Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeni kurulacak hükümetin bir dizi reforma imza atacağı sinyalini verdi. Şimşek, Maliye Bakanlığı görevine devam edip etmeyeceği sorusuna ise 'bilmiyorum' yanıtını verdi.
Abone olMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, Financial Times’a mülakatında 1 Kasım seçim sonuçlarının, büyümeyi güçlendirecek reformlar için uygun bir zemin hazırladığını söyledi.
BBC Türkçe servisinin Financial Times gazetesinden aktardığı habere göre, Şimşek, ekonomiyi canlandırma ve yapısal sorunların çözümüne yönelik reformların vergi gelirlerinin artırılmasından başlayarak, rekabet, bireysel mevduat, istihdam ve resmi emeklilik planları olan vatandaşların sayısının artırılmasına odaklanacağını belirtti.
Bakan Şimşek, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi ve vergi yasalarında yapılacak değişikliklerin, şirketleri iç piyasadan kredi çekmeye ve hisse senedi satmaya özendireceğini kaydetti.
Gazete, son iki yılda, siyasi belirsizliğin de etkisiyle TL’nin değerinin düşmesi nedeniyle dışarıdan para alan şirketlerin borçlanma maliyetlerinin arttığını belirtiyor.
Mehmet Şimşek mülakatta, yeni hükümette maliye bakanlığına devam edip etmeyeceğini ise bilmediğini söyledi. Gazete, 1 Kasım seçimleriyle Meclis’e dönen Ali Babacan’ın yeniden ekonominin başına getirilmesinin beklendiğine dikkat çekti.
Mehmet Şimşek, ekonomideki yavaşlamanın büyük ölçüde AB ve Rusya’ya ihracatın düşmesinden kaynaklandığını belirterek, Türkiye’nin Hindistan ve Çin dışındaki yükselen ekonomilerden daha iyi bir performans gösterdiğini savundu.
'MERKEZ BANKASI HÂLÂ BAĞIMSIZ KARARLAR ALABİLİYOR'
Şimşek, reformların iç tüketim ve değerli mal ihracatı gibi temel noktalara odaklanarak cari açığı kontrol altına almayı hedefleyeceğini kaydederek seçim kampanyası sırasında, asgari ücretin artırılması ve çiftçilere yapılacak ödemeler gibi vaatlerin etkilerine ilişkin kaygıların abartılı olduğunu, bunların gayri safi yurt içi hasıladaki oranının yüzde 2'nin altında olduğunu ve bu vaatlerin 2016 bütçesine girdiğini vurguladı.
Gazeteye göre Maliye Bakanı, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda ise şunları söyledi:
“Merkez bankalarının siyasiler tarafından eleştirilmesi Türkiye’ye özgü bir şey değil. Banka hâlâ bağımsız kararlar alabiliyor. Sonuçta merkez bankasının performansını, hedeflerine ulaşmakta ne kadar başarılı olduğuna göre değerlendirmelisiniz.”
YAZIYI ELEŞTİRİYLE BİTİRDİLER
Yazının sonunda şu ifadelere yer veriliyor:
“Ancak kredi stratejileri uzmanı Nicholas Spiro, ‘Eğer anlamlı reformlar için bir katalizör olacaksa, bu AK Parti’nin ezici zaferi değil, ekonominin pratikte karaya oturduğu gerçeği olacaktır. AK Parti, çok ihtiyaç duyulan yapısal reformları yapmadı ve partinin, özellikle de Erdoğan’ın bu reformları benimsemeye gönüllü olduğundan şüphe duymak için birçok neden var’ diyor.”