Yeni Asya Gazetesi, 36. yılını kutluyor. Tam 36 yıl! Dile kolay. Yeni Asya yazarı İsmail Berk, duygularını kelimelere sığdıramadı. Berk'in kalemiyle 36 zorlu yıl...
Abone olYeni Asya Gazetesi 36. yılını kutluyor. 36 yıldır verilen emekler, çekilen sıkıntılar bugün Yeni Asya yazarı İsmail Berk'in kalemine takıldı. Berk, "Yeni Asya ağacı" dediği yazısında 36 yılın acı ve tatlı yanlarını bize sundu.
Geçen Pazar günü, gazetemizin 36. yılı kutlamaları çerçevesinde, İstanbul Kaya Ramada otelinde bir program gerçekleştirildi. Kadirşinas okuyucularımızın doldurduğu büyük salonda, bugünlere taşınan emanetin herkese yüklediği sorumluluk bir kez daha idrak edildi.
İzmir’den bir programdan geliyorduk Yakup Beyle birlikte. Programa yetiştiğimizde, Muhterem Mehmet Kutlular ve yayın yönetmenimiz Kâzım Güleçyüz konuşmalarını tamamlamışlardı.
Okuyucular adına, 36 yıldır kesintisiz okuyucu olan Ali Yılmazcan duygu ve düşüncelerini aktardı. Sanki dün gibi yaşanan 36 yılın, demokrasi tarihimizdeki yerini bilenler, Yeni Asya’nın ne kadar zor ve meşakkatli bir yolun yolcusu olduğunu bilirler.
Mütevazi bir ruh hâletinde geleceğe uzanan ideallerimizin yayın dili ile ifade edilmesi gerekiyordu. Kaynak temininin mümkün olamadığı kuruluş aşamasında, eksi bakiye ile kuruldu Yeni Asya. Elindeki bileziğini hediye eden, harçlığından kesen ve sonuçta borçla girilen bir manevî yatırımın teşebbüs ruhu ile kuruldu Yeni Asya.
Budandıkça gürleşti. Şartlar zorlaştıkça mukavemeti arttı. Her darbenin ülkeye çöken kâbusunu yenmek için, bütün direnç kaynaklarını harekete geçirdi. Hiçbir zaman pes etmeden milletin haklı talebi olan tercih ve seçme hakkının tekrar ona dönmesine ciddi katkı yaptı. Aylarca kapatılmayı göze aldı. Üç defa arka arkaya isim değiştirmek zorunda kaldı. Bu şartlarda bile pervasızlığını herkese gösterdi.
Oluşturduğu sevgi halesi kadar şimşekleri de çekti üstüne. “Doğrucu Davut” rolünü hiç elden bırakmadı. Halkın şuurlu tercihine ve antidemokratik uygulamalar karşısında onurlu durmasına her zaman destek ve kuvvet verdi. Kalemlerin ucundaki kuvvetini, medeni dünyanın ikna ve müzakere metotları ile sunmayı başardı.
Bugün demokrasi partiler üstü, ortak kabul gören bir zemine gelip, antidemokratik keyfilikler kısmen kontrol altına alınmışsa, bunda Yeni Asya’nın tasavvurumuzu aşan bir etkisi vardır. Değer ölçüsü olarak Risale-i Nur’a hizmet etmeyi kuruluş nedeni gördüğünden, sürekli temel misyonuna yakışır bir tutumun sahibi oldu. Eğilmedi, bayrağı düşürmedi, cepheyi boş bırakmadı. En zorlandığı anlarda bile cepheyi korudu. Milletin hassasiyetlerini hafife alanlar karşısında ezilmedi.
Bize misafir olan bu düşünceler içinde programı yaşadık. Müessesemizde 10 yıldan fazla hizmet etmiş çalışanlara birer plaket verildi. Günün anlamına uygun teşekkür edildi. El ele, omuz omuza bu bayrağı bu günlere taşıyan değerli yöneticiler ve yazarlar ile diğer çalışanlara yapılan bu anlamlı jestin artarak devamını diliyorum. Bütün arkadaşları tekrar kutluyorum.
Muavenet ölçeğinde, işbölümü ile fedakârca ve istikametle bugünlere emanet edilen bu meşalenin bundan böyle de büyüyerek, hatta katlanarak gelişmesi çalışanların omuzlarında gerçekleşecektir.
Programın misafir konuşmacıları da vardı. Bediüzzaman’ın filmini çekeceğini açıklayan yönetmen Gani Şavata da bunlardan biriydi. Oldukça heyecanlı, duraksayarak ve derinleşen nefesi ile yutkunarak konuştu. Sorumluluğunun ağırlığını hissettirdi. “36 yılın mücadelecileri” diyerek konuşmasına başladı. “Işığın ve feyzin kaynağına giden yolda, Yeni Asya’nın muhabiri olmak istiyorum” dedi.
En etkili ifadeleri ise, “Üstadımın ışığının oluştuğu her yer benim memleketim. Büyüklerimin yolundayım. Eşsiz insan bu güzel zatın maneviyatında onun filmini çekmek bana nasip olur inşaallah” cümleleri oldu. Ağırlaşan bir ses tonu ve duyarlılık içinde bu “taahhüdünü” bizimle paylaştı.
Ali Oktay’ın verdiği konser öncesi, sanatçı hassasiyeti ile ifade ettiği “Yeni Asya bir okul” görüşlerine katılmamak elde değil. “Seyda” isimli parçası ile başladı müzik ziyafeti.
Vakur, mütebessim bir okuyucu kitlesi ile kutladık 36. yılımızı. Benim açımdan çok duygulu bir ortamdı. Gönül birliği içinde bir ahengin cümbüşü vardı. Sükûnet halinde, düne ait zorlukları aşmış bir camianın anlamlı beraberliği vardı. İstikametle döşenmiş raylar vardı geçmişte ve geleceği kuşatan yolda. Nuranî iradenin tecelli eden asaleti ve yarınlara uzanan büyük hedefleri vardı.
Bu duygular içinde Ali Oktay’ı dinlerken, Seyda parçasının hitabın sahibine yaraşır bir ulviyetle sunduğu o müziğin kulaklarımızda ve yüreklerimizde hareketlenen lezzet anları, bizi ayrı bir huzura götürdü. Anladık ki, şükredeceğimiz çok lütufa mazharız.
Yeni Asya, Risale-i Nur çekirdeğini fiziki ortamda ağaçlaştırmaya çalışan bir iradedir. Meyvesi ise sizlersiniz. Nurun kâinattaki evrensel tercümanları, nurun dünyadaki okuyucuları ve yansıtıcılarıdır.
Gelin, meyvemizin çekirdeğini “yeni Saidler” olarak yeni meyvelere, yeni bir yüzyıl mesajına Yeni Asya ile birlikte gerçekleştirelim.
YAZI:İsmail BERK
YENİ ASYA