Yazarın şu şu sözleri çok çarpıcı: Bu devlet sağlamdır. Ayrıca, sabırlıdır da. Ama, belli bir 'çizgiye kadar'.
Abone olBaşbakan Sn.Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, imam hatip liseleriyle ilgili YÖK tasarısını yetersiz bulan milletvekillerine, 'Sabırlı olun, bu bir maraton, daha yolun başındayız' demiş. (Milliyet. 6 Mayıs) Böylece, AKP'nin bir 'Maratonu' koşmakta olduğunu-bugüne kadar hala anlamamış olanlar da-herhalde artık uyanmışlardır. Gerçekte bu maraton, bugün koşulmaya başlanan bir maraton değildir. Bu ülkede, 'Cumhuriyetin' ilan edildiği gün başlamış ve ona ters istikamette halen sürdürülmeye çalışılan bir ısrarlı koşudur. Bu koşu, 'Cumhuriyet İradesi'nin uyanık olduğu dönemlerde, durdurulmuş ve geriletilmiş, fakat, 'Cumhuriyet kültüründen' gereğince feyz alamamış, sorumsuz siyasetçilerin yönetimi dönemlerinde, tekrar ve ısrarla sürdürülmüş ve hızlandırılmıştır. Bu koşu, demokratik anayasamızın sağladığı imkanlar kötüye kullanılarak 1970'lerde ülkenin siyasal yaşamına girmiş ve anayasal kurumların birini kapattığında diğerinin kurulduğu partilerle sürdürülmüştür. Sonuçta, mevcut iktidar partilerinin, ülkenin ve halkın soyulmasına göz yummaları ve ortak olmalarına bir tepki olarak, 'İktidar'da olmuştur. Şimdi, önlerini 'boş' sanıp serbestçe ve istedikleri istikametlerde koşabilmenin hayalini kurmaktadırlar. Oysa, bu ülkede onların bilmedikleri veya görmemeye çalıştıkları başka 'Güç Unsurları' var. Bu güç unsurlarının başında, hiç şüphesiz, 'Kamuoyumuz' yani 'Halkımız' gelmektedir. O 'Halk' cahildir, fakirdir, ilgisiz ve çaresiz gibi gözükür. Ama-birçok defa yaptığı gibi 'Başında taşır gözüktüğü' kişileri, umulmadık sürede ve şartlar altında 'Tepe-taklak' ediverir. Ayrıca, bu ülkede, 'Gerçek Aydınlar' zannedilenden daha çok ve de güçlüdür. Teşkilatsız ve etkisiz gibi görünürler ama, 'Çizginin aşıldığını' hissettikleri anda, 'Ayağa Kalkmakta' tereddüt etmezler. Ayrıca, bu ülkede bir 'Devlet' var. En az, ikibin yıllık bir birikimi olan bir devlet. Ve bu devlet sağlamdır, güçlüdür, etkilidir. Ayrıca, sabırlıdır da. Ama, belli bir 'çizgiye kadar'. Ayrıca bu devlet, bir avuç cahilin heveslendiğinin, ciddi bir çoğunluğun ise tasalandığının aksine, öyle kolay kolay 'İşgal edilemez.' Bu anlam içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin YÖK yasa teklifiyle ilgili son bildirisi dikkatle okunmalı ve anlaşılmalıdır. Bildiride, yukarıda belirttiğimiz 'Çizgiler' açıklıkla ifade edilmiştir. Önce, yasa teklifinin hukuki açıdan ne derece hatalı olduğu ve vazgeçilmez yasalarımıza aykırılığı açıklanmakta ve sonra; 'Bu nedenle, Cumhuriyet'in temel niteliklerine bağlılığı şüphesiz olan kesim ve kurumların, bu değişiklik tasarısını benimsemesi beklenemez' kesin ifadesi ile, görüşünü ortaya koymaktadır. Ayrıca 'Cumhuriyet'in bu ve benzeri yüce ilkelerine yönelik girişimlere karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tavrı konusunda, tereddütleri olanlara seslenerek; 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliğiyle ilgili düşünceleri ve tavrı, dün ne ise bugün de aynıdır ve yarın da aynı olacaktır. Hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu düşünce ve tavrı üzerinde şüphe ve yanılgı içine düşmesi düşünülemez'denilmekte ve bildiri, millete duyulan güven vurgulanarak bitirilmektedir; '... Yüce milletimizin bu konuya, gerekli hassasiyeti göstereceğine inanılmaktadır.' Hanımlar, beyler, tasalanmayın; bu memleket sahipsiz değil!