Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu kürtaj konusunda Başbakan Erdoğan ile aynı düşünüyor.
Abone olBakan Müezzinoğlu, şiddet olaylarında öncelikle halkın hekimine sahip çıkmasını istediğini, hizmetteki doktoru hizmetten alıkoymanın en önce yine kendisini etkileyeceğini belirtti. Müezzinoğlu, kendisine ait özel bir hastane olup olmadığı sorusuna da yanıt verdi. Önümüzdeki hafta tam gün yasası ile ilgili hekimlerle bir araya gelecek olan Sağlık Bakanı üniversitelerden istifa eden akademisyen hekimleri kaybetmek istemediklerini söylemişti. Müezzinoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde;
Hekimlik deontolojisini destekleyecek her konuda hekim arkadaşlarımızla birlikte oluruz. Sistem şeffaf olmalı, hastayı suistimal etmemeli. Eğer bunu suistimal eden hekim varsa da sistem bunu gösterebilmeli.
Bu ülke insanının hakettiği standardı mı sunacağız yoksa sıkıntımız var, paramız az, 20-25 yıl daha böyle yapabiliriz, sıkıntıya girmeyelim dersek bu anlamdaki bakış açısıyla 25 yıl sonra deprem riski olan hastanelerimizi ancak 25 yıl sonra bugün arzu ettiğimiz standarda getirebiliriz.
Geçtiğimiz 10 yılda yatak kapasitemizin ancak 3'te birini bu ülkeye yakışır, layık hale getirebildik. Üçte ikisini de bu koşullarda gidersek ancak 25 yıl sonra düzeltebiliriz. Buna hakkımız yok.
Bakan Müezzinoğlu hastanesi olup olmadığı sorusuna da şu şekilde yanıt verdi;
Özel hastanem yok, bir özel hastanenin kurucusuyum. Yöneticilik, yönetim kurulu başkanlığı da yaptım. Hekimlik de yaptım. 2002'nin Eylül ayında hekimliği bıraktım 2007'de milletvekili olduğum gün yöneticiliği de bıraktım. Büyük hissedarı değilim ama kurucusuyum ve birçok hissedar bana güvenerek buraya yatırım yaptı. Sağlığa bakışım özel hastane kurduğumda bile özelci olmadı. Asla milleti özele veya bir başka yere muhtaç etmeyecek noktada sahiplenmesi lazım.
Halbuki biz hastaneyi kurduğumuzda bu koşullar olsaydı özel hastane kurmazdım belki. Özel dinamiklerle devletin dinamikleri biz bütünüz ve 75 milyona bu şekilde hizmet verme niyetindeyiz.
'BENİM BEDENİM BUNA KİMSE KARIŞAMAZ'A KARŞIYIM
Geçtiğimiz yıl çok tartışılan kürtaj ile ilgili de açıklama yapan Sağlık Bakanı şunları söyledi;
Kürtajın bilimsel değerlendirmelerini daha reel, toplumsal kültürlerimizle paralel olabilecek bana göre biz değil, hukuk önemli. Canlı hukukunu, insan hukukunu merkeze almamız lazım. Bana göre bu önümüzde 3 ayın 5 ayın hukuku değil. Şu cümle yanlış "ben anayım buna kimse karışamaz" bunu doğru bulmuyorum. Bütün hak annenin değildir. Cenin oluştuktan sonraki süreçte "bunun sahibi benim, bu beden benim, bedenime ne istersem yaparım"ı doğru bulmuyorum.
"TOPLUMSAL BİLİNÇ HEKİMİNE SAHİP ÇIK OLMALI"
Doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olayları için de vatandaşları duyarlı olmaya çağıran Müezzinoğlu, "Toplumsal bilinç hekimine sahip çık olmalı" dedi ve ekledi:
Önümüzdeki süreçte bakanlığımızın da çalışmaları var ve farklı çalışmaları da dinleyeceğiz. Hekimle hasta arasına bir başkasının girmesini, hekim etiği ve hasta hakları adına doğru bulmuyorum.
Bir hekime yüksek sesle konuşan, fiziki müdahaleye yeltenenleri gördüğü zaman benim vatandaşım şunu demeli: Bunun bedelini ben ödeyeceğim. Yanlışlara müdahele etmem gerekir diye ilk müdahaleyi hasta yakınları ve vatandaşlarımızın yapması lazım.
Geçen haftalarda rahmetli Dr. Ersin Arslan'ın ailesini ziyaret ettim. Eğer bugün Ersin Arslan yaşasaydı muhtemelen günde 10 ameliyat yapacaktı. Bir Ersin Arslan'ın hizmetten alıkoyulmaması gerekiyor. Toplumsal bilinç "hekimine sahip çık" olmalı.