BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,22
ALTIN 2.961,96

Yeni Başbakan 'Uzun adam' olacak!

Paralel Bakanlar! O'na pabuç bırakmayız

AK Parti kulisleri hareketli. Herkesin aklı fikri Pazar günü yapılacak seçimlerde. Sürpriz bekleyen yok. Bahis oynar gibi tahminler yapılıyor. Başbakan Erdoğan’ın yüzde 60’a kadar oy alabileceğine inananlar var.

SÜRPRİZ İSİM
YENİ UZUN ADAM

AK Parti kulisleri sürpriz bir isimle çalkalanıyor. Erdoğan'ın yerine 'yeni Uzun Adam' gelecek deniliyor.
Peki kim bu yeni 'Uzun adam' derseniz kulislerden duyduğumuz sesleri aktaralım. Onlar kendilerini ”Ne Gül, Ne Hoca” diyerek “Üçüncü Yol”cu olarak konumlandırmışlar.
Onlara kulak verelim:

- Başbakan’dan sonra yine bir “uzun adam” gelecek. Haziran seçimlerine mutlaka Numan Hoca’nın başkanlığında gidilecek .

- Parti genel merkezinde, il teşkilatlarındaki yapılanmalara bakarsan Numan Kurtulmuş’a göre dizayn yapıldığını görürsün. Başbakan, partiye davet için 3 kez Numan Hoca’ya gitmişti. O kadar sever yani…

- Tayyip Bey’in itbar ettiği dini grup ve çevrelerin desteği de Numan Hoca’dan yana. Abdullah Bey’in olmayacağı görülünce onu isteyenler de Numan Hoca’ya dönüyor

1O Ağustos sonrasından söz açılınca işler karışıyor… Erdoğan, ilk turdan zaferle çıkarsa elini çabuk tutacak. Ertesi gün MYK ve MKYK’yı toplayıp partinin yeni genel başkanı ve Başbakanının belirlemesi bekleniyor. İşte o gün ve sonrası ne olacak? O noktada kafalar haddinden fazla karışık.

Başbakan’ın partisi üzerinde tam hakimiyeti tartışılmaz. Şimdilik, ”O ne isterse o olur” deniyor. ”Şimdilik...” diyorum. Zira, siyasetin de bir realitesi var. 11 Ağustos’tan itibaren ister istemez bazı dengeler değişecektir.

Şu anda ANAP’laşma yaşanmıyor. ”Türk Büyükleri” arasında görünür bir savaş yok; AK Parti’de ”Cadı kazanı” kaynıyor denemez. Yine de bu olmayacağı anlamına gelmez. Erdoğan kazansa da, kaybetse de, seçim ikincu tura kalsa da 11 Ağustos’la birlikte hiç birşey eskisi gibi olmayacaktır.

MECLİS'TE KONUŞULAN BAŞBAKAN ADAYLARI

Size sadece Meclis’teki bir günlük gözlemimi aktarayım. Belki ne demek istediğim daha iyi anlaşılır
Genel beklentiye bakılırsa “Başbakan” namzeti ikiye inmiş:
Ahmet Davutoğlu ya da Binali Yıldırım bayrağı devralacak. Ahmet Hoca’ya bir süredir “kesin Başbakan” gözüyle bakılıyor. Başbakan Erdoğan, Binali Yıldırım’ı bir süredir yanından ayırmıyor. Binali Bey’e parti grubunda sempatinin yüksek olduğunu gözlemliyorum. Bakanlık başarısı, uyumuyla Başbakan olarak tercih edileceğini söyleyenler hiç de az değil…
Birbirine hiç de benzemeyen iki siyasi figür. Davutoğlu ve Yıldırım çok farklı iki “ekol”, ”tarz” olarak duruyor. Davutoğlu’nda “İdeoloji”, Yıldırım’da “İcraat” baskın.

AK PARTİLİ VEKİLLER KİMİ İSTİYOR?


Tercih milletvekillerine bırakılsa gruptan açık ara Abdullah Gül çıkar. Gül’ün devre dışı bırakılma ihtimali bile şimdiden sıkıntı kaynağı olmuş. Haziran seçimlerine gidilirken partinin başında Gül’ün olmasını isteyenler çoğunlukta. “O olmazsa iktidarı kaybederiz” şeklinde kaygı cümlelerini duymak mümkün.

Bülent Arınç, Ali Babacan, Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay’ın geçiş dönemi Başbakanlık ihtimali neredeyse konuşulmaz olmuş…

YENİ İSİM MEHMET MÜEZZİNOĞLU

Bir de sürpriz isimler dolaşmaya başlamış AK Parti kulislerinde. Etrafımızın AK Parti milletvekillerince çevrili olduğu bir anda şu diyaloglar yaşandı örneğin:

- Hepiniz ters köşe olacaksınız. Size Başbakan’ı söyleyeyim mi; Mehmet Müezzinoğlu olacak
-Yok canım! Müezzinoğlu ismini Ahmet Hoca’yı istemeyen o iki kişi (eski ve yeni bakan) ortaya atıyor
- Sen yine de yaz bir kenara. Müezzinoğlu, Başbakanımıza çok yakındır. Atatürk’ten sonra ikinci Balkan göçmeni, AB pasaportlu Başbakan olacak. O olursa Akdeniz ve Ege’yi CHP’nin elinden alırız .

Bunları dinledikten sonra Meclis’in bu yaz sıcağında niye çalıştırıldığını anlıyorum. Ya bu sesler Anadolu’ya yayılsaydı? Cumhurbaşkanlığı seçim konsantrasyonu belki de kaybolacaktı! Belli ki milletvekillerinin bundan dolayı Meclis’te bırakıldığı, meydanlardan uzak tutuldu.

Yiğit Bulut’a pabuç mu bırakırız?

Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut’un Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a “paralel” imasında bulunduğu sözleri duyunca…
Meclis’te tanık olduğum kimi diyaloglar hatırıma geldi!
Yerel seçmden sonraki günlerdi… Meclis’te bazı AK Parti’liler sadece Babacan değil özellikle görevden alınan Bakanlarla ilgili aynı şeyleri konuşuyordu. Hatta Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı da işin içine katacak şekilde.
Bu isimler en hafif tabirle “gaflet”le suçlanıyordu .

Kabinenin önemli bir ismiyle karşılaştım. Bir gece önce sosyal medyada yazılıp çizilenlere öfkeliydi. Şöyle dediğini hatırlıyorum:
- Şu hale bakar mısın? Yiğit Bulut kim Ali Babacan kim ya! Bunlara pabuç mu bırakırız kardeşim. Eğer susuyorsak memleketi, partimizi sevdiğimizden. Ekonomiye bir şey olmasın diye ağzımızı açmıyoruz.
Yine AK Partililerin olduğu bir ortamdayız. Bürokrasideki değişim konuşuluyor. Ölçünün kaçırıldığını düşünüyor. Arkadaşına yakınıyor:
- Arkadaş, yeni bakan arkadaşlar sanki CHP’den iktidarı devralmış gibi. Adalet, Gençlik, Aile, Bilim-Sanayi, Ulaştırma… Bütün kadrolar değişiyor.
- Tabi değişecek. Onlar paralel!
- Helal olsun o zaman Egemen Bağış’a! Dokunulmayan tek Bakanlık onunki. İçeri “paralel” sinek bile almamış. AK Parti’yle en uyumlu kadro AB Bakanlığında o zaman!
- Aman paralel olmasın da! Ölçü bu!
- Egemen Bağış’ın gösterdiği basireti diğer bakanlar gösterememiş mi diyorsun.
- Normal günler değil ki yaşadığımız…At izi, it izine karışır böyle zamanlarda…