Özel otomobilini, çalıştığı işyerine kiralayan genç, fenni muayene sırası beklerken araçta geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. İş Mahkemesi ve SGK'nın 'iş kazası değil' dediği olaya son noktayı Yargıtay 210. Hukuk Dairesi koydu.
Abone olTeknik servis olarak çalıştığı işyerine kendi özel aracını kiralayan K.M., aracın fenni muayenesi için gittiği istasyonda kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. İşçinin yakınları, olayın iş kazası olduğunu belirterek İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu.
Davalı SGK ve şirket sahibi, iddiaları reddetti. Mahkeme, aracı muayeneye götüren işçinin o saatlerde izinli olduğuna dikkat çeken Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Kararı davacılar istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazı geri çevirdi. Davacılar bu kez kararı Yargıtay'a taşıdı.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi verdiği emsal kararla, iş kazası tartışmalarını başka bir boyuta taşıdı. Kararda şöyle denildi: "
Eldeki davada; müteveffa işçinin, iş görme edimini yerine getirirken aynı zamanda mülkiyeti kendisine ait olan aracını da işverene tahsis ettiği, bunun karşılığında da km başına araç kira bedeli aldığı ortadadır.
Davalı işveren yanında, teknik servis elemanı olarak çalışmakta olan müteveffa işçinin, kendisine verilen günlük servis fişlerine göre servise çıktığı, söz konusu aracın Tüvtürk’e muayene için götürüldüğü gün işyerinden, araç muayene sonrası servise çıkılacağından daha az teknik servis fişinin verildiği anlaşılmaktadır.
Sigortalının, sabah işyerine geldiği, o gün çıkacağı servis fişlerini aldığı, servise çıkacağı ve işverene tahsis ettiği aracını muayene ettirdikten sonra aynı gün içerisinde kendisine verilen teknik servis fişlerine göre çalışmasına devam edeceği de göz ardı edilmemelidir.
Geçirdiği kalp krizi sonrasında, bedence arızaya uğradığı ve öldüğü hususu gözetildiğinde, olayın iş kazası olduğunun kabulü gerekirken aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir."