BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.959,13
HABER /  GÜNCEL

Yazıcıoğlu'nun avukatından çarpıcı iddia!

Muhsin Yazıcıoğlu davasında, dosya üzerindeki gizlilik kararının kaldırılması üzerine avukatı, yeni çıkan delilleri anlattı.

Abone ol

Muhsin Yazıcıoğlu’nun da aralarında olduğu 6 kişiye mezar olan helikopterin nasıl düştüğü geçen 5 yıllık süreçte çözülemedi. Son olarak radar kayıtlarıyla ilgili çalışan bilirkişi, gizlilik kararının kalkmasının ardından dosyanın tamamını inceledikten sonra rapor hazırlayacak.

GİZLİLİK KARARI KALKTI

Dosyayı inceleyen Yazıcıoğlu ailesinin avukatı, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selami Ekici kaza sonrası yaşananları Aljazerra'ya 'bir suikastın delil karartma çabaları' olarak değerlendirdi. Ekici, kaza tarihi olan 25 Mart 2009’da bölgedeki uçuş trafiğini ve hava hareketliliğini gösteren radar kayıtlarıyla ilgili geçen şubat ayında yapılan keşfin, Özel Yetkili Mahkemelerin kalkmasıyla yeni bir boyut kazandığını söyledi. Ekici, henüz raporunu hazırlamayan 5 bilirkişinin, Erzurum Dumlu Radar Üssü, Genelkurmay Harekât Merkezi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Yönetimi birimi, Ankara Ahlatlıbel Radar Üssü’nde bir hafta boyunca keşif yaptığını belirtti. Ekici, bilirkişinin yeni düzenlemeyle üzerindeki ‘gizlilik kararı’ kalkan dosyanın tamamını inceleme fırsatı bulacağını kaydetti. Kazanın olduğu dakikalarda, Genelkurmay radarlarında arıza nedeniyle 4 dakika 37 saniyelik bir görüntü kaybı olduğu iddia edilmişti. Ancak Genelkurmay Başkanlığı 14 Mart’ta yaptığı açıklamada, radar görüntülerinin tamamının ilgili makamlara verildiğini ve bilirkişinin çalışabilmesi için tüm imkânların seferber edildiğini söylemişti.

Ekici’ye göre, bu açıklama bilirkişi heyetini etki altına almaya yönelik bir manevra... Ekici, heyetin raporunu keşif esnasında aldıkları bilgilerle, şimdi tamamı açılan dosyadaki bilgileri karşılaştırarak yazacağını ve bunun önemli olacağını vurguladı:

“Kahramanmaraş’a gönderilen dosyadaki gizlilik kararının kalkması bu anlamda da çok iyi oldu. 120 klasörlük dosyanın tamamını ben de yeni aldım. Şimdi dosya yeni görevlendirilen savcı Habib Korkmaz’ın elinde. Korkmaz’ın incelemesi, bizim taleplerimizi değerlendirmesi, eksikleri gidermesi 6 ayı bulur diye dişünüyorum.”

BASINA ÖZELLİKLE SIZMADI

Ekici’nin dikkat çekmek istediği ikinci konu ise gazeteci İsmail Güneş’in, kaza sonrası saatlerce yapabildiği telefon görüşmesi:

“Bizim buradaki iddiamız şu: Güneş’in çenesinin kırık olduğu otopsi raporunda var ama basına sızdırılmıyor. Kimse de ‘Otopsi raporunu verin okuyalım’ demiyor. Bilinçli bir algı oluşturuluyor. Çenesi kırık olduğu halde o kadar rahat konuşamaması lazım. Bu konu araştırmaya muhtaçtır. Ses İsmail Güneş’in, ancak adli tıp uzmanları çene kırığı olan kişinin konuşma güçlüğü çekeceğini ifade ediyor. Bize göre ilk etapta kırık yoktu, sonradan birileri kırmış da olabilir. Biz çenesinin kırık olduğunu, otopsi raporlarını temin ettikten sonra öğreniyoruz. İki yılı buldu yani. Oysa 30 Mart’ta çenesinin kırık olduğu bilinseydi, suikast ihtimali değerlendirilecek ve deliller karartılmayacaktı.”

Ekici şöyle devam etti:

“Gazeteci İsmail Güneş’in cenazesi, enkaza yaklaşık 600 metre mesafede karla kaplı zeminde bulunuyor. Güneş’in donmamak için ölenlerin montlarını üst üstü giydiği ve helikopterden çıkardığı koltukla kayarak yardım bulmak için daha aşağılara kaydığı tahmin ediliyor. 30 Mart tarihli jandarma tutanağında bu koltuğun Güneş’in cenazesi bulunduktan sonra başkaları tarafından olay yerine getirildiğine dair ifadeler var.”

KIRIK BACAKLA NASIL UZAKLAŞTI

Güneş’in otopsi raporunda sol bacağında kırıklar olduğunu belirten Ekici, buna dair şüphelerini dile getirirken şu ifadeleri kullandı:

“Kaza saati kayıtlara 15.03 olarak geçiyor. TİB kayıtlarına göre Güneş, 19.04’e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık telefon görüşmesi yapmış. Arkadaşları, genel müdürü, BBP Genel Merkezi ve 112 gibi merkezlerle görüşüyor. En son 19.36’da görüşme yapmış. Bizim tespitlerimize göre cep telefonu sadece enkaz alanında çekiyor. 15 metre uzakta bile çekmiyor. Güneş’in cenazesinin bulunduğu yerde hiç çekmiyor, kırık bacakla o kadar uzaklaşabilmesi garip. Enkaz bölgesinin aşağısında yaklaşık 4 kilometre mesafede köy var. O saatlerde hava açık, yani Güneş’in köyün ışıklarını görüp o tarafa doğru gitmesi gerekirken ters tarafa gitmesi de ilgi çekici.”