BIST 9.673
DOLAR 35,18
EURO 36,63
ALTIN 2.957,62
HABER /  GÜNCEL

Yeni Şafak'a beklenmedik eleştiri

Kürşat Bumin ve Alper Görmüş'ün Yeni Şafak'ta hazırladıkları Kronik Medya, bu kez kendi gazetelerini eleştirdiler. Eleştiri, gazetenin attığı bir başlıktan kaynaklandı.

Abone ol

Kürşat Bumin ile Alper Görmüş'ün eleştirisi şöyle.... 'İslami terör' adlandırmasına neden karşı çıkmıştık? En başta açık açık söyleyelim: Biz, İstanbul'da perşembe günü yaşanan ve dört yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan terör olaylarını, siyah zemin içinde sarı renkli dev puntolu "KIZIL TERÖR" başlığıyla gören gazetemizin tavrını doğru bulmuyoruz... Açıkçası, bir önceki "İstanbul'a terör saldırısı" günlerinde (Kasım, 2003) yalnızca bu sayfadan değil, bu gazetenin çeşitli köşelerinden "teröre ad koymayın, terör terördür" uyarılarının boşa gittiği gibi bir duygu içindeyiz. Bu sayfada ve bu gazetenin köşelerinde, ille de "İslami terör" diyenlerin amacının "üzüm yemek değil, bağcı dövmek" olduğu; bunun altında, teröre bulaşmış müslümanlar üzerinden bütün bir inanç sistemiyle hesaplaşma saikinin yattığı boşuna mı savunuldu? Peki şimdi bu manşet ne? Ne oluyoruz? Gazetemizin, kendilerini "sol, sosyalist" olarak ilan eden ama terörü bir siyaset aracı olarak kullananları lanetlemesine tabii ki bir itirazımız yok. Fakat bu başlıkla bu sınırın epeyce ötesine geçilmiş olmuyor mu? Soğuk Savaş günlerinin Tercüman gazetesinin manşetlerini andıran bu başlık, terörün her türlüsünü lanetleyen solcuları, sosyalistleri ("kızıl"ları) de lanetlemiş olmuyor mu? Yoksa eski günlere mi döndük, "ister terörü savunsun ister karşı çıksın, fark etmez, kızıl kızıldır" mı diyoruz? Aynı gün, "kızıl"ların gazetesi Birgün, "BOMBANIN AKLI YOK" manşetiyle ve kendilerine "Marksist" diyenlerin yarattığı teröre açıkça karşı çıkan bir habercilik anlayışıyla yayımlandı... Gazetenin yazarlarından Saruhan Oluç'un manşetin ayağına yerleştirilen yazısında bakın neler deniyordu: "(...) Şimdi şiddeti, saldırganlığı, terörü ve Irak'taki işgali kınamak için sokağa çıkmak gerek. Bombalara ve şiddete başvuranlar aslında demokratik tepkilerin gücünün azalmasını istiyorlar. (...) Birileri, ne adına yaptıkları pek belli olmayan böyle işlerle halkın demokratik tepkisini engellemek isteyenlere yardım etmiş oluyor. O nedenle bunlar akılsız bombalardır..." Yeni Şafak'ın manşeti, "haber dili" açısından da çok problemli... Türk basınının sıkça başvurduğu, bol "belirtildi"li ama sıfır kaynaklı haber dilinin tipik bir örneği... Tamamı altı uzun cümleden oluşan haberin ilk dört cümlesi, başka hiçbir gazetede görmediğimiz ayrıntılı bilgileri şu yüklemlerle iletiyor okurlara: "Belirtiliyor", "ifade ediliyor", "iddia ediliyor", "tahmin ediliyor..." Haberin son iki cümlesi ise "uzmanlar" diye ifade edilen bir "kaynağa" dayandırılıyor. Bu "uzmanlar"ın "üzerinde durduğu" noktalardan biri de "silahlı ve bombalı eylemleri bu örgütlere mensup ateist militanların gerçekleştirmiş olması" imiş... Yani nasıl? Bu örgütler içinde "ateist olanlar", "ateist olmayanlar" diye bir ayrım vardır ve eylemleri birinciler mi gerçekleştirmiştir? Yoksa söylenmek istenen "Bu örgüt mensuplarının hepsi ateisttir ve onlardan da zaten bu beklenir" gibi bir şey midir? Gelin, vakit geçmeden hep birlikte bir daha düşünelim şu "KIZIL TERÖR" manşetinin üzerinde... Düşünelim ve hiç değilse "İslami terör" diyenlere karşı itiraz etme hakkımız baki kalsın diye bir daha bu tür Soğuk Savaş artığı manşetleri atmayalım... (A.G.)