BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.869,24
HABER /  GÜNCEL

Yargıtay Başkanı: Sadece Türkiye'de kadın cinayetleri işleniyor gibi algı var

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, 2021 yılı değerlendirme toplantısında kadın cinayetleri konusuna değinerek "Kadın cinayeti konusunda Türkiye, Avrupa ortalamasının yarısının altında ama sanki sadece Türkiye'de kadın cinayetleri işleniyormuş gibi bir algı yaratılıyor." dedi.

Abone ol

YARGITAY Başkanı Mehmet Akarca, "2020 yılının sonunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda devreden dosya sayısı 203 bin 632 iken, 2021 yılı sonunda 97 bin 8 olmuştur. Ceza dosyalarında birikmiş iş yükü yarı oranında azalmıştır. Dosya sayısını azaltarak tasarruf ettiğimiz zamanı, adli kalitenin yükseltilmesine ayıracağız" dedi.

Yargıtay Başkanlığı'nda düzenlenen 2021 yılı değerlendirme toplantısında Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil katıldı.

Toplantının açılış konuşmasına yapan Akarca, Yargıtay’daki daire sayısının 46’dan 24’e düştüğünü söyleyerek, "Bu, daire başkanı sayısının da yaklaşık yarı oranında azalmasına yol açmıştır. Ayrıca, üye sayısının 200'e düşürülmesine ilişkin süreç de işlemektedir. Şu an için üye sayısı 367'ye düşürülmüştür. Aynı kişinin birden fazla kurulda görev alamaması nedeniyle Yargıtay 1'inci Başkanlık Kurulundaki toplam üye sayısının 13'ten 9'a indirilmesine ve Yüksek Disiplin Kurulu'ndaki üye sayısının da 17'den 13'e düşürülmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Yeniden yapılandırma ve reform çabalarımızın önümüzdeki yıl etkilerinin daha çok hissedileceğine ve halkın vicdanında hak ettiği yeri alacağına inanıyorum" dedi.

Tasarruf ettiğimiz zamanı adli kaliteye ayıracağız

Mehmet Akarca, ceza dairelerinin ortalama görülme süresinin 2020'de 424 gün iken 2021'de 341 güne, hukuk daireleri bakımından 2020'de 459 gün olan bu sürenin, 2021'de 164 güne düştüğünü söyledi. Akarca, "Bu süreler, ortalama olup dairelere veya dosyaların niteliğine göre farklılık gösterebilir. 2020 yılının sonunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda devreden dosya sayısı 203 bin 632 iken, 2021 yılı sonunda 97 bin 8 olmuştur. Ceza dosyalarında birikmiş iş yükü yarı oranında azalmıştır. 2021 yılında hukuk daireleri tarafından 148 bin 990, ceza daireleri tarafından 213 bin 442 olmak üzere toplamda 362 bin 432 karar verilmiştir. Bir yandan üye ve tetkik hakimi sayısı kademeli olarak azalırken, arşivdeki dosya sayımız da azalmaktadır. Örneklerini verdiğim istatistikler her geçen gün Yargıtay'ın iş yükünü daha iyi yönetebildiğini göstermektedir. Dosya sayısını azaltarak tasarruf ettiğimiz zamanı, adli kalitenin yükseltilmesine ayıracağız. Bu şekilde yargı hizmetinin etkinliğini ve kalitesini artırarak, halkımızın yargıya duyduğu güveni daha üst seviyelere getireceğiz" diye konuştu. 

Azalan iş yükü bize tarihi fırsat sunmakta

Sadece Yargıtay’ın değil, tüm adli yargının verimliliğini ve etkinliğini olumlu yönde etkileyecek çalışmalar yaptıklarını kaydeden Akarca, "Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi sonucunda Yargıtay’da azalan iş yükü, adli kalitenin yükseltilmesi konusunda bize tarihi bir fırsat sunmaktadır. Bu bilinçle ve Yargıtay’ın eğitici rolüne uygun olarak adli yargı sistemimizi daha iyi hale getireceğiz. Yeniden yapılandırma ve reform çabalarımızın önümüzdeki yıl etkilerinin daha çok hissedileceğine ve halkın vicdanında hak ettiği yeri alacağına inanıyorum" dedi. 

FETÖ hukuku silah gibi kullandı

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başkan Akarca, soru üzerine Türkiye'deki adalet algısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akarca, "Yargıtay'ın sorunları hep olmuştur. En büyük sorun kaliteli hakim, savcı, avukat yetiştiremediğiniz müddetçe yasalarda hangi değişikliği yaparsanız yapın hangi konuda reform yaparsanız yapın bundan istediğimiz verimi elde edemiyoruz. En önemli sebeplerinden bir tanesi de hiç kuşkusuz FETÖ'nün Türk yargısına verdiği zarar var. Yani insanların birbirine olan güven duygusunu zehirlediler. Hukuku bir silah gibi kullandılar. Hakim, savcı, HSYK üyesi, askeri yargı üyesi, askeri yüksek idare mahkemesi üyesi sıfatıyla şekli olarak yaptıkları görevlerde işin içine birçok hukuksuzlukların bulunduğu ve aldıkları talimatlarla, hukuku silah gibi kullanarak örgütsel faaliyetlerde bulundukları soruşturmalardan ve yargılamalardan anlaşılmaktadır" diye konuştu. 

Sadece Türkiye'de kadın cinayetleri işleniyormuş gibi algı var

Mehmet Akarca, kadına yönelik işlenen suçlarda yargılama sürecine ilişkin soru üzerine de "Kadın cinayeti konusunda Türkiye, Avrupa ortalamasının yarısının altında ama sanki sadece Türkiye'de kadın cinayetleri işleniyormuş gibi bir algı yaratılıyor. Keşke hiç olmasa. Bu oranı da biz çok fazla görüyoruz. Bunu da kabul etmiyoruz. Yargılama süreçlerinde cinayet davalarında öldürülme sebebi belliyse çok kısa zamanda bitirdiğimiz davalar da var. 1’inci veya 2'nci celsede karar aşamasına gelen davalar hepsi. Tabi bu kararların istinaf süreçleri oluyor. İstinafta bekliyor sonra Yargıtay süreci oluyor. Belki ilerleyen süreçte iş yükümüzü azaltabilirsek bu tür davaları istinafa götürmeden, atlamalı temyiz gibi doğrudan Yargıtay'a getirilmesini kanun koyucuya önerebiliriz" dedi.

Yapay zekadan geri kalamayız

Yargıda yapay zekanın kullanılmasına ilişkin soruyu cevaplayan Akarca, ''Yapay zeka sistemine tasnif ettiğimiz kararları okutacağız. Modellemelerini öğreteceğiz. Yapay zekada buna uygun şekilde kullanıcıların bireysel özelliklerine göre önem sırasına göre tasnif edilecek. Emsal bir karar ise kamuoyuna sunulacak. Bu modeli geliştireceğimizi düşünüyoruz. Bununla birlikte hakim ve savcılarımızın yükü çok olan dosyalarda taranarak 200-300 sayfa yerine 10-20 sayfalık bilgi notlarıyla bunu özetleme imkanımız olacak. Bu teknolojiyi kullanmak zorundayız. Bu teknoloji dünyada kullanılırken, biz geri kalamayız. Sistem oturursa, ilgili vatandaş veya avukat bu verilerle davayı kazanıp kazanamayacağını tespit edip buna göre belki dava açacak. Bunu sürekli geliştirme düşüncesindeyiz. Tabi ki sonuçta kararı verecek olan hakimler, bundan hepimizin istifade etmesi gerekiyor'' diye konuştu. 

Yargıtay başsavcısı Şahin: HDP iddianamesine ekleme yok

HDP'nin kapatılması istemine ilişkin davayla ilgili soruyu cevaplayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ise "HDP iddianamesini yazdık, Anayasa Mahkemesi'ne sunduk. Bizim görevimiz iddianameyi yazmak. Eksiklikler olduğu belirtildi. Biz iddianameyi tekrar düzenleyip yeniden Anayasa Mahkemesi'ne sunduk. Yazılı savunmamızı 20 gün içinde yaptık. Şimdi parti yazılı savunmasını yapacak. Ardından biz sözlü savunma için davet edileceğiz. Süreç bu şeklide devam ediyor. Şu an Türkiye'de 123 tane faal parti var. HDP iddianamesine ekleme yok. Parti bulunduğu yerden farklı bir yerde değil. Aynı söylemlerine eylemlerine devam ediyor" dedi.