Yaşar Büyükanıt ne demişti?
TSK’ya yönelik ilk büyük kumpas eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’a yönelikti. Çünkü FETÖ’ye ilk operasyonu 1980’de o yapmıştı!
Bugünlerde eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt bir anda gündeme oturdu..
Hüseyin Gülerce’nin birkaç gün önce Gülen’in Büyükanıt hakkındaki düşüncelerini açıklamasının ardından, eski savcı Ferhat Sarıkaya’nın itiraflarını da okuyunca Büyükanıt Paşa’yı yazmak hasıl oldu.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile yakın bir ilişkimiz vardı..
10 yıl önce yazdığım ‘Ben şehit miyim hain mi?’ adlı ilk kitabımın ardından kendisi ile Genelkurmay Başkanlığı’ndaki makamında tanışma onuru yaşamıştım..
Yazılarımı takip ederken, kitabımın imza gününe çiçeğini de göndererek onurlandırmıştı beni.
Sonra da bir kaç kez ziyaretine gittim, karargâhtaki odasında konuğu oldum.
Akçaabatlı hemşehrimiz Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı, daha sonra Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde bulunan Aslan Güner Paşa vesile olmuştu..
Aslan Paşa ile ağabey kardeş gibiyiz..
Ne de olsa Trabzonluyuz..
O dönem bugünkü Kara Kuvvetli Komutanı hemşehrimiz Orgeneral Salih Zeki Çolak da Genelkurmay Genel Sekreteri olarak görev yapıyordu..
Büyükanıt Paşa ve Aslan Paşa emekli olup dinlenmeye çekildi..
Allah uzun ömürler versin ikisine de..
Salih Paşa’ya da geçmiş olsun dileklerimi iletirken, görevine devam etmesi nedeniyle çok mutlu olduğumu da belirteyim..
***
Büyükanıt Paşa ve Aslan Paşa ile Türkiye gündemi hakkında sohbetlerimiz oldu..
Bu sohbetlerden bugüne kadar hiç bahsetmedim..
Aradan 10 yıl geçti..
Affına sığınarak tam zamanı diyorum..
Neden..
Bir anda FETÖ operasyonu ile ismi gündeme geldi. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olmaması için Gülen’in neler yaptığı ortaya çıkmış durumda..
Çünkü TSK’da Gülen cemaati ile ilgili ilk operasyonları yapan 1980 yılında Büyükanıt’tı.
Haliç Üniversitesi öğretim üyesi, ayrıca Ergenekon davasından gözaltına alınıp serbest bırakılan tek kişi olan Yar. Doç. Dr. Erol Mütercimler, TSK içindeki bu yapılanmaya ilişkin açıklamalar yaparken, Büyükanıt Paşa ile ilgili şunları söyledi:
"Ordu içinde yapılanma 1971 sonrası başladı. 1980'de kendi bildiğim meseleyi söyleyeyim. Ben o yıl üsteğmen oldum. Beylerbeyi Astsubay Hazırlama Okulu’ndaydım. Kuleli de yanımızda. Yaşar Büyükanıt Albay Okulu’nun komutanı. İlk defa 1980'de Büyükanıt lisedeki FETÖ'cü öğrencilerle ilgili soruşturma başlatmıştı. Basit bir hesap yapınız. Her yıl 50 öğrenci alınsa ne yapar? Sene 1980-2016 ne yapar? 50 öğrenci 5 öğrenciyi etkilemiş olsa ne yapar, varın siz hesaplayın. Bunu yalnız Kuleli için söylüyorum. Deniz Kuvvetleri daha facia. Deniz Kuvvetleri'nde yapılanma 2008 öncesine gelmesi için 2038'in gelmesi gerekiyor."
***
Mütercimler böyle diyordu..
Büyükanıt Paşa’nın 36 yıl önce Albay Okulu Komutanı iken FETÖ’ye yaptığı operasyonu gündeme getiriyordu.
İşte bunları dinlerken Büyükanıt Paşa ile sohbetlerimiz aklıma geldi..
Hatırlayın Yaşar Büyükanıt Paşa’nın Genelkurmay Başkanı olmaması için o günlerde yapılan operasyonları..
O Şemdinli kumpas davasını..
Davayı açan Savcı Ferhat Sarıkaya’ya kimler sahip çıkmıştı!
Bugün ne diyor itiraflarında Sarıkaya? “Büyükanıt Paşa’nın Genelkurmay Başkanı olması istenmiyordu. İsmini Şemdinli dosyasına bana koydurttular.”
İşte o Şemdinli davasının arkasındaki güç FETÖ’ydü..
Büyükanıt Paşa’nın Genelkurmay Başkanı olmaması için yapılan o operasyonun arkasında FETÖ vardı.
Çünkü hesaplaşmaydı..
Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olması, hesaplarını bozacaktı..
O nedenle FETÖ’nün TSK’ya yönelik yaptığı üst düzey ilk operasyon Büyükanıt Paşa’ya yönelikti..
Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olması, onların Ordu içindeki yapılanmasında en büyük engel olacaktı.
Büyükanıt’ın Kuleli’de 1980’de okul komutanı iken ilk kez Ordu içindeki FETO’cü öğrencilere yönelik yaptığı operasyon akıllarındaydı..
Ta ki Dolmabahçe’ye kadar..
Büyükanıt dönemin Başbakanı Erdoğan ile bugüne kadar sır kalmış Dolmabahçe görüşmesine kadar inanılmaz bir mücadele verdi!
ABD’ye karşı da dik duruyordu..
Bir görüşmemizde şöyle demişti..
“Evladım bu ülkenin başındaki en büyük sıkıntı terör örgütü ile birlikte bu cemaat yapılanması olacak. Çok hassas bir olay. Dini kullanarak kendilerine yapılması gereken operasyonların önüne geçip istediklerini yapmaya çalışıyorlar. Karşılarına çıktığınız zaman da size din düşmanı yaftası yapıştırıyorlar. Şemdinli olayı tam bir FETÖ kumpasıydı. Çünkü benim Genelkurmay Başkanı olmam istenmiyordu. Ve terör örgütü ile de bir ilişkileri vardı.”
Çok ilginçti bu sözler..
Bugün eski savcı Sarıkaya’nın itiraflarını dinleyince o gerçek ortaya çıkıyordu..
Ama o günlerde kimse inanmak istemedi.
Hatırlayın sözde yazarları, aydınları çirkince Büyükanıt’ı hedef gösteriyordu.
Ama o büyük bir anıt olarak duruyordu hepsinin karşısında.
Bakın…
O dönem Karadeniz Gazetesi ve Zigana TV Genel Yayın Yönetmeni iken bir gün Yaşar Paşa’nın başkanlığı döneminde Genelkurmay’dan genç bir subay ziyaretime gelmişti. Oturup sohbet ederken bana bir CD verdi.
Dedi ki.. “Osman Bey bu CD çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar büyük tehlikede olduğunu gösteren bir yapılanma var. Bir izle değerlendir”
Kendisini uğurladıktan sonra izleyince karşıma FETÖ yapılanmasının bütün uluslararası ilişki boyutlarını anlatan müthiş bir uyarı sunumu çıktı.
Belgeleri ve görüntüleri ile Gülen’in ABD, Vatikan ilişkileri vs..
İşte o günkü CD, 15 Temmuz’un habercisiydi..
Büyükanıt’ın bu yönde kamuoyu oluşturma çalışması olsa gerekti..
TSK, aslında FETÖ’nün hem Ordu hem de devletin kurum ve kuruluşları içindeki kadrolaşmasının işaretini o gün veriyordu.
Ama inanan yoktu!
O gün ‘Bunlar terörist’ deseydiniz, taşlarlardı sizi!
Çünkü kandırma makinesi devredeydi!
Yani 80 yılında Albay Okulu Komutanı iken askeri lisede FETÖ operasyonu yapan da Büyükanıt Paşa’ydı..
1994’te Genelkurmay Başkanı iken uyarılar yapan da..
Askerin hazırladığı o CD başlı başına bir büyük uyarı sistemiydi..
O CD hiç kuşkusuz devlet yetkililerinin de önüne konulmuştu.
***
Yaşar Paşa ve Aslan Paşa ile bir başka sohbetimizden de bahsetmek istiyorum.
Hatırlanırsa o günlerde de ‘Darbe’ söylentileri gündeme gelmişti.
Söz darbelerden açılınca geçmişle günümüz arasında çarpıcı bir analiz yaptı..
“Artık darbe olması mümkün değil. O günler geride kaldı. Bak 1980 darbesi toplumun bütün katmanlarından da kabul görmüştü. Sadece asker istemedi. Sermaye istedi, iş dünyası istedi. Sivil toplum kuruluşları istedi. Dışarısı destekledi. En önemlisi halk istedi. Ama bugün böyle değil. Bir darbe yapmaya kalksanız çırılçıplak ortada kalırsınız. En basiti ekonomi çöker halkla karşı karşıya kalır, Ordu’yu bitirirsiniz.”
Paşa ilginç bir ayrıntıyı da anlattı.
“Bak geçtiğimiz hafta bana ülkenin en önemli iki üç iş adamı geldi. ‘Aman Paşam bir şeyler duyuyoruz. Darbe falan. Sakın ha’ dediler. Ben de rahat olun bir daha böyle şey olmaz, bunlar bir oyun dedim.”
***
Paşa’nın siyaset konuşurken o günkü düşüncelerinden de bir kesit sunmak istiyorum.
Çünkü çok önemli..
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan halk siyaseti yapıyor. Halkın nabzını çok iyi tutuyor. Halk ne düşünüyorsa o da aynısını düşünüyor. Halkın kalbine girmesini biliyor. Bak evladım apartmandan 5. katında bulunan vatandaş ‘Başbakanım bir çay içer misiniz’ diye davet ediyor. Çıkıyor 5. kata misafir oluyor. Bunlar Türk siyasetinde çok önemli şeyler. Bugünkü muhalefetin böyle bir lider karşısında kazanma şansı yok.”
Büyükanıt o gün böyle diyordu..
Aradan 10 yıl geçti Erdoğan yine 1 numara..
Bu kez de Cumhurbaşkanı olarak..
Paşa’nın teşhisi işte buydu..
***
27 Nisan açıklaması için ne düşünüyordu?
Bir açıklama mıydı yoksa muhtıra mı?
Yaşar Paşa ‘Muhtıra değildi’ diyerek kesin dille yanıt vermişti..
Son derece hareketli günlerde Cumhurbaşkanlığı için Köşk’e Abdullah Gül’ün çıkmasının istenmemesi nedeni ile ‘Ordu’nun da gazını almak için’ yapılmış bir açıklama..
Nitekim de amacına ulaştı.
Ortalık süt liman oldu..
Ordu içindeki enerji boşaldı..
Bugün hala bir kesim muhtıra diyor..
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan demiyor..
Dönemin Başbakanı Erdoğan, o gün bugün 27 Nisan açıklamasına ‘Bu bir muhtıradır’ yakıştırması yapmazken, Büyükanıt’a eleştiri getirmediği gibi davacı da olmadı.
Dikkat edin..
Erdoğan ile Büyükanıt arasında en küçük problem yaşanmadı..
***
Bugün gelinen noktaya baktığımız zaman Büyükanıt Paşa’nın hiçbir yanılgısı olmadığını görüyorum.
TSK’ya sızma harekatında FETÖ ile ilgili ilk operasyonu 1980 yılında yapan kendisi..
O nedenle Genelkurmay Başkanı olmasının istenmediği ve Şemdinli davası kumpasının bu nedenle kurulduğu artık net..
Paşa o günlerde yalnız bırakıldı ama dik durdu..
Bakın o savcı Ferhat Sarıkaya’nın FETÖ soruşturmasını yürüten Savcı Serdar Coşkun’a itiraflarda bulunduğu şu sözler gerçeği açık ve net ortaya koydu.
Ne diyor..
“Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı Şemdinli olaylarına ilişkin ‘çete kurmakla’ suçlayan dosyaya dahil edilmesini daha sonra davaya bakan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi İlhan Kaya istedi. Şemdinli’deki olayla ilgili soruşturma bana verildikten sonra beni yönlendirmeye başladı. Özellikle Yaşar Büyükanıt üzerinde yoğunlaşmamı istedi. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olacağı kesin gibiydi. Şemdinli’deki olayın içerisine özellikle Yaşar Büyükanıt’ı katmamı istiyordu.
Şemdinli olaylarını araştırmak üzere Meclis’te bir komisyon kurulmuş, bu komisyona Diyarbakırlı, bir oğlu PKK tarafından öldürülen, bir oğlu da intihar süsü verilerek ölen Mehmet Ali Altındağ ifade vermiş. Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, o ifadeyi bulmamı özellikle istedi. Ben de onun istediği gibi dosyaya katkısı olacağını düşünerek bu ifadeyi isteyip soruşturma evrakı içerisine aldım.”
Sarıkaya, darbe girişimi sonrasında tutuklanan Yargıtay üyesi İlhan Kaya’nın kendisine Hoca Efendi’nin, “Böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir” dediğini de anlatıyor..
Nerede o günlerde Büyükanıt’a saldıran sözde aydınlar, yazarlar, siyasetçiler!
Büyükanıt Paşa’ya yapılmak istenen hain komploya bakın..
PKK’lı teröristin babası bile Türk ordusunun komutanına karşı kullanılmış..
***
Büyükanıt Paşa güçlü iradesi ile bu Şemdinli kumpas davasına karşı mücadele verirken, arkasında FETÖ’nün olduğundan hiç şüphesi yoktu..
Sesinin gür bir şekilde çıkmamasının nedeni ise yapının o dönem çok güçlü olması ve kendisine yöneltilen suçlamalara karşı orduyu din düşmanı gibi göstereceklerini hesap etmesiydi..
Ve o gün henüz kandırıldığının farkına varmayan siyasi iradenin arkasında durmayacağını biliyordu.
***
Peki Dolmabahçe görüşmesi..
Dolmabahçe görüşmesinin ardından Yaşar Paşa’nın sessiz bir duruş göstermeye başlaması nedendi?
Neler konuşulmuştu?
O sır görüşmenin kesinlikle kişisel olmadığı kanaatindeyim.
FETÖ’nün dönemin Başbakanı Erdoğan’ı ‘Ordu sana darbe yapacak’ diyerek sahte belgelerle dosya hazırlayıp kandırdığı, Büyükanıt’ın önüne de bu belgelerin konulduğunu düşünüyorum.
Hükümetin nasıl kandırılıp Ergenekon, Balyoz gibi operasyonların önünün açıldığını bir düşünün...
Bu ülkede bu aldanış ile bir Genelkurmay Başkanı’nın dahi terör örgütü başı gibi alçakça bir suçlama yöneltilerek cezaevinde yatırıldığını bir düşünün..
Bir düşünün Genelkurmay Başkanı olur olmaz sınır ötesi operasyonlar yapılmalı diyerek çıkış yapması ABD tarafından tepki ile karşılanmıştı. “Askerlerin şimdiye kadar kullandığı en sivri dil” olarak nitelendiren New York Times, Büyükanıt’ın PKK’nın saldırılarından ABD'yi sorumlu tuttuğuna da dikkat çekmişti.
Yani Büyükanıt neyin ne olduğunu iyi biliyordu.
***
Şimdi takke düştü kel göründü misali..
Türkiye FETÖ acı gerçeği ile karşılaştı..
Milletin büyük iradesi ile Türkiye bir darbeden değil, büyük bir işgalden kurtarıldı..
O nedenle Yaşar Büyükanıt’ın önünü kesmek için Şemdinli kumpası, FETÖ’nün TSK’ya ilk önemli operasyonuydu..
Bir düşünün…
Gülen, Büyükanıt Paşa’yı öyle bir kafaya takmış ki..
Hüseyin Gülerce, açıklamalarında Gülen’in sürekli halüsinasyonlar gördüğünü ve bunu gerçek sandığını belirterek “Bir gün bana Genelkurmay eski başkanı Büyükanıt ile bir odada güreştiğini ve onu yendiğini söyledi” dedi.
Tüm bunlar Büyükanıt’ın ne kadar haklı olduğunu geç de olsa ortaya koydu..
***
Yaşar Büyükanıt Paşa’ya sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Allah sağlıklı uzun ömürler versin.