AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Yasin Aktay, HDP'li milletvekillerinin tutuklanması ve çözüm süreci konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Yasin Aktay, HDP'li vekillerin intihar bombacılarının cenaze ve taziyelerine katıldığını belirterek, "Bugün eğer toplumda böyle bir saldırının karşısında toplumda bir infial, bir isyan oluşmuyorsa, teröre destek veriyor olduğu algısı toplumda güçlü bir biçimde var olan bu milletvekillerinin tutuklu olması bir teselli oluşturuyor ve bu teselli karşısında toplum bir infiale gitmiyor" dedi.
Belediyelere kayyum atanmasının şiddeti teşvik ettiği ve siyasal alanı daralttığı eleştirileri ile ilgili olarak da Aktay, "Valla tutuklamadık, her çeşit faaliyetine imkan verdik, hatta çözüm süreci dedik, ellerinde silah taşıdıkları halde dağlarda devriyeler halinde 10'ar 15'er 30'ar kişiler halinde gezmelerine bile ses çıkarmadı bu ülke" diye konuştu.
Irak bölgesel Kürt yönetimine yakınlığı ile bilinen ve Erbil merkezli uydudan yayın yapan Rudaw Televizyonu'na konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Yasin Aktay, gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren Aktay, Suriye için Türkiye'nin birinci önceliğinin orada kanın durması ve bir an önce düzelmesi olduğunu belirterek, "Oradaki DAİŞ, PKK, PYD, YPG ve Esat da orada kendi halklarına karşı suç işleyen, katleden ve kendi halklarına zulüm eden mahluklardır. Türkiye bütün hepsi ile şu anda mücadele halinde. Türkiye, Suriye'nin tekrar barışa dönmesini, Suriye'de barışın tekrar hakim olmasını istiyor. Halep'te kadınlar ve çocuklar öldürülüyor şu anda. Bu savaşan unsurlar ne yazık ki çok acımasızlar. Türkiye Suriye tezini yumuşatmış değil, sadece şu gerçeğin farkındayız. Esad'ın Suriye geleceğinde olup olmamasına Türkiye karar vermeyecek ki. Suriye halkı şu anda karar veriyor zaten. Şu şartlarda Esad'ın kalması mümkünse bırakalım kalsın. Ama Suriye halkı Esad'ı kabul ediyor mu ona bakmak lazım. Şu anda Esad'ı kabul edebilecek ve onunla yürüyebilecek bir Suriye halkı kalmamış durumda. Esad hakkında hepsi yalan söyledi, dünya dürüst davranmadı. Esad'ı görünmüyor gibi davrandılar ama Esad'sız bir Suriye istemediler. Esad'ın yerine gelmesini kabul edebilicek kişi yine Esad'ın bir parçası olabilecekti. Daha doğrusu Suriye'de hiçbir zaman tam anlamıyla demokrasi istemediler. Hep Esad'ın alternatifi kimdir diye bir şahıs sordular. O şahısta aslında zihinlerdeki diktatördü" dedi.
"ABD, PYD'YE DEĞİL, DOĞRUDAN PKK'YA DESTEK VERİYOR"
Ak Parti Sözcüsü Yasin Aktay, Suriye'de aslında fiilen ABD'nin PYD'ye değil, doğrudan doğruya PKK'ya destek verdiğini kaydederek, PKK ABD'den almış olduğu bu destek ile ne yazık ki Türkiye sınırında bir terör devleti ve koridor oluşturmaya çalıştığını söyledi. PYD'nin bu koridor ile bir bakıma Akdeniz'e ulaşmaya çalıştığını söyleyen Aktay, "Bu bizim için kabul edilebilir bir şey değil, biz bunu reddettik, reddediyoruz. Biz Kürtlere de karşı değiliz asla. Bilakis Kürtlerin Suriye'nin geleceğinde hak ettikleri ilişkiye ve topraklarına dönmelerini arzu ediyoruz"dedi.
Rusya ile ilişkilerin düzelmesinden sonra bu ülkenin PYD ve YPG'ye karşyı tutumunda bir değişiklik olduğunu da söyleyen Ak Partili Aktay, "Ama maalesef biz Rusya'nın bir durumunu hoş karşılamıyoruz. Esad rejimini koruma konusunda ortaya koyduğu ısrar ve bu ısrar çerçevesinde bugün Halep'te yaşanan katliamdan Rusya'da sorumludur. Rusya'nın bu vebalin altında kalması mümkün değil"diye konuştu.
"HDP'Lİ VEKİLLERİN TUTUKLU OLMASI TOPLUMDA BİR TESELLİ OLUŞTURUYOR"
FETÖ darbe girişiminin bir amacının da Irak bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani'yi devirmek olduğunu söyleyen Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, HDP'li Milletvekillerinin tutuklanması ile ilgili ise şunları söyledi:
"Her gün onlarca kişi katlediliyor ve bunları katledenler intihar bombacısı. İntihar bombacılarının eylemlerine gidiyor milletvekili, cenazelerine, taziyelerine katılıyor. Onları adeta teşvik ediyor, yönlendiriyor. Bu tür suçların toplum vicdanında bu şekilde kalması çok fazla kabul görmüyor. Aksine çok infial yaratıyor. Bugün eğer toplumda böyle bir saldırının karşısında, böyle bir saldırıda eğer toplumda bir infial bir isyan oluşmuyorsa, toplum içerisinde bir takım ayrışmalar oluşmuyorsa büyük ölçüde almış olduğumuz bu tür tedbirler yani bu arkadaşların tutuklu olması, bu milletvekillerinin teröre destek veriyor olduğu algısı toplumda güçlü bir biçimde var olan bu milletvekillerinin tutuklu olması toplumla bir teselli oluşturuyor. Bu teselli karşısında toplum bir infiale gitmiyor. Öbür türlü herkes mecliste terörist istemiyoruz. Doğrusu halkımıza kulak tıkayarak siyaset yapmıyoruz. Halkımız kendi ülkenin kaynakları ve vergileriyle maaş alan ve aldığı bu maaşlarla kendilerine silah döndüren kendilerine saldırıda bulunan insanların toplumun en muteber çatısı altında, demokrasinin sembolü olan bir mekanda bu şekilde istediği zaman istediği propagandayı ve istediği suçlamaları da kendi halkına karşı yapan insanları görmek istemiyor. Yani halk tarafından seçilmiş olmak eyvallah ama halk tarafından seçilmiş olmak size suç işleme ve teröriste destek vermek özgürlüğü tanımıyor. Elhamdüllilah gönül huzurluğu ile söylüyoruz biz artık terör örgütü ile terör örgütü ile müzahir olan o parti ile Kürt meselesini birbirinden fersah fersah ayırdık. Bizim için Kürt sorunu ayrıdır, bu teröristler ayrıdır."
"ELLERİNDE SİLAH OLDUĞU HALDE DAĞDA GEZMELERİNE SES ÇIKARMADI BU ÜLKE"
Yasin Aktay, HDP'li vekillerin tutuklanması, Belediyelere kayyum atanmasının şiddeti teşvik ettiği ve siyasal alanı daratlttığı eleştirileri ile ilgili bir soru üzerine ise, "Valla tutuklamadık, her çeşit faaliyetine imkan verdik, hatta çözüm süreci dedik, ellerinde silah taşıdıkları halde dağlarda devriyeler halinde 10'ar 15'er 30'ar kişiler halinde gezmelerine bile ses çıkarmadı bu ülke. Dedik ki, demokrasi sahası daha geniş olsun, belki bunlar silahı bırakırlar. Bütün özgürlükleri, bütün serbestlikleri sağladık. Ne yaptılar, Bizim çözüm süreci dediğimiz günde onların silahları bırakıp ülkeyi terk etmeleri bekleniyordu öyle değil mi? Silahı bırakmadıkları gibi daha çok silahlandılar, Militanları yurt dışına gedeceklerine burada kaldılar ve geçmişe nazaran devletinde bu konudaki geçici tolerans durumunu suistimal ederek eskisine nazaran çok çok daha fazla sayıda insanı dağa çıkardılar. Aralarında çoğu 18 yaşı altında çocuklar. Bu bir defa insanlığa karşı işlenmliş bir suç. Bunu yaptı PKK"dedi.