Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, çarşaflı anne hakkında tepki çeken tweet atan oyuncu Barış Atay'a yüklendi.
Abone olYeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, oyuncu çarşaflı anne için attığı tweetle şimşekleri üzerine çeken oyuncu Barış Barış Atay için "Biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma. Olur mu?" diye yazdı.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun 2015’ün ilk bebeğine ziyareti sırasında çekilen kare hakkında ‘Fotoğraftaki anneyi bulunuz’ yorumu yapan Barış Atay tepki çekti.
Eleştirilerin odağındaki ismi kaleme alanlardan birisi de yazar İsmail Kılıçarslan oldu. "Bir faşist: Barış Atay" başlıklı bugünkü yazısında yazar, Atay'ın gelen eleştirilere verdiği yanıtı yorumladı.
Atay'ın sonradan yaptığı açıklamanın özrü kabahatinden büyük olduğunu yazan Kılıçarslan, bugünkü köşesinde hedefteki ismi "Zira hepimizi aptal, gerzek, okuduğunu anlamaktan aciz insanlar olarak konumlayıp alayımızın zekâsıyla dalga geçmeye çabalıyor." sözleriyle eleştirdi.
Atay eleştirilere böyle yanıt vermişti Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun 2015’ün ilk bebeğine ziyareti sırasında çekilen kare hakkında ‘Fotoğraftaki anneyi bulunuz’ yorumu yapan Barış Atay, tepkiler üzerine Twitter’dan şu açıklamayı yapmıştı: "Bu tweetten kadına, giyimine, dine hakaret çıkarmak tek kelimeyle manipülasyondur. Önce ‘kadın çalışmamalı’ diyen bakanı eleştirmenizi beklerdim. Din üzerinden manipülasyon yapıp hepimize saldıranlara alıştık da kendine solcu diyenlere hiçbir şey demiyorum artık. Yine de bilmeden kırdığım bütün kadınlardan özür dilerim. Ben kimsenin tercihine asla laf etmedim ama kadını yok sayan, en mutlu gününde bir foto karesinin köşesine iten zihniyete hep hayır diyeceğim." |
İnsanların yaşam tercihlerine hakaret ettiğini söylediği Atay'ın sözünün arkasında durmadığını yazan Kılıçraslan oyuncuya böyle tepki gösteriyor:
AZICIK TUTARLI OLABİLSENİZ
"Gerçi pardon yahu sevgili şey, neydi tutarlılığını sevdiğimin adı, hah, Barış. Senin ve senin gibilerin tutarlı davranmasını beklemek hata... Azıcık tutarlı olabilseniz, sizin bir sürü para kazandığınız dizilerde emekleri sömürülen, üç kuruş paraya saatlerce ve genellikle sigortasız olarak çalıştırılan, yemek için bile sadece 15 dakika izin verilen hakiki emekçilere karşı da ‘sosyalist’ olmanızı umut edebilirdik.
SİZİN SOSYALİSTLİĞİNİZ
Fakat biliyoruz sevgili şey. Sizin sosyalistliğiniz ya dizi sözleşmesini ya da Cihangir’de içkinin dublesine 30 kaat bayıldığınız cafe-barları görene kadar. Onun için biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma. Olur mu?
BİRLİKTE YAŞAMANIN KÖKÜNE DİNAMİT
Toplumsal barıştan, birlikte yaşamaktan, ifade ve tercih özgürlüğünden söz eden herkesin aslında birbirine ‘yaşam biçimi’ dayattığı bir memlekette yaşamaktan artık sıkılanların bu ve benzeri pespayeliklere karşı seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Sesler yükselmeli ki ‘sahteyi gerçekten’, ‘salağı akıllıdan’, ‘kötüyü iyiden’ ayırabilelim. Solcu, muhafazakâr, İslamcı, Ülkücü... İdeolojisi ne olursa olsun, böyle yapan heriflerin aslında ‘birlikte yaşama’ imkânımızın köküne dinamit döşediğini görelim artık ne olur.
BENİMKİSİ LİNÇ DEĞİL
Şimdi bu yazıdan sonra ‘yandaş medya yazarından linç girişimi’ diye başlık atacak medyaya da bir çift sözüm var. Benimkisi linç değil, kendini özgürlükçü zanneden bir faşistin ifşası. Bunu da böylece yazın e mi?
Ne diyordu Lenin: ‘Hafızım, Allah lillah aşkına bırak. Ben bu kenarımın sosyalistlerini iyi bilirim. Halkın çocukları meydanlarda ölür, bunlara da işin ekmeğini yemek kalır.’