BIST 9.673
DOLAR 35,27
EURO 36,71
ALTIN 2.967,48
HABER /  GÜNCEL

Yazıcıoğlu gündemi değerlendirdi

Muhsin Yazıcıoğlu, gündemdeki son gelişmeleri İhlas Haber Ajansı ile yaptığı söyleşide değerlendirdi

Abone ol

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıdoğlu, gelecek hafta sonu yapılacak 28 Mart yerel seçimlerinde partisinin, belediye başkanlığı ve il genel meclisi üyeliklerinde oylarını artıracağını söyledi. İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Yazıcıoğlu, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) eleştirdi. Muhsin Yazıcıoğlu, BBP'nin, milli, yerli ve demokratik bir siyasi hareket olarak ülke genelinde teşkilatlanan bir parti olduğunu belirterek, "Partimiz, vatanı ve milletiyle bir bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyetini, 2000'li yılların en güçlü, en müreffeh, en onurlu devletlerden biri haline getirmek amacıyla siyaset yapan tarihi bir hamlenin çağdaş yüzüdür. Biz çağdaş demokrasiyi, evrensel insan haklarını, hukukun üstünlüğüne dayanan çoğulcu bir sistemi savunuyoruz. Müslümanlığımızı, Türklüğümüzü ve demokrasi anlayışımızı sentezleyerek, bir milli kimlik bilinci oluşturmak istiyoruz. Karnı tok, başı dik, sırtı pek, önünde işi olan mutlu bir millet hedefliyoruz" dedi. BBP'nin yerel yönetimler için önemli projeleri bulunduğuna işaret eden Yazıcıoğlu, "Partimizin yerel yönetim modelini, mevcut kaynakların liyakatli kadroların koordine edilmesini, verimli, kaliteli ve yeterli hizmetin vatandaşa en hızlı şekilde ulaştırılmasını, bütün bunları yaparken de halkın yönetime katılımının sağlanmasını esas alıyoruz. Belediyeleri, halka en yakın kuruluşlar olarak kabul eden BBP, yıllardır izlenen hatalı siyaset nedeni ile iyice sarsılan yöneten-yönetilen ilişkisini tamir edecek bir yerel yönetim anlayışı öngörmektedir" diye konuştu. "SEÇİMDEN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ" BBP'nin 28 Mart yerel seçimlerine iddialı girdiğini ve oylarını arttıracaklarını belirten Yazıcıoğlu, "BBP seçimlere Türkiye'nin her yerinde katılıyor. Çoğunlukla Büyükşehir ve illerimizde belediye başkan adayları gösteriliyor. Türkiye genelinde yüzde 80'e yakın ilçe ve beldede aday gösterdik, ancak aday gösterilemeyen yerlerin tümünde il genel meclisi adayı var. BBP olarak biz milletimizden belediye başkan adaylarımıza oy istiyoruz. Çünkü belediyecilikte başarılıyız ve şimdiye kadar elimizde olan belediyelerde başarılı hizmetler yaptık. İşinin ehli, mesleği olan ve yönetim kabiliyeti olan arkadaşlarımızı belediye başkanı yaptık. Bu arkadaşlarımız hiç bir şekilde yolsuzluklara bulaşmamış, milletin hizmetinde olanlardır. BBP belediye başkanlığı adayı olmayan yerlerde il genel meclisi üyesi adaylarımıza oy istiyoruz. BBP alternatif siyasetin sinerji merkezi olacak. Bizim yapmak istediğimiz bu" dedi. Bu seçimlerde Sivas Belediye Başkanlığı ile birlikte önemli illerde de belediye başkanlıklarını alacaklarını ifade eden Yazıcıoğlu, "BBP Türkiye'nin partisidir. Türkiye'yi kucaklıyoruz. Her tarafta seçimlere giriyoruz. Sivas'ı birkaç defa az bir oyla kaybettik. Geçmişte seçimler Refah Partisi ve BBP arasında geçti. Bu defa Sivas'ı alacağız. Çok iyi bir hava yakalanmıştır. Sivaslı artık değişim istiyor. Bu değişimi BBP gerçekleştirebilecek durumda. Aynı şekilde Batman'da Muğla'da, Kütahya'da ve bazı illerimizde çok iyi bir hava yakalamış durumda. Ancak il çapında ağırlığı olan ve çok önemli ilçelerde de bu seçimi kazanacağız. Bu şekilde hem belediyelerimizi çoğaltacağız, hem de il genel meclisinde oylarımızı yükselterek, yükselen değer olarak seçimlerden çıkacağız" diye konuştu. "IMF KİMİN İŞİNE YARADI?" Yazıcıoğlu, BBP'nin iktidara gelmesi halinde IMF programlarını uygulamayacaklarını vurgulayarak, "IMF programlarıyla binlerce esnaf ve sanatkarımız kepenk kapattı. Bunlar açıldı mı? Dün 2 buçuk milyon vatandaş işten çıkarıldı, bugün döndüler mi? Dün IMF'in belirlediği taban fiyatlarla, traktörünü satışa çıkaran çiftçimiz bugün zenginleştirildi mi? Dul, yetim gazilerimiz yüzde 5'lik zamla açlığa terk edildi, bugün bu düzeltildi mi? IMF programı kimin işine yaradı? Yoksulluğu yenmediniz arttırdınız, üretim yeterli değil, yatırımlar bitmiş. O zaman bu IMF programı kimin işine yaramış? BBP iktidarında IMF programlarını gözden geçirip, milletimizin ve devletimizin bütün çıkarlarına aykırı bütün dayatmaları reddeceğiz. IMF programlarına değil, milli kaynaklara dayanarak, genç nüfusumuzu ve beynimizi iyi değerlendirerek, kendi coğrafyamızda, ülkelerle sorunlarımızı çözerek, Türk dünyasıyla dayanışarak yeni bir medeniyet hamlesi başlatacağız" dedi. "DENKTAŞ YALNIZ BIRAKILDI" BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Kıbrıs'ta her zaman bağımsızlık mücadelesi veren ismin Rauf Denktaş olduğunu, ancak hep yalnız bırakıldığına dikkat çekerek, "Sayın Denktaş, Kıbrıs'ın yakın tarihinde en etkili kişiliklerden birisidir. Milli mukavemet teşkilatında var, arkasından Kıbrıs Barış Harekatı'nda var, KKTC'nin kurucusu ve KKTC'yi masada uzun yıllardır müdafaa eden bir devlet adamımız ve diplomatımızdır. Sayın Denktaş, bunları yaparken kendiliğinden yapmadı, kendi kafasından çıkanları uygulamış biri değil. TBMM'siyle Türkiye hükümetleriyle istişare ederek, Türk Devleti'nin Kıbrıs ile ilgili oluşturmuş politikasını takip eden ve savunan bir kişidir. Şimdi Mevcut Türk hükümeti, Kıbrıs ile ilgili anlaşılabilir, tutarlı, sürdürülebilir bir politika ortaya koyamamıştır. Hala Başbakan'ın Kıbrıs ile ilgili politikasının ne olduğu tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Hükümet, Sayın Denktaş'ı bir taraftan müzakere için gönderirken, peşinden Denktaş'ın arkasından medyaya demeç vererek, oradan anlaşma yapmadan kalkması halinde felaket olacağını beyan etmiştir. Yani pazarlığa birini gönderiyorsunuz, sonra eğer Denktaş anlaşma, ve uzlaşamaz ise felaket olur diyorsunuz. Peki anlaşamayacağı bir şey gelirse masaya, ya uzlaşamayacağı bir konu getirilirse Denktaş buna rağmen anlaşmalı mı? Bunu Denktaş'a direkt söyleyemiyor" diye konuştu. "BAŞBAKAN DENKTAŞ'IN ELİNİ ZAYIFLATIYOR" Kapılar arkasında milli menfaatlerin tehdit altında olduğuna işaret eden Muhsin Yazıcıoğlu, Rauf Denktaş'ın böyle bir politikanın arkasında olmayacağını söyledi. Yazıcıoğlu, "Denktaş bu meselelerden dolayı masaya oturamaz, anlaşma yapamaz hale getirilmiştir. Kolunu kırıyor, bütün kozlarını alıyorsunuz, tek boyutlu bir politik çizgiyi önüne koyuyor ve diyorsunuz ki bunu yaparsanız iyisiniz. Bunun dışında önüne ne gelirse gelsin, her şeye teslim olduğunu söyler veya uzlaşırsan sen iyisin ve devam et diyorsun. Uzlaşmadığı takdirde, sürekli kavga eden ve işi çıkmaza sokan adamsın diye peşin olarak söylüyorsun. Muhataplara bu şekilde mesaj verirsen, masaya görevlendirdiğin insanın arkasında değil de karşısındaki Rum lobilerinin elini güçlendirecek pozisyonda davranıyorsan o masada kimse pazarlık yapmaz. Şimdi bir taraftan sayın Başbakan, Denktaş'ın elini zayıflatmıştır, diğer taraftan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı 'Ada bizim hiç olmadı ki verip kurtulalım. Osmanlı İngilizlere sattı. Türkleri kurtarmak için gittik. Ama nüfusumuzdan fazla toprak aldık, tabi ki vereceğiz' diyebiliyorsa, elimizde hiçbir pazarlık gücü bırakmıyorlar demektir. Bu pazarlıklar altında tecrübeli politikacı, devlet adamı Denktaş'ın bir kukla gibi eli kolu bağlı, adeta mahkum gibi imza atmaya sürüklenmiş olması kabul edilir bir şey değildir. Denktaş da bunu kabul etmemiştir" diye konuştu. "KIBRIS GİRİT'E BENZETİLECEK" Yazıcıoğlu, Kıbrıs'ın Girit adasına çevirmek istendiğini ileri sürerek, "Bizim kaygılarımız var. Bir Girit vardı. Yüzyıllar önce üzerinde Türkler yaşardı ve Türklere ait bir adaydı. Sonra masadaki müzakereler sonrasında referandum kararı alınıyor ve adayı Yunanlılar alıyor. Ben Kıbrıs ile ilgili endişeliyim. Kıbrıs Girit olmasın. Girit yapılma sürecine sokulmasına hassasiyet gösteriyorum. Çünkü Benim milli şuurum var, tarih bilincim var. Böyle bakınca Kıbrıs'ın Girit akıbetine uğratılacağı gibi kaygıya kapılıyorum ve onun için de bütün milli heyecanımla Kıbrıs meselesi üzerinde duruyorum. Kıbrıs'ın AB uğruna feda edilmesine, Kıbrıs'ın pazarlık olacağı gibi masaya konulmasına karşı çıkıyoruz. Şimdi olduğu gibi yarın da karşı olacağız. Kıbrıs, AB'nin pazarlık konusu değildir. Kıbrıs, elbette çözülecek, çözüm ise bize göre iki kesimi muhafaza edecek, iki egemen devleti kabul edecek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin etkin ve fiili garantörlüğünde devam edecek ve Kıbrıs Türklüğü, göçebe olmayacak., adada özgürce yaşayabilecek ve TC devleti ile Kıbrıs halkının güvenlik kaygıları ortadan kaldırılacak. Biz çözüm dahilinde bunu arıyoruz. Bunun dışındakiler çözüm değildir. Kimileri 30 yıldır çözülmedi başımıza bela oldu diyor. Kıbrıs başa bela değil. Türkiye'de birkaç bankadan daha fazla bizden bir şey götürmüş değil. Stratejisi olan, Akdeniz'deki konumuyla Türkiye için vazgeçilmez, stratejik önemi olan bir yerdir. Eğer benim milli menfaatime uygun çözülmeyecekse, bırakın çözülemesin. İşte Kıbrıs meselesine ben böyle bakıyorum" diye konuştu. "EKONOMİ SANAL ORTAMDA" Son günlerde basın organlarında 'Ekonomi iyiye gidiyor' şeklinde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Yazıcıoğlu, çıkan haberlerin aksini düşündüklerini belirterek, "(Ekonomi açısından Türkiye'de işler iyiye gidiyor, Türkiye'de enflasyon, faiz düşüyor, kur bir dengeye kavuşmuş ve borsa yükseliyor) şeklinde medyamızda ifadelere yer veriliyor. Eğer gerçek böyleyse işler iyiye gidiyor demektir. Ama gerçek bu mu, düşen enflasyon mu, alım gücü mü? Bana göre milletin alım gücü düşmüş, o da enflasyonu düşürmüştür. Halbuki enflasyon düşerken milletin alım gücünün yükselmesi lazım. Milletin alım gücü yükseliyor, enflasyon da buna karşın düşüyorsa o zaman enflasyonun düşmesinin bir faydası vardır. Faiz düşerken eğer çiftçi, sanayici, orta ölçekli işletmeci, yatırımcı, esnaf ucuz kredi buluyorsa, ülkede yatırımlar artıyorsa o zaman düşen faizin bir faydası var. Eğer borsa yükseldiğinde, borsanın yüzde 60'ı yabancı sermayeye ait ise , orada yükselen borsanın Türkiye'ye çok ciddi faydasının olduğunu düşünemeyiz. Faydası olsa bile her an risktir. Küresel diktatörlerin işine yaramayacak bir tavrımız olduğunda, bir iki milyar dolar çekmek suretiyle borsamızı alt üst ediverirler. Demek ki Türkiye'de ekonomi henüz sanal alemden gerçek aleme geçmiş değildir" dedi. Eğer yatırım ve üretim varsa, istihdam oluşturulabiliyor ve işsizlik düşüyorsa, dış ticaret açığı azalıyor, borç da ülkenin ürettikleriyle döndürülebiliyorsa o zaman ekonominin iyiye gittiğinin söylenebileceğini belirten Yazıcıoğlu, "Fakat böyle bir ortam yok. 280 milyar dolara çıkmış iç dış borcumuzun 50 milyar doları, bugünkü hükümet tarafından milletin sırtına yüklenmiştir. Borçların faizi yeni borçlarla döndürülmektedir. Ucuz ve yeterli kredi yatırımcıya ulaşmamaktadır. Gelir dağılımında adalet sağlanamamıştır. İşsizlik büyümüştür, milletin alım gücü düşmüştür. Ekonominin gerçeği bu. Son 1 yıl içinde 100 bin vatandaşımız işini kaybetmiştir. 400 bin vatandaşımız işsizler ordusuna katılmıştır, 280 binin üzerinde işyerimiz bu dönem içerisinde kapanmıştır" diye konuştu. "YÖNETİM BAŞKALARINA EMANET EDİLDİ" AK Parti hükümetinin bir buçuk senelik iç ve dış politikasının değerlendirmesini ilginç benzetmelerle eleştiren Yazıcıoğlu, "Çok kolay bir dış politika yöntemi buldular. ABD'ye dış politikayı havale ettiler. ABD ne derse o oluyor. Bizim yerimize nasıl olsa onlar düşünür. Yaptıklarına karşı çıkmamız mümkün değil. Öyleyse ABD söylesin biz uyalım. ABD, Büyük Ortadoğu projesi mi diyor, biz de hemen Diyarbakır'ı Büyük Ortadoğu projesinin merkezi yapar, bu taşeronluğunu üstlenir ve ABD'nin himayesinde daha iyi geçiniriz. Dış politikada da uygulanan budur. İç siyaseti AB'ye göre ayarlıyorlar. AB ikiz yasa çıkarın diyor, kamu reformu yasa tasarısı çıkarın diyorlar ve çıkarılıyor. Böylece iç politikada da külfetten kurtulmuş oluyor. Ekonomiyi de IMF'e havale edince hükümete işin törensel boyutu kalıyor" dedi. CHP'YE ELEŞTİRİ BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 'Bugün Meclis'te yeterli bir muhalefet olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna ana muhalefet partisi CHP'yi sert dille eleştirerek, "Meclis'te yeterli bir muhalefet yok. Çünkü IMF ve Dünya Bankası'nın gönderdiği Kemal Derviş, programını bir öncekilere yazdırdı, bugünkü iktidara uygulattırıyor, kendisi de Meclis'te CHP içerisinde denetim görevi yapıyor. Dolayısıyla dünün ve bugünün iktidarı da ana muhalefette IMF'in programının dışına çıkmıyor ki bir muhalefet yapılsın. Ayrıca CHP, muhalefetten sadece milletin değerlerine düşmanlığı anlıyor, İmam-hatiplilere düşman olmak, meslek liselerinin karşısında olmak, başörtülüleri dışlamak ve milletin değerlerini irtica kabul ederek sürekli sorgulamak, CHP'nin tarihi bir muhalefet anlayışı olmuştur. Muhalefeti, milletin değerleriyle karşı karşıya gelmek şeklinde anlıyor. Buna ters düştüğünde iyi muhalefet yaptığını düşünüyor. Yoksa CHP'nin yapacağı bir şey yok. CHP milletin vicdanını temsil etmiyor ki muhalefet olsun. Muhalefeti BBP yapıyor. Çünkü BBP milletin verdiği gücü boşa çıkarıp heba etmedi, hortumcuya destek olmadı, teröristleri affetmedi ve milli menfaate çıkarlarımız söz konusu olduğundan kendi yerine milletinkini üstün gördü" diye konuştu. "YARGI HER KESİME DOKUNMALI" AK Parti hükümetinin hedeflerinden biri olan dokunulmazlığın kaldırılması hakkında görüşlerini açıklayan Yazıcıoğlu, 'Hükümet, bu konuyu geçiştiriyor' şeklince yanıt verdi. Yazıcıoğlu, "Bugünkü iktidar henüz dokunulmazlıkla ilgili bir çözüm üretmemiştir. Halbuki 368 milletvekili büyük bir şanstır. Dokunulmazlıkları sınırlamalılar. Yalnızca milletvekilinin dokunulmazlığını sınırlandırmayla kalmamalı. Türkiye'de iş alemi, bürokrasi, asker-sivil ne varsa hepsi hukukun denetimi altında olmalı. Hukukun dokunamayacağı hiç kimse, kurum ve kişi olmamalıdır. Bütününe hukuk dokunmalıdır. Hukuktan daha güçlü nüfus sahibi olmamalı. Onun için de bu iktidar, yargıyı, yürütmeyi, yasamayı birbirinden ayıracak, yargıyı güvenilir ve bağımsız hale getirecek, yasamayı daha özgün yasama haline getirecek ve yürütmeyi de yasamanın dışına çıkararak, daha etkin karar uygulayan ve hesabını da vermeye açık olan bir şeffaf yönetim getirecek. Bizim iktidardan istediğimiz bu. Bunu yapıyorsanız iktidar ve muktedirsiniz. Türkiye'nin bence önemli sorunu bu" ifadelerini kullandı. "SİVAS ANADOLU'NUN YILDIZI" Diğer taraftan BBP Genel Başkan Yardımcısı iken istifa ederek, memleketi Sivas'ta belediye başkan adayı olan Nevzat Yanmaz ise seçilmesi halinde Sivas'ın Anadolu'nun yıldızı haline dönüştürecek projeler hazırladığını söyledi. Yanmaz, "Atatürk'ü anlamayan, Sivas'ın önemini kavrayamaz. Atatürk'ü anlayabilenler ise Sivas'ın Anadolu yıldızı yapılmasının ne kadar hayati önem arz ettiğini bilirler. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki en etkin rolü nedeniyle Sivas ülkemizin ve genç Cumhuriyetimizin düşmanları tarafından çok sistematik bir biçimde kalkınmasına engel olacak, geri kalmasına neden olacak bir şer faaliyetler yürütmüşlerdir. Bu yolla adeta cezalandırmak istemişlerdir" dedi. Belediye Başkan adayı Yanmaz, Sivas'ın kaderini değiştirecek projelerinin olduğunu da belirterek, "Biz öncelikle şehrinizin imkanlarının bir envanterine baktık. Sonra ihtiyaçlarını önem sırasına göre belirledik. Kaynaklarımızı hem artıracak, hem de rasyonel şekilde kullanabilecek ön çalışmalar yaptık. Bütün projelerimizi, yapabilirlik noktasına getirerek, hazırladık. Yaklaşık 15 yıldan beri aynı ellerde bulunan yerel iktidarın yaptıkları ve yapmadıkları ortadadır. Bilgilerince, ufuklarınca, hayallerince işte ellerinden gelenin hepsi budur" diye konuştu.