Tokatlı Doktor Doktor Ömer Balak, Tokat'ta Vali iken tanıştığı Yazıcoğlu için yaptırdığı evini şimdi müzeye çeviriyor.
Abone ol5 yıl Tokat Valiliği görevinde bulunan ve ''4. Murat'' olarak hafızalarda yer alan Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun, geçirdiği trafik kazası sonucu beyin ölümünün gerçekleştiğinin açıklanması, Tokat'ta da üzüntü yarattı. Yazıcıoğlu ile Tokat Valisi iken tanışan Operatör Doktor Ömer Balak, ''18 yıllık sırdaşım'' diye tanıttığı Yazıcıoğlu'nun kente her gelişinde kendisinin evinde kaldığını, bunun üzerine Yazıcıoğlu için dubleks bir ev yaptırdığını kaydetti. ''YAZICIOĞLU İÇİN EV YAPTIRDIM'' Son olarak 1 ay önce Tokat ziyareti sırasında Yazıcıoğlu ile görüştüğünü ve Yazıcıoğlu'nun kendisi için yaptırılan bu evde kaldığını söyleyen Balak, o günleri şöyle anlattı: ''Arkadaşım, sırdaşım ve kardeşim Yazıcıoğlu ile yaklaşık 18 yıl önce kendisinin Tokat Valiliği görevine atanması ile tanıştık. Aramızda iyi bir bağ oluşmuştu. Görev süresi içerisinde hemen hemen zamanımın çoğunu onunla geçirirdim. Tam 18 Yıldır kardeşim ne zaman Tokat'a gelse, eşi ile benim evimde kalırdı. Sonunda onun için özel, her zaman geldiğinde rahat edeceği bir yer inşaa etmeyi düşündüm. Evimin yan tarafında bulunan arsaya 3 ay gibi bir zamanda iki katlı bir yer yaptım. Kendisi ile telefon görüşmelerimizde bana hep sorardı, (Ya o benim için yapacağın evi bitirdin mi?) diye. Ben de bitirdim senin için burası hazır derdim. Son olarak kendisi Denizli Valisi olarak, Tokat'a geldiğinde bu mekanda kaldı. Hatta Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu, kardeşime (Sizin için konakta bir yer ayırttık) demişti. Dostum hemen Vali beye o güzel kahkası ile (Ben burada ancak 'Balak Baba'nın yerinde kalırım) dedi.'' VOTKALI PORTAKAL SUYU Doktor Balak, Yazıcıoğlu'nun Aydın Valiliği döneminde yaptığı ziyarette aralarında geçen ilginç bir olayı da, şöyle anlattı: ''Kendisi Aydın Valisi iken beni yanına çağırdı. Akşam üzeri bir ortamda yemek yerken beni tanıyan bir kişi garsona (Ömer bey her akşam demlenir) şeklinde konuştu. Bir anda kardeşimle göz göze geldik. O yine o tatlı kahkahası ile (Siz buyurun, ama ben su içerim) dedi. Bunun ardından özel kalem müdürü yanıma geldi ve (İlk defa yanında içki içen bir insansınız vallahi şaşırdım) dedi. Yine bir keresinde bir yemekte iken garson, ne içersiniz? dedi. Yanımdaki bir arkadaş votkalı portakal suyu istedi. Kardeşim Yazıcıoğlu ise (ben de portakal suyu istiyorum) dedi. Garson servis yaptığında Yazıcıoğlu bardağı ağzına aldı ve hemen yere fırlattı. Meğerse garson bütün portakal sularına votka koymuş. Yazıcıoğlu bana döndü ve (Ya bu votka, bu nasıl iş?) dedi. Ben de (Sen votkanın tadını nereden biliyorsun?) dedim. Sonra o muhteşem kahkahasını attı.'' EVE GİREMİYORUM Yazıcıoğlu'nun her gelişinde rahat etmesi amacıyla iki katlı dubleks ev yaptırdığını söyleyen Balak, yaptırdığı eve kaza haberinden sonra giremediğini, o zamandan beri gece her yattığında ağladığını söyleyerek, duygularını şöyle tamamladı: ''Buraya geldiğinde çok güzel sohbetler eder, gecelere kadar konuşurduk. Benim gramofonumda en çok Zeki Müren'i dinlerdik. Bir arkadaşım beni Erzincan'dan arayarak, kaza haberini söyledi. İlk önce inanmadım. Kızı Necla Yazıcıoğlu'na ulaştım. O da kaza haberini doğrulayınca tamamen yıkıldım. O bir validen öte hem bir eğitici hem de insan gibi bir insandı. Şu an kardeşimi kaybetmiş gibiyim. Her gece onu düşününce ağlıyorum. Onun için yaptırdığım eve giremiyorum. Bundan sonra onu artık anıları ile yaşatmayı planlıyorum. Bu evi onun fotoğrafları ve kullandığı eşyaları ile 'Recep Yazıcıoğlu Müzesi' yapmayı düşünüyorum.''