni de rahatsız etmekte. Çünkü; bu güzel, zengin ve kullanışlı merkezi İTÜ Rektörlüğü yapmıştır, yani kamu malıdır.
Chaplin demiş ki; “Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.”
Gelecek yazı: 3.Milli Kültür Şurası kararları uygulanacak mıymış?!...(1)
Yazımızı Âşık Sümmanî’nin bir şiiri ile bitirellim.
Ya ben derdim kime şekva edeyim
Hicran benim, firkat benim, verem ben
Hangi bir tabibi sual edeyim
Mecruh benim, Lokman’ı ben, saran ben.
.
Bu dert bende olur mu ki hiç nihan
Kişi kemâline bu mudur nişan
Soldu güller bozulalı gülistan
Bahçesi ben, bahçıvan ben, deren ben.
Vefalılar acır sandım ben anı
Çıktım yola arda koydum vatanı
Kime sual edem ben o cânânı
Gelici ben, gidici ben, varan ben.
Ehvalime nice çekeyim aman
Harap oldum anı gördüğüm zaman
Bakmadı ahıma ol şeh-i hûban
Aldanan ben, sızlanan ben, yeren ben.
Ben gözümü senden etmem hiç beri
Söyle güzel nasıl dönem ben geri
Ne idem de unutam o gözleri
Ülfet eden, nefret eden, gören ben.
Sümmanî der vardım cânân eline
Rahm etmedi gözlerimin seline
Her varımı, her yoğumu elime
Teslim edip, teslim olup, veren ben.