Yeni Şafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler, başörtüsü tartışmalarına farklı bir açıdan yaklaştı.
Abone olManidar zamanlarda örtünenlere saygı duyamadığını belirten Yeni Şafak si yazarı , "Cehennem ahalisi içinde başörtülülerin muaf tutulduğuna ilişkin bir havadis henüz ulaşmadı." diye yazdı.
Yazar Pınar Kür'ün başörtülülere hakareti sonrası örtünme tartışması yeniden gündemde. Geçtiğimiz günlerde Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç'ın kapanması tartışmaları daha da alevlendirdi.
"Başörtüsünde zamanlama manidar" başlıklı köşesinde bu konuyu ele alan Böhürler, dindarlığın başörtüsü üzerinden değerlendirilmesine tepki gösterdi.
Seçim sonrası kapanmalar için komut verildiği yönünde rivayetler dolaştığını yazan Böhürler, "Umarım başörtüsü gizli amaçlara perde olmaz" ifadelerini kullandı.
KAPANAN REKTÖRE MESAJ MI?
Bilindiği gibi kapanan Saraç hakkında cemaate yakın olduğu için 'taktik gereği' kapandığı iddiası ortaya atılmıştı. İşte yazarın yankı uyandıracak yazısından bir bölüm:
TEK TİP ÖRTÜNME BİÇİMİ YOK
"Başörtüsü konusundaki fikirlerim özellikle İslam ülkelerinde geniş bir coğrafyayı kapsayan çalışmam esnasında değişti. Bu meselenin dini boyutu kadar kültürel bir boyutu olduğunu görmek konuya biraz da sosyal analizler çerçevesinde bakmamı sağladı. Her kültürde örtünme olsa da mutlak iyi tek tip bir örtünme biçimi dünya coğrafyasında yok. Dini kaynaklardan yola çıkarak yapılan tarif ve tanımların kültürlerin, coğrafyaların, cinsiyetlerin, tarihin süzgecinde yorumlandığını ise unutmamak gerekiyor.
TERCİHLERİMİZ SADECE RIZA ÇERÇEVESİNDE ŞEKİLLENDİĞİ SÜRECE
Yani ille de belli bir biçimde örtünmek gerekmiyor; iyi Müslüman olduğumuzu göstermek için. Allah'a giden yollarda tercihlerimiz sadece 'rıza' çerçevesinde şekillendiği sürece tabii ki… Benim itirazlarım da tam bu noktada başlıyor. Siyasetin trendleri, kariyer, konjonktür, komutlar, tedbirci hallerimiz gibi nedenlere dair hissettiğim her örtünme bende gönül hoşluğu değil, negatif çağrışımlara sebep oluyor. Mecbur kalıp ya da fikirlerini değiştirip başını açanlara duyduğum saygıyı bu sebeplerle manidar zamanlarda örtünenlere duyamıyorum.
90'LI YILLAR İLE GÜNÜMÜZ
Yıllar önce (90'lı yıllarda) bazı sağ muhafazakâr çevrelerde 'Aman örtünmeyin, aramızda açıklar olsun ki işlerimizi kolay halledelim' diyenlere duyduğum tepkiyi bugün; 'Örtünelim de işlerimiz daha kolay hallolsun' diyenlere de duyuyorum.
Başörtüsü, riski göze almayı gerektirirdi eskiden. Şimdi ise riski göze almamayı ifade ediyor. Bu nedenle son yıllarda sayıları giderek artan başörtüsü takanlar arasında bir duygudaşlık da artık kolay kolay kurulamıyor.
BAŞÖRTÜSÜ BİZİ DAHA İNSAN DAHA İMANLI YA DA DAHA İYİ MÜSLÜMAN DA YAPMAZ
Örtünme konusunda zamanlama manidar hale geliyor. Seçimlerden sonra örtünmenin bir manası var mı bilmiyorum. Ancak bu konuda komutların verildiği rivayetlerini de ilginç buluyorum. Umudum olmasa da umarım her türlü komut hep kalbimizden ve hak rızasından kaynaklanır. Umarım başörtüsü gizli amaçlara perde olmaz. Umarım dindarlık ve ahlak sadece başörtüsü üzerinden değerlenmez. Kalplerde olanı yalnızca Allah bilir.
Başörtüsü bir moda değildir. Başörtüsü bizi daha insan daha imanlı ya da daha iyi Müslüman da yapmaz. Bir kariyer ve yükselme vesilesi de değildir. Allah katındaki değerini ise hiç bilemeyiz. Cehennem ahalisi içinde başörtülülerin muaf tutulduğuna ilişkin bir havadis henüz ulaşmadı.