BIST 9.735
DOLAR 34,66
EURO 36,39
ALTIN 2.948,65
HABER /  POLİTİKA

Yazıya tepkiler dinmiyor

Hükümete yönelik ağır hakaretlerde bulunan yazının sahibi Fethi Dördüncü'ye AK Parti'den tepki var.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile bazı AK Parti'li milletvekilileri, Fethi Dördüncü adlı kişi tarafından Selanik'teki Atatürk Evi'nde şeref defterine yazılan yazıya tepki gösterdi.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TBMM'de gazetecilerin yazıyla ilgili olarak nasıl dava açılacağı sorusuna karşılık, ''Bireysel olarak da olabilir... Toplu bir dava, usul olarak mümkün olabilir mi onu araştırmak lazım. Aksi halde tek tek açılır'' dedi.

Şahin, şeref defterlerine yazılacak yazı konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, konunun görev alanına girmediğini söyledi. Devlet Bakanı Mehmet Aydın da gazetecilerin konuyla ilgili sorularına karşılık, nasıl dava açılacağına daha sonra karar verileceğini, hukukçuların konu üzerinde çalıştığını, ne yapılacağına bu çalışma sonrasında karar verileceğini bildirdi.

Aydın, bir gazetecinin, ''Mektup hakkında ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna, ''Son derece üzgünüm. Bir insan böyle bir metni yazmamalı. Bu tip şeyler aklına gelmemeli. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin üyelerinin hepsi kafir... 45 senedir bu dine hizmet ediyoruz biz. Kendim için söylüyorum. 'Kafir olduk, hırsız olduk, hain olduk, ülkeyi sattık.' Doğrusunu isterseniz, şu yeryüzünde yaşayan hiçbir insandan bu tür şeyler beklemem'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Metni Başbakan mı size dağıttı?'' sorusuna Aydın, mektubun yarısından fazlasının basında yer aldığını söyledi.

''O DEFTER YOL GEÇEN HANI DEĞİL''

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, gazetecilerin soruları üzerine, metnin muhtevasının ''çok kötü'' olduğunu ve ''çirkin laflar'' içerdiğini belirterek, ''Bu, bir muhalefet partisine yazılmış olsa bile aynı tepkiyi gösterirdim. O defter yol geçen hanı değil. O, çok önemli bir defter. Oraya gelen ziyaretçiler yazı yazabilir ama muhtevasına çok dikkat etmek lazım'' dedi.

Metne karşı nasıl bir dava açılacağının parti yetkililerin bileceği bir iş olduğunu ifade eden Kuzu, ''Şahsi olarak yapacağım bir iş değil. İfade özgürlüğü önemli ama dozunu kaçırmamak lazım. Hakaret içeren çok sözler var. Ağır hakaret olduğu çok açık'' görüşünü kaydetti.

Kuzu, geçmişte bu konuda ilginç olaylar yaşandığına işaret ederek, şöyle konuştu:

''Geçmiş dönemde bir fikir kulübü vardı. 19 Mayısı Samsun'dan başlattılar. Sol hareketli öğrenciler, Anıtkabir'e geldiler. Bizden önceki 68 kuşağı bunlar... Bir taraftan Anıtkabir Defterine yazıyor; bir taraftan polis onu yakalamak için bekliyor. Yazıyor ki 'Sayın Atam; şu anda senin polislerin bizi copluyor, haberin olsun.' Türkiye'de böyle şeyler de yaşandı. Dozunda kalmak kaydıyla yazılar yazılabilir. Ama bu yazı, sanki özellikle seçilmiş cümlelerle, çok hakaret içeren ifadelerle dolu. Bunu doğru bulmuyorum.''

Bir gazetecinin ''Yazan kişi, Anıtkabir Defterine de aynı şeyleri yazdığını söylüyor. Bu konuda bir şey yapılabilir mi?'' sorusuna Kuzu, ''Belki fark edilememiştir. Bu tür yazılar, o tür defterlere girmemeli. Birtakım kindar husumetlerin yeri ora olamamalı. O çok özel bir defter... O defter, ülkenin gidişi hakkında özellikle icra makamındaki kişilerin yazacağı şeyler var orada. Öyle olmalı. Önüne gelen yazı yazarsa, o defter başka bir konuma girer, Atatürk'ün anı defteri olmaktan çıkar'' karşılığını verdi.