Hükümetle ters düşerek emekliliklerini isteyen komutanlar medyada geniş yankı buldu
Abone olÜnlü isimler Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanları'nın istifalarını değerlendirdi.
Rasim Ozan Kütahyalı (Sabah - Takvim yazarı)
Ben bugünü bir milad olarak görüyorum. Bugünden sonra sivil hükümetin askeri otorite üzerindeki egemenliği tescil edilmiştir. Bundan böyle bütün Genel Kurmay Başkanları Başbakan'ın karşısında hizaye geçmek zorundadır. Demokratik hukuk devletinde olması gereken buydu. Tutuklu olarak yargılanan generallerin görevinin sona erdirilmesi hukukun gereğidir. Genel Kurmay Karargahı buna direnmemiliydi. Direndi sonuç böyle oldu. Bir çok generalimiz Başbakan karşısında selam durmayı askerlik onuruna aykırı olarak görüyor. Öyle bir algıyla yetiştirilmişlerki sivil hükümet karşısında hizaya geçmek sanki askerlik onuruna aykırı. Bu saçmasapan patalojik anlayış artık geçmişte kalmıştır. Nasıl bir binbaşı albayı önünde hizaya geçiyorsa selam duruyorsa aynı şekilde Genel Kurmay Başkanı ve tüm TSK mensupları da Başbakan karşısında esas duruşa geçmek zorundadır. Yeni Türkiye'de demokrasiye bağlı hükemete tam itaatkar TSK olmak zorundadır.
Mehmet Altan, Bülent Kahraman ve Doğu Ergil'in yorumları sonraki sayfada
[PAGE]
Mehmet Altan: Bu istifalar hükümetin Ergenekon Davası'ndan yargılanan askerlerin terfi ettirilmemesi konusundaki kararlı tutumuna karşı bir tepkidir. Hükümet tahmin ediyorum bu durumu öngörmüştür. Böyle bir restleşmeye girildiyse hükümet bu duruma karşılık tedbirlerini önceden almıştır.
Hasan Bülent Kahraman: Yüksek Askeri Şura'ya çok az bir zaman kaldığı için "acaba bu tür bir tepki olur mu" diye düşünüyordum. Genelkurmay'a yakın kaynaklar Işık Koşaner'in istifa edebileceğini bir süredir dile getiriyordu. Kabul etmek gerekir ki geçen sene YAŞ'ta alınan kararlar sivil-ordu ilişkilerinde bir dönüm noktası oluşturmuştu. Bu istifaları sivil-ordu ilişkilerinin normalleşmesi döneminde alınmış bir kara olarak olumlu buluyorum. Umarım ki aşağıdaki kademelerde buna dönük bir tepki ortaya çıkmaz.
Doğu Ergil: Bu istifalar bir hoşnutsuzluğun belirtisidir. Hoşnutsuzluğun kaynağı tabi olunan kurumun tutumuna karşı ya da tabi olunan kuruma karşı bazı konularda hesap verilememesi olabilir. Bence burada her iki durum da söz konusu. Artık bundan sonra olması gerekenler olacaktır. Yeter ki, kırmadan-dökmeden, nezaket çerçevesinde bunlar olsun.
Abdurrahman Dilipak ne dedi?
[PAGE]
Avni Özgürel: İstifa kararını Genelkurmay Başkanının isteyerek almış olduğunu düşünmüyorum. Bu karar alt kademelerden gelen psikolojik baskı sonucu alınmıştır.
Okan Müderrisoğlu (Sabah)
Hükümet böyle bir tabloyu beklemiyordu belki. Genelkurmay Başkanı'nın emeklilik dilekçesi vermesi önemli. Koşaner'in veda mesajı açıklamasında tutuklu generaller vurgusu sözkonusu. Necdet Özel'in önce Kara Kuvvetleri'ne sonra da Genelkurmay Başkanlığı'na getirileceğini düşünüyorum.
Nazlı Ilıcak (Sabah)
Terörle mücadeledeki değişim ve tutuklu bulunan 17 generalin emekliliğe sevkedileceği iddiası da bardağı taşırmış olabilir. Geçen yıl Necdet Özel'in genelkurmay başkanlığına giden yolu açılmış oldu. Necdet Özel'in önce kara kuvvetleri komutanı yapılıp sonra genelkurmay başkanı olacağını düşünüyorum.
Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit): 4 General değil, diğerleri de istifa etsin.. %50 ye kadar yolu var..Bu eğer orduda yaşanan çarpıklıklar karşısında sorumluluk duygusu ile verilmiş bir kararsa, bravo.. Bu şahsiyetli bir tutum.Bu kadar şey olurken bilmiyorsanız orada ne işiniz var. Biliyor ve hiçbir şey yokmuş gibi orada oturuyorsanız bu da çok saygın bir durum değil.
Ruhat Mengi, Derya Sazak ve Melih Aşık'ın görüşleri sonraki sayfada
[PAGE]
Ruhat Mengi (Vatan): Saklı gizli değil, zaten TSK üzerinde uzun süredir “tutuklamalar ve terfiler konusundaki baskılar”ın dayanmaları güç bir hale geldiği görülüyordu. Terfi edecek generallere bir iddia bulunarak (ki bazılarının hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıkmasına rağmen) ya tutuklanmaları veya YAŞ toplantısında Hükümetin karşı çıkması besbelli ki bugüne kadar sınıra dayanmış olan sabırları taşırdı.
Her konudaki uzlaşısızlık, ülkenin en ağır şartlar altında olduğu bir dönemde bile değişmedi, terfiler konusunda çıkarılan sorunlar giderilmedi. Genelkurmay Başkanı’nın ve Kuvvet Komutanları’nın yerine kim getirilirse getirilsin bu olay TSK’yı ve ülkeyi ciddi şekilde etkileyecektir. Benim asıl anlamadığım, bugüne kadar terfiler konusunda hiçbir hükümet döneminde görülmeyen boyuttaki israrın, herşeyi göze almanın sebebi ne? Galiba asıl cevap aranması gereken soru bu!
Derya Sazak (Milliyet): Aslında Koşaner,Başbuğ’dan sonra Genelkurmay Başkanlığını hayli zorlanarak üstenmişti. Başbuğ’u sıkıntıya sokan,ordu mensuplarının Balyoz,Islak İmza,Andıç gibi soruşturmalarda tutuklanmaları Koşener döneminde de devam etti. Hasdal’da tutuklu olan general ve amiral sayısının 50’ye yaklaştığı bildiriliyor. Son olarak Ege Ordu Komutanı hakkında da ‘yakalama emri’ çıkarılmış. Koşaner ‘veda mesajı’ndan bu konudaki haksızlığa dikkat çekti.Ancak etkili olamadı.Hükümet ve Çankaya da,devam eden davalarda sanık durumunda olan kişilerle ilgili atamaları imzalamama konusunda kararlılıklarını ifade ettiler. Demokratikleşme, sivilleşme ve normalleşme açısından ordunun da yeni dönemi doğru okuması gerekiyor.
Necdet Özel’e Genelkurmay Başkanlığı yolunu açan istifalar Şura krizine dönüşmeden aşılmadır.
Demokrasinin gereği budur.
Melih Aşık (Milliyet): TSK komuta kademesi görevden çekildi mi, çekilmeye mecbur mu edildi? Herhalde ikincisi... TSK son dönemde öylesine itibar kırıcı davranışlarla karşı karşıya kaldı ki, komutanların makamlarında oturmaya devam etmesi onursuzluk sayılacaktı...
Örneğin 13 şehit verdiğimiz olaydan sonra bölgeye sivil müfettiş gönderilmesi TSK adına hayli onur kırıcı olmuştu.
En büyük başağrısı Balyoz davasıdır.. Balyoz ve Ergenekon davalarında 44 general ve amiral ile 60’ın üzerinde albay tutuklu. TSK mensubu bir gün dahi tutuklu kalsa terfi edemiyor. Bunu normal sayabilirsiniz. Ancak bu davadaki kanıtlar üzerinde büyük tartışma var. Generaller ve amiraller imzasız dijital belgelerle tutuklanmış durumda. Eğer mahkeme sonuçlanır subayın suçsuzluğu kanıtlanırsa yeniden terfi edebiliyor. Denebilir ki generaller albaylar beklesin, suçsuzluğu anlaşılırsa nasıl olsa terfi edecekler. Ne var ki mevcut davaların da görünür bir tarihte bitmesi mümkün değil. Bu durum Genelkurmay ile Başbakan arasında gerginliği artıran en önemli nedenlerden biri...
Bitmedi... Dün mahkemeden “Askeri internet siteleri” ne ilişkin iddianame ile Ege Ordu Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler ve bir dizi generalin yakalanması kararı çıktı. Böylece onların terfisi de bir kalemde suya düştü. Bunların hepsi üstüste gelince komutanlara görevden çekilmek kaldı. AKP gidenlerin yerine dilediği komutanları atayacak, TSK’yı istediği gibi dizayn edecektir. Ancak bu olaylar TSK’nın gücünü, moralini, disiplinini, bütünlüğünü nasıl etkiliyor?
Bunlar hesaplanıyor mu?