Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, süreci bulandırmak isteyenlere tepki gösterdi.
Abone olBilkent ve İstanbul Şehir üniversitelerinde öğretim üyeliği yapan anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, yeni bir anayasa yapımı için oldukça anlamsız iddiaların ortaya atıldığını söyledi.
Yeni bir anayasayı yapmanın asli kurucu iktidarın görevi olduğu yönünde iddiaların bulunduğunu belirten Özbudun, “Bu durum ancak mevcut anayasal sistemde bir kesinti olduğu zaman ortaya çıkabilir. Bir anayasa yapımını sadece bu gibi durumlarla ilişkilendirmek ancak saçma olarak vasıflandırabilecek bir iddiadır. Yeni bir anayasa yapmak için illa başımıza 5 tane generalin mi gelmesi lazım.” dedi.
Uluslararası Antalya Üniversitesi ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğinde Rixos Downtown Hotel’de Anayasa Sempozyumu düzenlendi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.
1982 Anayasası’nın olağan dışı şartlar altında, anti demokratik, temsillilikten uzak usullerle yapıldığını ve şaibeli bir referandumla kabul edildiğinin herkes tarafından bilindiğini ifade eden Özbudun, “Gene bu anayasanın yapılış şekli itibariyle ve yapılışında askeri iradenin hakim rol oynamış olması nedeniyle son derece vesayetçi bir ruha sahip olduğu da malumdur.” dedi.
Mevcut anayasanın biri iptal edilmiş olmak üzere 18 değişikliğe uğradığını kaydeden Özbudun, şöyle konuştu: “Bu da, Türkiye’de anayasa sorununun ne kadar güncel ve yakıcı olduğunun bir göstergesi. Şüphesiz bu değişikliklerin bir kısmı diğerlerinden daha geniş kapsamlı, daha radikal ve daha önemlidir. Bir kısmı nispeten daha tali değişikliklerdir. Fakat bunların bir bütün olarak göz önüne alındığında anayasanın otoriter, vesayetçi, devletçi yapısında önemli bir sivilleşme ve liberalleşme olduğu da inkar edilemez.”
Bu değişiklikler arasında sonuçları ve kapsamı itibariyle en önemlilerinin 1995, 2001, 2004 ve 2010 yıllarında yapılan değişikliklerin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özbudun, bütün bu değişikliklere rağmen 1982 Anayasası’nın kökenindeki vesayetçi, otoriter ve devletçi ruh tümüyle tavsiye edilemediğine dikkat çekti.
Bugün halen devam etmekte olan bir anayasa yapımı çabalarının da bu gerçeklerden ileri geldiğini vurgulayan Özbudun, “Bugün öyle bir noktaya gelinmiştir ki, kimse 1982 Anayasası’na sahip çıkmamaktadır. Onu yapanlara da sahip çıkmamaktır. Ama ‘buyurun yeni bir anayasa yapalım’ dendiğinde bu çabalar neticesiz kalıyor.” diye konuştu.
DEMOKRATİK SİSTEMDE, HALK İSTEDİĞİ ZAMAN ANAYASA YAPMA HAKKINA SAHİPTİR
Yeni bir anayasa yapımının asli kurucu iktidarın, mevcut bir anayasanın değiştirilmesinin ise tali kurucu iktidarın görevi olarak vasıflandırıldığını dile getiren Özbudun, şöyle devam etti: “Eğer demokratik bir sistemden bahsediyorsak asli kurucu iktidarın sahibi halktır. Dolayısıyla bir halkın da her zaman kendini yönetecek temel sözleşme olan anayasayı yapma hakkı vardır. Nitekim bazı örnekler verilecek olursa son 30-40 yıl içinde Avrupa’nın en istikrarlı bazı demokrasileri tümüyle yeni anayasalar yapmışlardır. 1975’te İsveç, 2000’de Finlandiya, geçtiğimiz 2010 yılında da Macaristan. Lüksemburg’ta da yeniş bir anayasa yapımı süreci devam ediyor. Dolayısıyla demokratik bir sistemde iktidarın asli sahibi olan halk, istediği zaman kendi anayasasını yapma iktidarına sahiptir.”
TÜRKİYE HUKUKİ ALTYAPIYA KAVUŞTUĞU AN BÖLGESİNİN LİDERİ OLACAKTIR
Uluslararası Antalya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Fettah Tamince de, Türkiye’nin prangalarından kurtulması için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Değişik platformlarda, ‘Türkiye’yi bu prangalardan kurtararak nasıl çağdaş, özgürlükçü, sivil, herkesi kucaklayıcı bir anayasaya kavuştururuz’ çalışmalarının yapıldığını aktaran Tamince, şunları ifade etti: “Bu çalışmalardan birinin de Antalya’da yapılıyor olması beni son derece heyecanlandırdı. İnşallah buna benzer çalışmaları hep beraber geliştirerek yapmaya devam ederiz. Türkiye hak ettiği hukuki altyapıya kavuştuğu an, bölgesinden yönlendiren lider bir ülke olacaktır. Çünkü ülkemizin bu potansiyeli var. Bu potansiyeli çok iyi bir şekilde kullanmamız gerekiyor.”
TÜRKİYE’DE SİVİL BİR ANAYASA YAPACAK ORTAM MEVCUTTUR
Uluslararası Antalya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe de, Türkiye’nin anayasa yapımı sürecine bilimsel ve toplumsal manada katkıda bulunmak amacıyla böyle bir program düzenlediklerini belirtti.
Göktepe, “Türkiye, 1924, 1961 ve 1982’de yenilik diye yapılan anayasalarla bu günlere kadar gelindi. Artık Türkiye, normal bir süreçte sivil toplumunun, bilim dünyasının, medyasının da katkısıyla dünya standartlarında bir anayasayı yapabilecek kabiliyettedir. Bu ortamda Türkiye’de mevcuttur.” diye konuştu.