Eşi ile nikahsız evli olan 53 yaşındaki Günnur Ö.'nün, 2 çocuğunun dedesi kayınpederi 85 yaşındaki Selahattin Ö. ile, iddiaya göre mirasından daha fazla pay alabilmek için kıydırıp mahkemelik olduğu nikah, Yargıtayca da onaylandı.
Abone olAdana'daki Pamuk Araştırma Enstitüsü'nde muhasebe müdürü olarak çalışırken emekli olan Selahattin Ö., eşi Semiha 1997 yılında ölünce, Mersin'in Çamlıyayla İlçesi'nde yalnız yaşamaya başladı.
1999'da evi yanıp, felç olan Selahattin Ö.'nün küçük oğlu 60 yaşındaki Bahadır Ö., iddiaya göre, babasının emekli maaşı ve mirastan daha fazla pay alabilmek için nikahsız yaşadığı 2'nci eşi, o zaman 39 yaşında olan Günnur'u babasıyla resmi nikah kıydırıp, evlendirdi. Hem kayınpeder hem de damat olan Selahattin Ö., gelini Günnur ile evlendikten 4 ay sonra 85 yaşında öldü.
DAVA 13 YIL SÜRDÜ
Ardından da gelin- kayınpeder evliliği nedeniyle ölen kişinin çocukları arasında tartışma çıktı. Bu evliliği kabullenemeyen ve ailece rencide olduklarını öne süren kardeşlerden inşaat mühendisi 64 yaşındaki Salih Arpat Ö., 2001 yılında Mersin 2'nci Aile Mahkemesi'ne ''Evliliğin mutlak butlan ile sakat, geçersiz olduğunun tespiti iptali'' istemiyle dava açtı. Salih Arpat Ö., dilekçesinde, yengesi Günnur'un sahte evrak ve belgelerle felçli babasıyla evlendirildiğini öne sürerek, "Kardeşim Bahadır, nikahsız yaşadığı 2 çocuğunun annesi Günnur'u mirasçısı yapabilmek için felçli ve akli melekeleri yerinde olmayan babamla hukuken geçersiz işlemlerle evlendirmiştir" diyerek evliliğin iptalini istedi.
Kayınpederi ile emekli maaşı için evlendiği iddia edilen Günnur Ö., avukatı aracılığı ile mahkemeye verdiği dilekçesinde, eşi Bahadır'ın kendisine nikah kıymaması nedeniyle zorunlu olarak kayınpederi ile nikahlandığını belirtti. Günnur Ö., şöyle dedi: "Türk aile yapısı gereğince ailenin bir ferdi vefat ettiği zaman evdeki bekar bir kardeşe gelinin nikahlandığı inkar edilemez. Kaldı ki bu olayda anne ve çocuklarının onurunun kurtulması için yapılmış bir evliliktir. Tamamen hukuka uygundur" diyerek davanın reddini istedi. Yerel mahkeme 23 Ekim 2008'de davayı karara bağladı. Mahkeme hakimi, kardeşin dava açmaya yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, kayınpeder- gelin evliliğinin iptali için açılan davayı reddetti.
YARGITAYIN İLK KARARI
Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, Salih Arpat Ö.'nün de hazır bulunduğu 8 Haziran 2010'da yapılan duruşmada, ''Evlenmenin butlanı'' davasını reddeden yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak, dosyanın tekrar görüşülmek üzere Mersin 2'nci Aile Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi. Yargıtay'ın bozma ilamında davanın, "Evlendikten 4 ay sonra ölen Selahattin Ö.nün yaşı ve akıl sağlığı itibarıyla bu evliliği yapabilecek durumda olmadığı iddiasıyla" açıldığı hatırlatılırken, "Tarafların mutlak butlan sebebiyle ilgili delilleri toplanarak, bu çerçevede değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığından söz edilerek hüküm kurulması doğru bulunmamıştır"denildi.
ÖLENİN AKIL SAĞLIĞI BELİRLENEMEZ
Dosyayı yeniden ele alan Mersin 2'nci Aile Mahkemesi, ''Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının babasının evlilik sırasında evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup-bulunmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmesine'' karar verdi. Dosyayı inceleyen Adli Tıp Kurumu, ölen kişinin akıl sağlığının belirlenemeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine, mahkeme de davanın reddine karar verdi.
Davayı açan Salih Arpat Ö., karar bir kez daha itiraz ederek temyize gitti. Dosyayı görüşen Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi yerel mahkemenin son kararını onadı.
EVLENMENİN BUTLANI NE DEMEKTİR
Evlenmenin butlanı hali ile yokluğu hali birbirinden farklıdır. Yokluk halinde evlenme hiç meydana gelmemiş, tarafların arasında bir evlilik bağı kurulmamış sayılır. Ancak evlenmenin butlanında, şeklen meydana gelmiş olan bir evliliğin sonradan ortadan kaldırılmasını gerektiren bazı eksikliklerin bulunması söz konusu olur. Kısaca batıl olan bir evlilik ilişkisi doğmuş olur. Evlenmenin butlanı halinde kanunun aradığı esaslı unsurlar gerçekleşmiştir ancak kanunun taraflarda veya tarafların iradelerinde aradığı niteliklerden bazılarında eksiklik vardır. Dolayısıyla esaslı unsurları tamam olan batıl evlenmeler, hakimin iptal kararı vermesine kadar geçerli bir evliliğin hükümlerini doğurur.