BIST 9.395
DOLAR 34,58
EURO 36,67
ALTIN 2.899,13
HABER /  GÜNCEL

Yeni enerji politikası şart

'21 Haziran Dünya Güneş Günü' dolayısıyla TMMOB Başkanı Koramaz yazılı açıklama yaptı.

Abone ol

TMMOB Makina Mühendisleri Odası  Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz basın acıklaması yaptı.

Türkiye"nin enerji sorunu, teknolojisi ve yakıtı tamamen dışa bağımlı, atık sorunu çözülmemiş, çalıştırılması bir dizi teknolojik riskler içeren nükleer santraller ile değil, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık veren, ulusal ve kamusal çıkarları gözeten enerji politikalarıyla çözülebilecektir.
Güneş enerjisi, Türkiye"de yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek potansiyele sahip enerji kaynağı olarak değerlendirilmeyi beklemektedir.

21 Haziran kuzey yarım kürede güneş ışığından en uzun yararlanılan gün olması itibarıyla Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu (ISES) tarafından “Dünya Güneş Günü” olarak ilan edilmiş ve bu çerçevede dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, enerji politikaları ile yerli, yeni ve yenilenebilir enerji politikalarının oluşturulmasına yönelik çok yönlü çalışmalar yürütmekte, bu kapsamda “Doğal Gaz ve Enerji Yönetimi Kongresi”, “Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları/Enerji Yönetimi Sempozyumu” ile “Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu”nu düzenlemekte, 2007 yılında bu etkinliklerin yeniden yapılmasını planlamakta; bu konularda raporlar yayınlamakta; yasama süreçlerine yönelik çalışmalarda bulunmakta ve Meslek İçi Eğitim Merkezleri kanalıyla Jeotermal Enerji Uygulamaları, Güneş Enerjisi Sistemleri, Isı Yalıtımı ve Enerji Yönetimi ile Doğal Gaz konularında kurs ve seminerler düzenleyerek belgelendirme faaliyetleri de yapmaktadır.
Enerjide Dışa Bağımlılık Çok Yüksek Düzeydedir
Ülkemiz, yıllardır izlenen ulusal ve kamusal çıkarları gözetmeyen, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince değerlendirmeyen, planlamayı yok sayan, dışa bağımlı enerji politikalarının olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Enerji sektörü günlük ve kısa vadeli politikalarla dışa bağımlı kılınmakta; pahalı, süreksiz ve ithal enerji kaynakları kullanılmakta ve enerjide dışa bağımlılık oranının % 72"lere ulaşmaktadır.
Türkiye"nin enerji tüketiminde hidrolik dahil yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payı ise bugün ancak % 12 düzeyindedir.
2004 yılında 67,8 Milyon Ton Eşdeğer Petrol–MTEP olarak gerçekleşen Türkiye toplam enerji ithalatı, toplam enerji arzının % 72"sini oluşturmaktadır. 2004"te Türkiye"nin ihracat gelirlerinin % 23"ü enerji ithali için harcanmış; 2005 yılında ise artarak % 28,94"e ulaşmıştır.
Güneş Enerjisi ve Türkiye
Dünyadaki enerji türlerinin kökeni olarak güneş enerjisi gösterilmekte, diğer enerjiler güneş enerjisi kökenli “dönüşüm enerjileri” olarak tanımlanmakta ve bütün yenilenebilir enerjiler ve hatta fosil yakıtlar enerjilerini güneşten almaktadırlar.
Güneş enerjisi, güneşten gelen ve yeryüzünde 0–1.100 W/m2 değerlerinde bir ısı etkisi yaratan yenilenebilir bir enerjidir. Bu enerji ile ısıtmadan soğutmaya çok farklı ısı etkisinin kullanıldığı uygulamalar ve değişik teknolojiler ile elektrik enerjisi üretimi de gerçekleştirilebilmektedir.
Güneş enerjili sistemlerin dizaynı ve optimizasyonu için tüm güneş ışınımı değerleri gereklidir. Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi, güneş enerjili su ısıtıcılarında, hububat kurutucularında, güneş fırınlarında ve ocaklarında, odun kurutulmasında, binaların soğutma ve ısıtma sistemlerinde, fotovoltaik pillerde kullanılabilecek alternatif bir enerji kaynağıdır.
Güneş enerjisinin teknik olarak değerlendirilmesi güneş pilleri ve güneş kolektörleriyle gerçekleşmektedir. Fakat güneş pillerinin pahalı oluşundan dolayı kullanımı bugün için çok yaygın değildir. Fotovoltaik (PV) hücreler gürültüsüz, çevreyi kirletmeden, herhangi bir hareket eden mekanizmaya ihtiyaç duymadan güneş enerjisini direkt olarak elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. PV hücreler hesap makinalarında, saatlerde, uydularda, aydınlatmada ve küçük aletlerin çalıştırılmasında yaygın olarak kullanılır. PV hücreler elektik enerjisi iletim hattı bulunmayan ya da uzak olan yerlerde evlerin hatta köylerin, çiftlik evlerinin, su pompalarının, çeşitli aletlerin uzaktan kumandasında da kullanılmaktadır.
Bu bilgilerin toplum bilincine yerleştirilmesi önem taşımaktadır.
EİEİ Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye"nin yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli;
Hidrolik 7,5 MTEP–Milyon Ton Eşdeğer Petrol (Ekonomik Potansiyel)
Rüzgar 19,0 MTEP (Teknik Potansiyel), >2,5 MTEP (Ekonomik)
Jeotermal 5,5 MTEP (Teknik Potansiyel)
Güneş 80,0 MTEP (Teknik Potansiyel)
Biyokütle 6,0 MTEP (Teknik Potansiyel)
olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi güneş enerjisi yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek potansiyele sahiptir.
Türkiye güneş enerjisi yönünden oldukça zengin bir ülkedir. Türkiye"nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresinin 2.640 saat (günde 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddetinin 1.311 KWh/m2-yıl (günlük toplam 3,6 KWh/m2-gün) olduğu tespit edilmiştir.
Türkiye güneş kuşağı içerisinde bulunan bir ülke olup, güneş enerjisince zengindir. Bölgelere göre yıllık toplam güneşlenme süresi 2.993–1.971 Bir Yıla Karşılık Gelen Saat–h/yıl arasında değişirken, enerji yoğunluğu 1.460–1.120 Kilowattsaat–KWh/m2–yıl sınırlarındadır. Türkiye"nin tüm yüzeyine karşılık gelen güneş gücü, brüt olarak 111.500 Gigawatt–GW kadardır.
Türkiye ısısal güneş enerjisi üretimi açısından Çin, ABD ve Japonya"dan sonra dünya dördüncüsü durumundadır. Yıllık 5.690 MWh"lik ısısal güneş enerjisi üretim kapasitesi ile de Avrupa"nın ilk sırasında yer almaktadır.
Ancak ülkemiz, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilecek bir potansiyele sahip olmasına karşın bu kaynaklar ya hiç kullanılmamakta ya da potansiyelin çok altında değerlendirilmektedir. Sınırsız enerji kaynağı olan GÜNEŞ enerjisi ise çok az kullanılmaktadır.
Türkiye"de EİEİ ve ETKB verilerine göre 2004 yılı itibarıyla yaklaşık 10 milyon m2 kurulu olan güneşli su ısıtıcı kolektörlerle 310 Bin Ton Eşdeğer Petrol–BTEP/yıl düzeyinde güneş enerjisi kullanıldığı hesaplanmaktadır. Bu rakam ülkemizdeki toplam ekonomik potansiyelin % 1"ine karşılık gelmektedir.
Ülkemizde güneş enerjisi yaygın olarak evlerin sıcak su gereksiniminin karşılanmasında kullanılmaktadır. Özellikle Güney ve Ege kıyıları başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi hariç bütün bölgelerde güneş enerjisi kolektörleri halen yoğun olarak sıcak su amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca bazı endüstriyel uygulamalar, hacim ısıtma uygulamaları (güneş mimarisi) ile elektrik üretiminde fotovoltaik pillerin kullanımı başlamıştır. Bunun bir uygulama örneği olarak Muğla Belediyesi tarafından sokak aydınlatma sisteminin güneş enerjisinden yararlanılarak yapılmasını gösterebiliriz.
1970"te 28, 2004"te 375 BTEP olan güneş enerjisi üretim ve tüketimi aynı düzeylerdedir, yani üretilen enerji hemen aynı oranda tüketilmektedir.
Türkiye"de güneş kolektörleri vasıtasıyla güneşten su ısıtmada 350 BTEP faydalanılmaktadır. Teknik potansiyel olarak ise evlerin çatılarında bu miktarın 5 katı yer bulunmaktadır. Kişi başına düşen güneş kolektörü alanı açısından dünyada en çok kullanım 0,85 m2/kişi ile Kıbrıs, 0,55 m2/kişi ile İsrail, 0,2 m2/kişi Yunanistan"da gerçekleşiyor. Türkiye"deki durum ise 0,15 m2/kişi düzeyindedir.
2005 itibarıyla güneş enerjisi üretimi için EPDK"ya başvurusu olan firma/lisans sayısı henüz 3 olup (3"ü de Antalya"dadır) öngörülen kurulu güç 62,00 Megawatt–MW"dir. Ancak bu firmaların herhangi bir yatırımı söz konusu değildir.
Oysa özellikle güneş, jeotermal ve rüzgar kaynaklarından enerji elde etmek için gerekli üretim ve ekipmanların büyük bir çoğunluğunun ülkemizde üretimi bulunmaktadır. Gerekli mühendis ve teknik elamana sahip olan ülkemizde gerekli yatırım ve işletme maliyetleri de göz önüne alındığında, güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklarının şu an yeterince değerlendirilemeyen ve ülke ihtiyacının büyük bölümünü karşılayacak mevcut potansiyelleri, verimli bir şekilde değerlendirilebilecek, toplam enerji tüketimi içinde diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırıcı önlemler alınabilecektir.
Bunun için enerjide petrol ve doğal gazda dışa bağımlılığın azaltılması, yerli üretim ve teknolojileri geliştirici, enerji verimliliği ve tasarrufunu geliştiren, çevreyle uyumlu, kamusal planlama esaslı, ulusal kaynaklara dayalı bir teknolojik yapılanmayla yerli, yeni ve yenilebilir enerji kaynaklarının hızlı bir şekilde devreye girmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda;
• Bilindiği gibi siyasal iktidarlar enerji ihtiyacını karşılamakta özellikle doğal gaz kullanımı teşvik etmektedirler. Oysa ülkemizin enerjide dışa bağımlı olduğu düşünülürse, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, örneğin jeotermal kaynakların olduğu bölgelerde jeotermal enerjinin kullanımı teşvik edilmeli hatta zorunlu hale getirilmelidir.
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik yatırımlar teşvik edilmeli, AR-GE projeleri desteklenmelidir. Özellikle güneş enerjisinden yararlanılacak bölgelerde sıcak su ve ısınma konusunda güneş enerjisinin kullanımı zorunlu hale getirilmeli ve ilgili yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
• Yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve bu kaynakların kullanımı ile elektrik enerjisi üretim sistemlerini oluşturan malzeme, cihaz ve ekipmanların yerli üretim koşullarının oluşturulması ve bu alanda teknoloji üretebilir bir seviyeye ulaşmamız sağlanmalıdır.
• Güneş enerjisinden yararlanma konusunda teşvik edici özel politika oluşturulmalı, 2010 sonrasında kuruluş maliyetleri düşeceği bilinen fotovoltaik pillerin yerli üretimi için AR-GE çalışmalarına başlanılmalıdır. Bina çatılarında güneş enerjili piller kullanılması teşvik edilmelidir.
• Güneş enerjisinden yararlanma olanakları yönünden dünyanın en şanslı ülkelerinden biri olan ülkemizde güneş enerjili sıcak su sistemlerinin yaygınlaşması ile güneş kolektörleri kullanımı teşvik edilmeli ve zorunlu tutulmalıdır. Nüfusun ve enerji tüketiminin yoğun olduğu büyük kentlerde yerel yönetimlerle işbirliği yapılarak güneş kolektörlerinin yaygın kullanımı konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
• Güneş enerjisi sıcak su sistemlerinin, güneş enerjisi potansiyelinin yüksek olduğu Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgesi"nde öncelikli olarak, tüm ülkede yeni yapılmakta olan binalarda kullanımını zorunlu tutacak, mevcut binalarda ise teşvik edecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
• Konutlarda tüketilen enerjinin % 80"i ısınmaya harcanmaktadır. Bu nedenle güneş mimarisi önemsenerek uygulanmalı, öncelikle büyük şehirlerden başlanarak yeni yapılmakta olan binalarda yönlendirme ve yalıtıma büyük önem verilmeli, ek maliyet getirmeden % 30"lara varan ısı kazancı sağlayan mimari özellikler kullanılmalı; kırsal alanlarda pişirme amaçlı kullanılan güneş ocaklarının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır.