BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.869,24
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

YAŞ mağdurundan şok iddialar!

YAŞ mağduru Astsubay, "Başbağlar katliamının zanlılarını yakalıdık, ancak talimat üzerine serbest bıraktık" dedi.

Abone ol

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 sivilin öldürüldüğü katliam sırasında astsubay olarak görev yapan YAŞ mağduru Astsubay Kıdemli Çavuş Sabri Türk, yıllar sonra suskunluğunu bozarak, "Başbağlar katliamcılarını yakaladık, Erzincan DGM'den gelen yazıyla tekrar serbest bıraktık" iddiasında bulundu.

Türkiye'de en çok askerin disiplinsizlik sebebiyle ordudan ihraç edildiği dönemde, jandarma astsubay kıdemli çavuş iken 12 başarı belgesiyle YAŞ mağduru olduğunu dile getiren Sabri Türk, 12 Eylül Referandumu'ndan "evet" çıkması halinde Türkiye'de yepyeni bir çağ yaşanacağını söyledi.

HAYATIMIN EN ZOR GÜNLERİ...

Yaş mağduru Türk, şunları söyledi:

"Ordudan ihraç edildiğim dönemler, hayatımın en kötü dönemleridir. Hem maddi hem de manevi zorluklar yaşadım. Aileme, yakın çevreme askeri disiplinsizliğimin eşimin baş örtüsünden ve namaz kılmamdan
kaynaklandığını anlatmakta zorlandım.

Bu durumuma en çok eşim üzüldü. Eşim, 'Başımı açsaydım sen bu zorluklara düşmezdin' dedi. İhraç edilme kararımla hayatımda zor bir dönem başladı. Eşim hastalandı, hastaneye sağlık güvencemiz olmadığı için gidemediğimiz günler oldu. İş bulmak için çalmadığım kapı kalmadı.

En kötüsü de severek çalıştığım bir iş yerinde firma sahibi, 'Senin askeriyeden bir suçun vardır' diyerek işime son verdi. Bu günleri unutmam mümkün değil."

"İAED-İ İTİBAR İSTİYORUZ"

Orduya 1992-1998 yılları arasında 7 yıllık hizmeti olduğunu ifade ederek, "Çağrılsam yine dönerim" diyen Türk, "Askeriye de devletin diğer kurumları gibi kurumdur. Çalışanların acziyetini devlete fatura etmenin kimseye kazandıracağı bir şey yoktur. Ancak mağduriyetimizin giderilmesini ve iade-i itibarımızı istiyoruz" dedi.

Referandumda "evet" çıkmasının ülkeye çok önemli kazanımlar katacağını kaydeden Türk, "Askeriyeden askeri disiplinsizlik adı altında, suçunu dahi öğrenemeden namuslu ve haysiyetli yaşam sürdüren bir sürü vatan evladı ihraç edildi. Bu arkadaşlarımızın söyleyeceği çok şey var. Türkiye'nin vereceği 'evet' kararıyla 13 Eylül'de herkes suskunluğunu bozacaktır. Ben 13 Eylül'ü bekleyemeden suskunluğumu bozarak acı bir gerçeği paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

KATLİAMLA İLGİLİ ŞOK İDDİA

Bursa'nın İnegöl ilçesinde kendine ait mobilya firması bulunan YAŞ mağduru Türk, 1993 yılındaki Başbağlar katliamıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.

Yakaladıkları teröristleri bir süre sonra serbest bıraktıklarını öne süren Türk, şunları söyledi:

"Başbağlar Katliamı ya da Başbağlar Baskını, 5 Temmuz 1993'de, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 sivilin öldürüp köyün ateşe verildiği ve PKK tarafından yapılan bir olaydır.

KÖYÜ 100 PKK'LI BASTI...

Köyü 100'e yakın PKK mensubu bastı ve bir buçuk saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizildi. Burada 30 kişi öldü. Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camisi, halkevi yakıldı.

Bu yangınlarda da biri çocuk, 4'ü kadın 5 kişi öldü. Olaylarla ilgili olarak 16 kişiyi gözaltına aldık. 3 gün süresince Erzincan Alay Komutanlığı'nda sorgulandılar.

SUÇLARINI İTİRAF EDENLERİ MAHKEME TALİMATIYLA SERBEST BIRAKTIK

Sorgulama esnasında, yakalanan teröristlerin suçlarını itiraf ettiklerini istihbaratçı arkadaşlarımızdan öğrendik. Karakolda nöbetçi astsubay olduğum pazar günü, Erzincan DGM'nin verdiği kararla suçlarını itiraf eden 16 kişinin serbest bırakılması kararı geldi.

16 kişi tek tek yanıma gelerek kimliklerini, kemerlerini ve ayakkabı bağcıklarını aldı. Hatta 2 kişi de tokalaşmak istedi. Bu teröristlerle toklaşmayı gururuma yediremedim.

ERGENEKON DAVASI SONRASI HER ŞEYİ DAHA NET ANLADIM

Suçlarını itiraf eden bu teröristlerin niçin serbest bırakıldığına bir türlü anlam verememiştim. Üstüne üstlük bu teröristleri başlarına bir şey gelmesin diye devlet imkanlarıyla Erzincan Terminali'ne götürdük.

Ertesi gün 2 kişi hakkında yakalama kararı çıktı. O zamanlar 21 yaşında bir astsubaydım. Çok sağlıklı düşünemiyordum. Ergenekon davasıyla yaşadığım her şeyi çok daha iyi anlamaya başladım. Bu yaşadığım olaylardan sadece bir tanesi."