Yemedi mi Can'ım?
Günlerce, "O toplantıya gidip Erdoğan'ın gözlerinin içine bakarak gazetecilerin neden tutuklu olduğunu soracağım" diye efelendi.
Günlerce, "O toplantıya gidip Erdoğan'ın gözlerinin
içine bakarak gazetecilerin neden tutuklu olduğunu
soracağım" diye efelendi.
"Yüreğin yetiyorsa git de
sor" dedik, "Yandaşlar bana saldırıyor
ama bu saldırılar bana geri adım attırmaz" diye caka
sattı!
Dün Erdoğan'ın toplantısında gözlerimiz onu aradı ama ortalıkta
yoktu Can'cık! Bir de baktık ki, "Ben gitmiyorum ama
benim sorularım orada sorulacak" diye kıvırdığı bir
video paylaşmış.
"Gidemedim, yüreğim yetmedi, totom yemedi" demiyor
da "Ben gitmiyorum" diyor ajan
bozuntusu...
Alman Başbakan Angela Merkel de, "Gelmek isteseydi
engel olmazdık. Kendi isteğiyle gelmedi" diye
açıklama yaptı.
İnanın belliydi gidemeyeceği.
Adliye önündeki saldırı mizanseninde bile kurşun sesini duyar
duymaz kaçıp karısının arkasına saklanan bir yüreksizin o
toplantıya gidemeyeceği başından belliydi.
Başını yaktığı gazeteden arkadaşları hapisteyken kaçıp Almanya’nın
kucağına oturan, Amerikan bayrağı altında yatmayı bir onur meselesi
olan gören bir korkağın gitmeyeceği konuşmasından bile
belliydi.
Ama ona hayran olan aveneleri çok inanıyor, "O giderim
diyorsa gider" diyordu.
Yahu gitse ne olacak?
"Gazeteciler neden tutuklu?" sorusunu sorsa
ne olacak? Bu soruyu şimdiye kadar onlarca gazeteci Erdoğan'a sordu
be kardeşim. Hepsi de cevabını aldı, ağzı mühürlenmiş
gibi sustu kaldı.
O gitmedi de onun gönderdiği iki ajan toplantıya katıldı. Biri de
özellikle Can Dündar'ı sordu.
Sordu da ne oldu?
Erdoğan kulağının dibine tokat atar gibi cevabı yapıştırdı. Diğeri
ise daha ayağa kalkmadan karga tulumba salondan
çıkarıldı.
Aslında ben o toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan daha başka bir
hamle beklerdim.
Mesela, Alman Başbakan Angela Merkel'e dönüp, "Amerika'nın ajan ve
casus olmakla suçladığı Edward Snowden'in sığınma talebini neden
reddettiniz?" diye sormasını çok isterdim.
Gelecek cevap, Can Dündar'ın teslim edilmesi ya da Almanya'dan
defedilmesi için harika bir gerekçe olabilirdi ya, neyse!
Ama yine de şunu söyleyeyim.
Almanya yakında Can Dündar isimli haini satışa getirecek. Çünkü
Merkel, Türkiye ile arayı bu kadar düzeltmişken, Can Dündar'ın buna
maydanoz olma riskini göze alamayacak.
Yani Can Dündar isimli hain yakında Almanya'dan Amerika'ya geçiş
yaparsa hiç şaşırmam.
Biz yine dönelim içimizdeki Can Dündar avanesine...
Dündar'la ilgili yazdığım yazıdan sonra bana yüzlerce okur
mesaj gönderdi. İçlerinden bazıları, "Zamanı gelince
Fetö ile iş birliğinin cezasını ödeyeceksin" diye
tehditler savurmuş.
Dikkatinizi çekti değil mi?
Adamlar Fetö'yü ölümüne destekleyen, onun verdiği kaset ve
görüntüleri Cumhuriyet Gazetesi'nde çarşaf çarşaf yayınlayan Can
Dündar'ı destekliyor. Ama bana da geçmişte Fetö ile ilgili
bağlantımdan dolayı hesap soracağı tehdidini savuruyor.
Zekaya bak, zekaya!
Ben 2013 yılına kadar Fetullah Gülen'in bir dini hareket olduğuna
inandığım için hesap vereceğim. Ama Can Dündar Fetö'nün bir terör
örgütü olduğu ortaya çıktıktan sonra bile bile, isteye isteye
destek vermesine rağmen hesap vermeyecek.
Yahu...
Can Dündar'ın dostlarıysanız, Can Dündar kadar yüreksizsiniz
demektir. Can Dündar'ı savunuyorsanız, en az onun kadar hainsiniz
demektir. Sizden yana zerre korkusu olan namerttir.
Yan yana dizilmiş odunlardan kim korkmuş ki ben sizden korkayım
be!..