Son bir yılda bono ve tahvil yatırımının fon portföylerindeki payı yüzde 25'ten yüzde 66'ya çıktı
Abone olFaizdeki yüksek getiri fonların yatırım içeriğini de etkiledi. Fırsattan yararlanmak isteyen fon yöneticilerinin bono-tahvil yatırımına yöneldiği görülüyor. SONGÜL HATISARU Ekonomide 2001'de yaşanan krizin ardından son iki yıldır devam eden normalleşme süreci yatırım sektöründe de yapısal değişikliklere neden oluyor. İstikrar ortamının ve güvenin göreceli olarak sağlanmasıyla yatırımcının her geçen gün biraz daha fazla uzun vadeli yatırıma ilgi gösterdiği görülüyor. Hazine bonosu ve devlet tahvili yatırımları diğer yatırım ürünlerine nazaran sağladığı daha yüksek reel getiri ile ön plana çıkıyor. Banka dışı kesimin elindeki devlet iç borçlanma senetleri tutarındaki artışta yatırımcının tercihlerinde ortaya çıkan değişimi net bir şekilde gösteriyor. Haziran 2002'de 24 katrilyon lira olan banka dışı kesimin elinde tuttuğu tahvil ve bono miktarı Aralık 2002'de 33 katrilyon liraya ulaştı. Banka dışı kesimin bono ve tahvil yatırımı Haziran 2003'te ise 46 katrilyon Türk Lirası'na yükseldi. Yüzde 66'ya yükseldi Benzer bir eğilimi yatırım fonları sektöründe de görmek mümkün. Aralık 2001'de yüzde 33 olan yatırım fonları sektörünün Hazine bonosu ve devlet tahvili yatırım oranı Aralık 2002'de yüzde 49'a yükseldi. Mart 2003'te yüzde 55'e yükselen oran Haziran 2003 itibariyle yüzde 66'ya ulaştı. Önceki dönemlerde ağırlıklı olarak repo yatırımları ile dikkat çeken fon sektörü buradaki kaynaklarını devlet kâğıtlarına yöneltti. Bono tahvil yatırımının fon sektörü toplam yatırımları içerisindeki ağırlığı Haziran 2002'de yüzde 25 iken bu oran bir yıl içinde 41 puan yükseldi. MİLLİYET