Operasyonun genişledikçe siyasilerinde adının bu olaya karışacağını vurgulayan Okuyan'nın şok sözleri..
Abone olYalova'ya gelerek dostları ve akrabaları ile hasret gideren Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan, düzenlediği basın toplantısında, Neşter Operasyonu'na değindi. Okuyan, operasyon genişledikçe ve bu işin uzantısı daha derine gittikçe, bir takım çevrelerde de telaşın arttığını kaydetti. Bu sürecin SSK'da başlayarak, Bağ-Kur ve üniversite hastanelerine kadar yayıldığını ifade eden Okuyan, "Soruşturma süreci ilk 1992'de SSK Yönetim Kurulu kararı ile başlıyor. İhalesiz mal alımı ile ilgili bir soruşturma açıyor yönetim kurulu. Yüzlerce trilyonluk alımların hiç biri ihaleye tabi tutulmuyor. Böyle bir sistem olur mu? 10 yılı aşkın fahiş fiyattan mal alımı, devlette ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Örneğin, sadece bir kalp stendinde 2002 dolar fazla ödeme var. Yılda 20 bin civarında stend alındığı düşünülürse, 44 - 45 milyon dolar bir tek stend alımından devlet kazık yiyor. Düşünün 50 bin çeşit sarf malzemesi var. Artık bunun boyutunu siz hesaplayın. Benim bakanlığım döneminde 1 katrilyon yılda iyileştirme sağlandı" dedi. "OPERASYONA BAZI SİYASİLERİN İSMİ DE KARIŞABİLİR" Bir soygun çarkına çomak soktuğunu belirten Okuyan, operasyon genişledikçe bazı siyasilerinde işin içine girebileceğine işaret ederek, "Böyle bir soygun düzenine çomak sokar, soruşturma açar. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu harekete geçirirseniz, işi DGM'ye intikal ettirirseniz bazı şeyleri de göze almak zorundasınız. İşin içinde bazı SSK bürokratları, bazı eski yönetim kurulu üyeleri, bazı doktorlar var. Çok ünlü doktorlar, profesörler, bazı firmalar var. Tezgah 3 ayaklı. Bürokrat, firma ve hekimden oluşan 3'lü bir saç ayağı var. Soruşturma derinleştirildikçe, belki de siyasilerde çıkabilir. Bazı çevreler çok rahatsız. Bazıları şu anda sıra kendilerine gelecek diye bir telaş içindeler. Hedef çarpıtmak için maalesef basından bazı arkadaşlarımızı da kullanıyorlar. 10 yıl içinde kaç bakan, kaç genel müdür geldiyse hepsi demi suçlu? Kaldı ki insan kendi kendini niye ihbar etsin" şeklinde konuştu. Hakkında basına sızdırılan bir rapor olduğunu ifade eden Yaşar Okuyan, "300-400 sayfalık raporu kim niye yazıyor. Benim elimde önemli belgeler var. Şimdi soruyorum, onu yazan müfettişle Yaşar Okuyan arasında bakanlığı döneminde bir şey mi geçmiş? Mesela Okuyan, Ankara Emniyet Müdürü'nü devreye sokmuş mu? Evrakların tahrip edilmesi ihtimaline karşılık tedbir aldırmış mı? Bütün bu sorular raporu düzenleyen müfettişe sorulmalı" dedi.