Milli Eğitim Bakanlığı, 9 ilde pilot uygulaması yapılan yeni ilköğretim müfredatının bu yıl tüm Türkiye’de 1-5’inci sınıflarda uygulanmaya başlanacağını açıkladı.
Abone olMilli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü Servet Özdemir, 9 ilde pilot uygulaması yapılan yeni ilköğretim müfredatının bu yıl tüm Türkiye’de 1-5’inci sınıflarda uygulanmaya başlanacağını belirterek, 6’ncı sınıfların müfredat programının ise pilot okullarda uygulanacağını bildirdi. İstanbul’da görevli il milli eğitim müdür yardımcıları, ilköğretim müfettişleri, ilçe milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, resmi ve özel ilköğretim okul müdürleri ile ortaöğretim müdürlerine yönelik "Yeni İlköğretim ve Ortaöğretim Müfredat Programı" tanıtım seminerleri başladı. Kadıköy’deki Vali Erol Çakır Öğretmenevi’nde yapılan ve 3 gün sürecek seminerlerde katılımcılara yeni müfredatı anlatan Özdemir, eski 1-5’inci sınıf eğitimi sisteminin köyde yaşama göre programlanmış olduğunu söyledi. Yeni ilköğretim müfredatının 9 ilde 120 okulda uygulandığını ve yapılan denetlemeler sonunda yeterli görüldüğünü ifade eden Özdemir, "Yeni ilköğretim müfredatı, bu yıl tüm Türkiye’de 1-5’inci sınıflarda uygulamaya konulacak. Yeni müfredata göre düzenlenen ders kitaplarımız da hazır" dedi. Özdemir, 6-8. sınıfların yeni müfredat programının ise pilot okullarda uygulanacağını kaydetti. Mevcut sistemde öğrencinin edilgen bir pozisyonda olduğunu, öğretmenin dersini anlatıp gittiğini vurgulayan Özdemir, yeni sistemle öğrencilere araştırma becerisi kazandırmayı ve problem çözme kapasitesi vermeyi amaçladıklarını dile getirdi. Eğitimde birtakım kalıp bilgiler vermenin dışına çıkılacağını anlatan Özdemir, "Yeni eğitim programı öğretmekten çok öğrenmeyi merkeze alan bir anlayış kapsıyor" diye konuştu. Özdemir, öğrenmenin bir amaç olmadığını, yetiştirilmek istenen insan tipi için bir araç olması gerektiğini kaydederek, "Asgari bir eğitimi verdikten sonra çocukları farklılaştırmak, onlardaki farklılıkları ortaya çıkarmak istiyoruz" dedi. Servet Özdemir, mevcut sistemin, üreticiliği, yaratıcılığı ve girişimciliği teşvik etmeyen bir sistem olduğuna dikkat çekerek, yeni sistemin ise yaratıcı, atak, problem çözebilen, farklılıklarını bilen ve bunları ortaya çıkaran bireyler yetiştirmeyi hedeflediğini bildirdi. "HERKES MATEMATİK ÖĞRENEBİLİR" Yeni müfredatta herkesin matematik öğrenebileceği mantığından yola çıkıldığını belirten Özdemir, "Çocuklarımız matematikten korkar. Niye matematik öğrenemeyelim ki, genlerimizde bir sorun yok. Sorun yöntemdeydi. Bu yöntem değiştirildi" şeklinde konuştu. Özdemir, yeni müfredatta birçok konuyu azalttıklarını ve konuların birbirleriyle ilişkilerini kurduklarını anlatarak, çocukların hazır bilgiyi almaları yerine bilgiye ulaşmalarını sağlayacak bir sistem oluşturduklarını söyledi. İlköğretim Genel Müdürü Özdemir, "Hedefimiz; çocuklarımız daha yaratıcı, daha girişken olsunlar, hayal kurabilsinler. Projeleri olsun, bu projeleri gerçekleştirmek için gayret etsinler. Yaparak, yaşayarak, deneyerek öğrensinler. Okulları, çocukların mutlu olabilecekleri, daha zevkli vakit geçirebilecekleri mekanlar haline getirmek istiyoruz. Hem fiziksel, hem sosyal olarak" dedi. Bilgilerin de eskidiğini ve bazı bilgilerin zamanla önemini yitirdiğini, bu nedenle gelişimi sürekli kılmayı arzuladıklarını ifade eden Özdemir, öğretmenlerin yeni uygulanacak sistemden korkmamaları gerektiğini, ancak sürekli kendilerini yenilemeleri ve bilgilerini tazelemelerinin şart olduğunu kaydetti. YENİ OKUL BİNALARI Türkiye’deki okulların çok klasik tip projelerle inşa edildiğini, hepsinin gri, bahçelerinin beton olduğunu ve bu durumun çocukların çok hoşuna gitmediğini anlatan Özdemir, bu okulların çocukların gelişimine katkı sağlayamadığını belirtti. Özdemir, Ankara’da bir okulun bahçesine hayvanat bahçesi yaptıklarını, bunun diğer okullarda da yapılabileceğini, okul bahçelerinde çeşitli bitkiler yetiştirilebileceğini, çocukların bahçe duvarlarına resimler çizebileceklerine dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Yatırım Tesisleri Başkanlığı, yeni okul tipleri geliştirdi. 41 yeni proje var. Bunlar bizim ’ulus mimarimiz’ dediğimiz geleneksel mimarinin izlerini taşıyor. Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet’in yansımaları var. Son derece modern okullar. Özürlü asansöründen tutun da çocukların koridorlarda su içmelerini sağlayacak musluklara kadar her şey var. Çocukların orada hayatlarını geçirecekleri düşünülerek mutlu olmalarını sağlayacak ortamlar bunlar. Maliyeti de diğer okullardan farklı değil, hemen hemen aynı. Bu okullardan tüm Türkiye’de yapıyoruz, halkımız da görecek."