BIST 9.864
DOLAR 35,07
EURO 36,64
ALTIN 2.954,06
HABER /  GÜNCEL

Yaşadığı esareti anlattı

Ukrayna’da ayrılıkçılar tarafından kaçırılmasından 32 gün sonra serbest bırakılan AGİT personeli Memet Kılıç, "Bulunduğumuz koşullarda işke...

Abone ol

Ukrayna’da ayrılıkçılar tarafından kaçırılmasından 32 gün sonra serbest bırakılan AGİT personeli Memet Kılıç, "Bulunduğumuz koşullarda işkenceye, kötü muameleye maruz kalmadık. Can güvenliğimiz ile ilgili bir endişemiz olmadı, süreyle ilgili bir endişemiz vardı" dedi.
Ukrayna’nın doğusunda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın gözlem misyonu çerçevesinde görev yaparken ayrılıkçılar tarafından 26 Mayıs’ta kaçırılan Memet Kılıç, serbest bırakılmasının ardından yaşadığı süreç hakkında İHA’ya açıklamalarda bulundu. 32 günün ardından serbest bırakılan Kılıç, eşi Zehra Kılıç ve küçük kızı Zeynep’le özlem gideriyor. 22 Nisan’da görevine başladığını, bir ay süreyle görev yaptığını ve bir ay sonradan sonra bu hadisenin meydana geldiğini anlatan Kılıç, 32 gün boyunca rehin olarak tutulduklarını belirtti. İletişimlerinin çok sınırlı olduğunu ve son haftaya kadar neden orada bulunduklarına dair hiçbir bilgi almadıklarını söyleyen Kılıç, "Son hafta bize salıverilme süreciyle ilgili bilgiler verdiler" dedi.
Memet Kılıç’ın eşi Zehra Kılıç, o süreçte Dışişleri Bakanlığı’ndan bilgi aldıklarını belirterek, "İyi olduğuna dair haberler alıyorduk ama ne ne kadar sağlam bilgi alabiliyorduk o tartışılabilir mevzu. Çok zor ve sıkıntılı bir süreçti. Anlatamam yaşadıklarımı. Bir aydır görüşemedik, haber alamadık. Çok şükür sağ salim evine döndü" diye konuştu.
Eşi Kılıç’a aynı koşullarda yeni bir görev verilmesine sıcak bakmayacağına işaret eden Zehra Kılıç, "Ben istemiyorum tabii ama kendisi bilir" ifadelerini kullandı.
AGİT’le olan görevinin devam ettiğini söyleyen Kılıç, "Türkiye’nin dış politika olarak meseleye nasıl baktığıyla ilgili. Kamu personeliyiz, bazı riskleri üstlenmemiz gerekebilir. Bu şekilde bir görev verilirse tekrar kabul edebilirim. Tabii ailemin başına bunun gelmiş olması biraz onlarla birlikte karar vermemi gerektiriyor. Kişisel olarak bazı riskleri almamız gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir görev lüzumlu bir görevse gitmek gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Bulunduğumuz koşullarda işkenceye, kötü muameleye maruz kalmadık" diyen Kılıç, "Can güvenliğimiz ile ilgili bir endişemiz olmadı, süreyle ilgili bir endişemiz vardı. Türk vatandaşı olmamız sebebiyle hem bizi ellerinde bulunduran insanların hem de diğer rehinelerin bakış açısı da farklıydı. Onlar, Türkiye’nin olması nedeniyle bu işin çok üzün sürmeyeceğini, bir şekilde Türkiye’nin gerekirse operasyon düzenleyerek personelini oradan kurtaracağını söylediler."
Kılıç, "Toplamda 8 kişiydik. 4 kişi aynı ekipte olduğumuz için diğer dördünden haberimiz yoktur. Danimarkalı, İsviçreli, Estonyalı gözlemciyle bir aradaydık" dedi.

"TIR ŞOFÖRLERİNİN SERBEST BIRAKILMASI ÇOK GÜZEL BİR GELİŞME"
Kılıç, açıklamasında şunları kaydetti: "Salıverildikten hemen sonra, sabahında, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu da telefonla aradı. Sesini duymadan bu konuda duyuruda bulunmak istemedim’ dedi. O sırada Sayın Bakanımızdan öğrendim, Musul’da da çok sayıda Türk vatandaşının ve Dışişleri Bakanlığı personelinin kaçırıldığını. Bugün TIR şoförlerinin serbest bırakıldığını duydum. Çok güzel bir gelişme. Hiç olmaması gereken, masum insanların bir yerde alıkonulması. Oradaki daha dramatik bir olaydı. Buna bir an önce son verilmesi hepimizin temennisi. İnşallah geriye kalan herkes de bırakılır" diye konuştu.
(İHA)