BIST 9.368
DOLAR 34,49
EURO 36,25
ALTIN 2.962,86
HABER /  POLİTİKA  /  BBP

Yazıcıoğlu kazasında sürpriz görüntü

Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği helikopter kazasını ilişkin ortaya çıkan bulgulara bir yenisi eklendi.

Abone ol

Görüntüde 112 Acil görevlisi, bir vatandaş ile telefonda konuşuyor ve enkazın olduğu bölge helikopterin düşmesinden hemen sonra acil servis görevlisine söyleniyor.

Diğer yandan kazanın görgü tanıklarının ‘156 Jandarma İmdat’ı arayıp helikopterin düştüğü yeri tam olarak söyleyerek enkazın yanlış yerde arandığı yönünde uyarıda bulunduğu; ancak bu ihbarların ciddiye alınmadığı ortaya çıktı.

Cihan’ın ulaştığı görüntüler helikopter kazasının olduğu 25 Mart 2009 tarihinde 19.54’te Kızılöz köyü muhtarının evinde çekiliyor. Söz konusu görüntülerde arama kurtarma çalışmalarına katılan 112 Acil görevlisinin eve gelen bir telefona cevap vermesi görülüyor. Telefon konuşmasında acil servis görevlisi telefondaki görgü tanığından helikopterin muhtemel bulunabileceği yer ile ilgili bilgi alıyor. Görgü tanığı, görevliye ‘Enkazın Kızılöz köyünün karşısındaki dağ ve Sisne tarafına doğru bir bölgede’ olduğunu söylüyor. Enkaz 27 Mart 2009 tarihinde Keş Dağı’nın Karayakup tepesinde Sisne’ye bakan yamaçta bulunmuştu. Yani görgü tanığının tarifi enkazın bulunduğu yerle örtüşüyor.

GÖRGÜ TANIĞI EDANUR ÜNAL: HELİKOPTER DÜŞTÜĞÜNDE DUMAN ÇIKTI

Görüntüler, helikopteri düşerken gören Kozcağız köyü sakinlerinden Zülfikar Ünal ve Kızı Edanur Ünal'ın Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’na telefonla verdiği bilgiler ile örtüşüyor. Baba Ünal’ın DDK’ya verdiği bilgiler şöyle: “Evde misafirler ile oturuyorduk. Köyümüz vadiye göre daha yüksek bir yamaçta, bizim evimiz de Kozcağız’ın en tepesinde. Kızım Edanur balkonda idi. Helikopter geçerken bize haber verdi, biz de çıktık baktık, bizim eve göre neredeyse hizamızdan geçi. Pilotu ve başındaki kulaklıkları seçebilecek kadar yakındı. İki dağın arasında gözükmez oldu, biz içeri girdik. Biz helikopteri izlerken bizim köyün bulunduğu yerde hava açıktı. O sırada karşıdaki Karayakup ve Keş Dağı gözüküyordu. Sadece o bölgede kar vardı ve güneşle parlıyordu. Sis dağın Kızılöz tarafından ucuna inmişti, o taraf gözükmüyordu.” Edanur Ünal’ın anlatımları ise şöyle: “Helikopter derenin üstünden geçti, evin hizasından Sisne yönünde uçtu, bir süre izledim sonra ilerde gözükmez oldu, ben balkonda o taraflara bakmaya devam ediyordum. 5-10 dakika orada durdum. Sonra helikopteri yeniden gördüm. Orada iki dağın arasından izledim. Üçüncü dağın karlı dağın orada duman çıktı düştü. İçeri koştum babama helikopterin düştüğünü söyledim.” 



TANIK HANİFİ ÜNAL: YANLIŞ YERDE ARAMA YAPIYORSUNUZ DEYİNCE AZARLADILAR

Kozcağız Köyü Muhtarı Hanifi Ünal, Devlet Denetleme Kurulu’na 15 Ekim 2010 tarihinde gönderdiği mektubunda 156 Jandarma Merkezi’nden Yarbay Hamza Tiryaki’ye, helikopterin düştüğü yeri defalarca söylediğini; fakat azarlandığını belirtiyor. Ünal şunları aktarıyor: “Kendi köyüm olan Kozcağız öğrencilerini Süleymanlı İlköğretim Okulu’na taşımalı olarak taşıyıcılığını yapmaktayım. Öğrenciyi alıp döndüğümde 3.15 suları idi köyümün girişine geldiğimde Kahramanmaraş istikametinden bir helikopter sesi geldi. Baktığımda çok alçaktan uçtuğunu gördüm. İçindeki insanlarda gözüküyordu alçak uçtuğundan. Mıntıkamız orman çamlarına değecek şekilde idi. Bizden uzaklaştı Sisne istikametine doğru. Sisne’den sonra adıyla söylenen Kızılöz’ün karşısındaki Keş Dağı’na doğru yaklaşınca toz bulutu şeklinde tozlar ve patlama sesi duyulmuş. Bizim köyümüzdeki insanlar anlattı. Saat: 4.30 sıralarında ben de televizyondan düştüğünü öğrendim. Aldığımız duyumlara göre düştüğü yeri tahminen çıkardık. Buna göre Kahramanmaraş’taki arama tarama yapan birlikleri yönlendiren Hamza ismindeki rütbesi yarbay olan kişiye telefonla ulaştım; saatini hatırlamıyorum. Televizyon izliyorum; çünkü, Kızılöz’ü aradım oradan geçmemiş, doğusunda Kınıkkoz var görüntü olmamış; Göksun’u aradım oradan da gören yok. Kahramanmaraş’a dönse biz görürdük, dönmedi. Televizyondan izliyorum biz o dağda orada kaldığını iyice tasdik ettik. Emir komuta eden kuruma telefon ettim; çok aradım ters taraflarda arama yapıyorlar çünkü. Emir komuta edene bu yazdıklarımı hep çok geç saatlere kadar müdahale ettim. İnandıramadım en son şu cevabı aldım. Benim telefonumu meşgul etme diye azarlarcasına.”

Kazanın olduğu gün ve DDK raporlarına da giren Hanifi Ünal ile 156 Jandarma Merkezi’nden Yarbay Hamza Tiryaki arasında saat: 20.47’de gerçekleşen telefon konuşması şöyle;

-Hanifi: Bak hemşerim ya ben sana yorumunu sormuyorum ya, ne görmüşler çocuklar görmüşler mi?
-Çocuklar şu şekilde görmüşler Komutanım, helikopter orada dönmüş.
-Ne yapmış.
-Dönmüş, dönmüş.
-Nasıl dönmüş?
-Yani piste inecek şekilde dönmüş, o anda oradan duman çıkmış döndüğü yerde.
-Ya arkadaş nereden görmüşler Kozcağız köyü ile oranın arası 10 kilometre o siste.
-Açık alan komutanım oraya kadar gözüküyor bizim buradan.
-Yani oradan helikopterin düştüğünü mü görmüşler?
-Evet!.. Helikopter dönmüş orada zemine inecek şekilde orada duman çıkmış komutanım.
-Balyakası Karayap yaylası, Kızılöz’ün Yaylası komutanım Kızılöz’ün, yalnız orayı Kızılöz’lüler çok iyi bilir ve Sisne’liler de iyi bilir. Arama kurtarma ekiplerine
-Karayap yaylası mı?
-Evet!..
-Tamam Karayap yaylası diye not al. Tamam canım…

YANLIŞ YERDE ARIYORSUNUZ İHBARI CİDDİYE ALINMADI

Helikopter kazası ile ilgili Meclis Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda bir başka görgü tanığı olan Ali Söylemez’in 156 Jandarma İmdat ihbar hattını üç kez arayarak, ısrarla yanlış yerde yapıldığını ihbar ettiği belirtiliyor. Kayıtlara göçen telefon konuşması şöyle:
“…-Abi ben Kozcağız köyünden Ali Söylemez. Oraya telefon numaramı verdim. Yetkili birisinin beni aramasını bekliyorum. Benim şu anda telefonumda kontörüm yok. Televizyondaki haberleri tek tek izliyorum. Şu an Jandarma’nın aradığı yer yanlış, ben Kozcağız köyünden arıyorum. Yetkili biri ile görüşmek istiyorum.
-Siz nereden biliyorsunuz beyefendi nerede olduğunu?
-Abi uçağın düştüğü mevkiiyi buradan görenler var.
-Kim görmüş?
-Biz burada bütün çevre köyleri araştırdık. Net olarak yerini bilmiyoruz. Eğer telefondan yetiştilerse düşen kişiler telefonda yetiştiyse bilemiyorum. Ama o mevkide bir noktadan telefon çekiyor. Bizim de tahmin ettiğimiz bölge o bölge.
-Tamam beyefendi biz size döneceğiz.
-Abi yetkili birisinin aramasını bekliyorum. İsmim Ali Söylemez. İyi akşamlar!..’

AVUKAT YAVUZ: YARBAY HAMZA TİRYAKİ’NİN TANIK BEYANLARINA İTİBAR ETMEMESİNİ ANLAYABİLMİŞ DEĞİLİM

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, Yarbay Hamza Tiryaki’nin tanıkların ifadelerine itibar etmeme sebebini anlayamadığını belirtti. Yavuz, “Tanık anlatımlarının doğru olduğu anlaşılmıştır. Ama tanık anlatımlarına koordinasyon komutanı Yarbay Hamza Tiryaki’nin itibar etmediğini görüyoruz. Bunun sebebini anlayabilmiş değilim. Zira burada adı geçen her üç tanık ve bunun dışında bölgeden onlarca tanık helikopterin Sisne üzerinden Kızılöz köyüne doğru kuzey istikametinde uçtuğunu söylüyor. Fakat arama kurtarmanın Sisne’nin batısında yer alan Kurucuova’ya kaydırılmış olmasını ve yine diğer yerlerin aranmasına izin verildiği halde özellikle helikopterin bulunduğu alanın gönüllü vatandaşlar, partililer ve sivil savunma ekiplerince yapılacak aramalara izin verilmiyor. Ayrıca TİB tarafından bildirilen koordinatlı haritanın il jandarma alay komutanlığına saat: 16.55’de intikal etmiş olmasına rağmen ve en muhtemel yerin aynı gün akşam enkaz mahalli olduğu koordinasyon merkezinde değerlendirilmiş olmasına rağmen Karayakup Tepesi’nin aranmadığı halde aranmış gibi ceride kayıtlarının tutulmuş olması gibi olayları birlikte değerlendirdiğimizde ihmal ya da kusurla izah edilemeyecek bir olayla karşı karşıya olduğumuz kanısı güçlenmektedir.” dedi.

Öte yandan görgü tanıklarının, Yazıcıoğlu’nun içinde olduğu helikopterin 10 kilometre uzaktan görülebilecek kadar havanın açık olduğu ve helikopterin uçması için yeterli görüş mesafesinin bulunduğu yönündeki açıklamaları iddiaları güçlendiriyor.