BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Yargıdan YAŞ kararlarına tepki

Bumin "Özgürlüğün önündeki tüm sınırlamalar ortadan kaldırılmalı" dedi ve YAŞ kararlarını eleştirdi.

Abone ol

Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, siyasi partilerin mali denetimi görevinin Anayasa Mahkemesi'nden alınması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, egemenliğin, devletin meşruiyet kaynağı olan birey aleyhine kullanılmasının önündeki en büyük engelin Anayasa Mahkemeleri olduğunu belirterek, "Ancak hukuk düzeninin ve egemenlik kullanımının ulusal niteliği nedeniyle, etkin ve akılcı bir zafer olarak nitelendirilebilecek Anayasa Mahkemelerinin, egemenliğin meşruiyet kaynağının, ulusal zeminden uluslararası zemine kayması, dolayıyısla pozitif hukukun uluslararası güç ilişkilerince belirlenen duruma gelmesi karşısında bu etkinlik ve geçerliliklerini sürdürebilmeleri tartışılır hale gelmiştir. Bu durumda Anayasa Mahkemeleri ya işlevsellik kaybına uğrayıp sembolik kurumlar haline indirgenecek, ya da Anaya Mahkemelerinin işlevleri yeniden tanımlanacaktır. Anayasa Mahkemeleri yanlızca ulusal pozitif normlara göre değil, uluslararası metinlere, kimi zaman onun da ötesinde evrensel ilkelere göre hukuksallık denetimi yapacaktır" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin evrensel hukuku yakından izleyebilecek konuma gelmesini sağlayacak dinamizme kavuşturulamasına iş yoğunluğunun engel olduğuna işaret eden Bumin, Mahkeme'nin konumu ve işlevleriyle bağdaşmayan siyasi partilerin mali denetimi görevinin Anayasa Mahkemesi'nden alınmasını istedi. Anayasa Mahkemesi'nde dosyaların karara bağlanması ve verilen kararların Resmi Gazete'ye verilmesinde gecikmeler olabildiğine değinen Bumin, bunun başlıca nedenini, Anayasa Mahkemesi'nin son 2 yılda ağır iş yükü altına girmesi olarak gösterdi. Makeme kurulduğu 1962 yılından 1980 yılına kadar 18 yılda toplam 1648 başvuru yapıldığını, 1980 ile 2000 yılı arasındaki başvuru sayısının ise 220 olduğu hatırlatan Bumin, sadece 2001 yılında ise Mahkeme'ye 556 başvuru yapıldığını bunların 370'inin karar bağlanarak, bir sonraki yıla 186 dosyanın devredildiğini kaydetti. Bumin, 2002 yılında ise toplam 369 dosyadan 209'unun karara bağlandığını belirtti. Bir hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyu sınırlayan yasal düzenlemeler yapılamayacağına göre giderek artan bu dava yükünün altından kalkılabilmesi için, Anayasa Mahkemesi'nin 41 yıl önce kurulduğu gün oluşturulan geleneksel yapısından kurtarılması ve yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Bumin, Mahkeme'nin bir Büyük Kurul, iki Daire, iki de Kurul'dan oluşacak şekilde yeniden yapılandırılmasını öngören Barolar Birliği çalışmasını olumlu karşıladığını ifade etti. Bumin, "Ana hatları itibariyle açıklanan bu oluşumla, gelecekte tanınacak olan bireysel başvuru ve organ başvurusu sonucu onbinleri bulacak olan dosyaların altından kalkılması sağlanmış olacaktır" dedi. Anayasa değişikliklerinin esas yönünden Anayasa'nın diğer kurulları ile uluslararası sözleşmelere aykırılığının incelenememesinin, siyasal iktidarları hukukun genel ilkelerine aykırı olsa bile beğenmedikleri Anayasa kurallarını sık sık değiştirerek yasalara Anayasal güvence sağlama gayreti içine soktuğunu belirten Bumin, böyle bir Anayasa'ya göre çıkartılan yasaların, hukuka aykırılığına karşın şeklen Anayasa'ya uygun göründüğünü, Anayasal denetimden kaçırıldığını fakat hukuk devleti ilkesine aykırı düştüğünü belirtti. Hukukun temel ilkelerine dayanmayan, devleten amaç ve varlık nedeniyle bağdaşmayan ve sadece belirli bir zamanda oluşan çoğunluğa dayanılarak çıkartılan yasaların, kamu vicrdanında olumsuz tepkiler yaratağına dikkat çeken Bumin, böyle bir yasayı, hatta Anayasa'yı hukuk devletinin tasarrufu niteliğinde saymanın olanaksız olacağını savundu. Bumin, "Devletin tüm organlarının yaptığı işlemlerin geçerliliği, hukuk devleti ilkesine uygunluğuna bağlıdır. Anayasa normunun, sınırlı biçimde şekli denetimi dışında Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabi olamamasından yararlanarak, ulusalüstü hukuk normlarına veya hukukun genel ilkelerine aykırı Anayasa değişiklikleri yapmak, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz" değerlendirmesinde bulundu. Bumin konuşmasında Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğinin kaldırılması talebini de tekrarladı. Aynı kaynaklardan, aynı koşullara bağlı olarak aynı yöntemlerle seçilen ve aynı statüde bulunan Anayasa Mahkemesi üyeleri arasında asıl ve yedek ayrımı yapılmasının hiçbir haklı nedeni ve hizmete ilişkin herhangi bir yararı bulunmadığını vurgulayan Bumin, yedek üyeliğin kaldırılması ile Mahkeme'nin daha verimli çalışmasının sağlanmış olacağını ifade etti. Anayasa'nın 68. maddesi ile demokrati ve siyasi hayatın vazgeçilmez öğelerinden sayılan siyasi partilerinin faaliyetlerinin Türkiye'de pek çok kez yargı kararı ile sona erdirildiğini hatırlatan Anayasa Mahkemesi Başkanı, bugün itibariyle kapatma kararı verilen siyasi parti sayısının 24 olduğunu bildirdi. Türkiye'deki siyasi partilerin, tüm değerleri oya çevirerek iktidar olabilme gayreti içinde, fertler için yasaklanan söz ve eylemleri yapma eğiliminde olmalarının, kapatma kararı verilmesinde önemli bir etken olduğunu kaydeden Bumin, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nda pek çok davranışın kapatma nedeni olarak sayılmış olmasının da kapatma kararı verilmesine yol açtığını ifade etti. Bumin, siyasi partilerin kapatılmasının iki bakımdan önem taşıdığını kaydederek, "Bunlardan birincisi, partinin kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olanlar bakımından kapatma kararının Resmi Gazete'de yayımından başlayarak beş yıl süreyle getirilen seçilme yasağı, diğeri ise partinin malvarlığının Hazine'ye irat kaydedilmesi keyfiyetidir. Malvarlığına sahip olmayan siyasi partiler ile alacağı oy itibariyle ülke ve il barajını aşamaması sonucu seçilemeyen adaylar için bu müeyyideler pratik bir sonuç doğurmayacaktır" şeklinde konuştu. Bumin, Yüksek Mahkeme üyelerini ve Yargıtay Başsavcısı'nı seçme konusunda Cumhurbaşkanı'na tanınan yetkilere de değindiği konuşmasında, Cumhurbaşkanı Sezer'in 25 Nisan 2000 yılında Anayasa Mahkemesi Başkanıyken yaptığı konuşmada bu yetkilerin Cumhurbaşkanı'ndan alınmasını istediğini hatırlatarak, bu görüşlere katıldığını söyledi. Yüksek Mahkeme ve Kurul üyelikleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılacak seçimin tek dereceli olarak Yüksek Mahkemeler Genel Kurullarınca yapılmasının uygun olacağını ifade eden Bumin, Yargıtay Daire Başkanları ile Birinci Başkanı'nı doğrudan seçen Yargıtay Genel Kurulu'nun, Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı nihai olarak seçemeyeceğini düşünmenin mümkün olmadığını dile getirdi. Bumin ayrıca Adalet Bakanı'nın başkanlığını yaptığı, Adalet Bakanlığı Kuruluş Kanunu'na göre Bakanın emrinde olan ve Kurul'un tabii üyesi sayılan Bakanlık Müsteşarının da bulunduğu, kendisine ait müstakil binası, sekreteryası ve teftiş kurulu bulunmayan bir Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun aldığı kararların, hakimin bağımsızlığına ve teminatına gölge düşürdüğünü vurguladı. Hukuk devletinin, yönetenlerin de yönetilenler gibi hukuka bağlı olmasını gerekli kıldığını ifade eden Bumin, devletin üstün otoritesinin hukuka bağlılığının ilk koşulunun ise yargı denetiminin devletin tüm organlarını kapsaması olduğunu kaydetti. Devletin, hak arama özgürlüğünü daraltan tüm sınırlamaları ortadan kaldırması ve bu yolla adaletin gerçekleştirilmesini sağlaması gerektiğini belirten Bumin şunları söyledi: "Bu nedenlerle Anayasa'nın 105. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Cumhurbaşkanı'nın resen imzaladığı kararlar ve emirler, 125. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; Cumhurbaşkanı'nın tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şura kararları, 129. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, uyarma ve kınama cezalarına ilişkin kararlar ile 159. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarının yargı denetimi dışında bırakılmasını öngören kuralların Anayasa'dan çıkartılması gerekir". Bumin'in konuşmasının sonunda emekliye ayrılan Anayasa Mahkemesi üyeleri Rüştü Sönmez ve Nurettin Turan'a teşekkür etti. Konuşmanın ardından tören sona erdi. Törene katılan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Bumin tarafından Anayasa Mahkemesi'nden uğurlandı.