Yeni bir darbe girişimi olabilir mi?
Fetullah Gülen'e baktığımda, yüzünde nefretin dans ettiğini görüyorum. Bu işin peşini bırakmaya niyetinin olmadığına dair ifadeyi seyrediyorum.
Dünyanın öteki ucundaki hain, vazgeçmediğini ve kolay kolay
vazgeçmeyeceğini fısıldıyor yeniden. Geride kalan zaman içinde ne
yapacağını, bize en iyi nasıl ihanet edeceğini düşünmüş ve
planlamış olmalı.
Bir şeyleri ele geçirme derdiyle sebep olduğu yıkım umurunda
değil.
Katillere ve hainlere özgü ifadesiyle daha çok kan, daha çok
can, daha çok kurban istediğini her fırsatta belli
ediyor.
Gerek kendisinin, gerekse sapkın müritlerinin yaptığı açıklamalara
bakılırsa yeni bir darbe hazırlığı yapıyor.
Yunanistan'a kaçan haşhaşilerin dinlemeye takılan açıklamalarını
duymuşsunuzdur. Kendi aralarında yeni darbenin tarihini
konuşuyor, "Ramazan Bayramı'nı kimin kutlayacağını
göreceğiz" diyorlar.
Olanları günlerdir kafamda tekrar tekrar kuruyor, "Böyle
bir şeye cüret edebilirler mi?" diye soruyorum.
15 Temmuz'daki zaferin coşturduğu duygularım, "Cesaret
edemezler" diyor. Ama aklımın mantıklı tarafı, bu
işin ihmale gelmeyeceğini söylüyor.
Çünkü bugüne kadar hep ihmal noktasından vurulduk. Ne zaman ki
"Aman canııım bişeycik olmaz" dediysek, işte o
zaman darbeyi yedik.
Tıpkı 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi...
Yıllar boyu dilden dile yayılan "Darbe olacak"
söylentilerini, "Yok daha neler!" diyerek
geçiştirdik ve önlem almayı ihmal ettik. Fetullah Gülen isimli
hain, bu ihmal sayesinde daha önce hiç görmediğimiz bir fırtınayı
kapımıza getirdi..
Bir kez daha ihmalkar davranamayız.
Davranamayız; çünkü bu darbenin tek planlayıcısı Fetö değil.
Onların arkasında, gittikleri her yeri cehennem
topuna çeviren, küresel güçteki dünya barbarı var.
Davranamayız çünkü; çevremizde hala, zamanı geldiğinde
ülkesinin istikbalini belirli bir çıkar karşılığında bu barbarlara
satacak çok sayıda hain var.
Gerçek tehlikeyi ardımızda bıraktığımız doğru ancak en tehlikeli
olan da bu!
Çünkü duraksadığımız, yavaşladığımız ve tedbirsiz davrandığımız an
sırtımızdan vurulma ihtimalimiz eskisine oranla çok daha
fazla...
Gereksiz yere korku salmak, endişe yaymak niyetinde
değilim.
Lakin, Fetullah Gülen'e baktığımda, yüzünde nefretin dans ettiğini
görüyorum. Bu işin peşini bırakmaya niyetinin olmadığına dair
ifadeyi seyrediyorum.
Gözleri, bir sırrı saklamakta güçlük çekiyormuş gibi
bakıyor. Sanki işi zamana yayıyormuş gibi, bu kez tek
hamlede başarılı olmak istiyormuş gibi davranıyor.
"Sevincin yerini bir kez daha dehşet almasın"
uyarısında bulunmak adına yazıyorum. Hayatını, böyle
anlara hazırlanarak geçiren bir hainin boş durmayacağını
hatırlatmak adına yazıyorum.
Bizler, kaderin rastgele bir araya getirdiği insanlar
değiliz.Biz, doğduğu andan itibaren
kaderi birbirine mühürlenmiş insanlarız. Bu
devirde ve bu tarihte ve bu toprak parçası üzerinde birlikte
yaşamamız, birlikte çarpışmamız asla tesadüf değil.
Çünkü bizler, bu ülkeye yapılan ihanetin yaşayan
tanıklarıyız.
15 Temmuz'da bizi hafife alanlara en ibretlik cezayı kestik. Bir
hainin masasındaki artıklara konabilmek için ülkesini ve insanını
satan hainlerden olmadık.
Yaşadığımız acı, hayatımız boyunca hissettiğimiz tüm acılardan daha
kötü oldu.
Aynı şeylerin bir daha yaşanmaması adına...
Tam da başardığımızı düşünürken, basit bir ihmal yüzünden
elimizdekileri kaybetmemek adına...
"Okçular Tepesi"nin boş bırakılmaması gerektiğini
hatırlatmak adına uyarıyorum:
Hayatımızın en güzel anlarını alıp, korkunç bir kabusa çevirmeye
çalışanlara fırsat vermemek için uyanık olma vaktidir!
SOSYAL MEDYADA TAKİP
İÇİN: