Yargıtay Başkanı Gerçeker'in 2010 yılında 825 bin dosyaya baktık açıklaması yeni bir tartışmayı gündeme getirdi.
Abone olYargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, 2010 yılında 825 bin dosyayı karara bağladıklarını açıkladı. Yargıtay'da 11 ceza, 21 hukuk dairesi bulunuyor. Kamu görevlileri 2010'da 248 gün çalıştı. Hafta tatilleri ve resmi tatillerle birlikte 117 gün tatil yaptı. Bu süre 35 gün adli tatil yapan yargıda 213'e düştü.
Bu takvim hesap edildiğinde her bir dosya için görüşme süresi 8 dakika olarak gerçekleşiyor. Yani 250 üyenin görev yaptığı Yargıtay'da her bir dosyaya ortalama 8 dakika vakit ayrılıyor. Bu durum, Yargıtay'ın kararlarının 'ne kadar sağlıklı' olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Hukukçular, dava dosyalarını geciktirmekle eleştirdiği Yargıtay'ın 250 üye ile bu kadar dosyayı 1 yılda karara bağlanmasını sağlıklı bulmuyor. Hukukçuların görüşleri şöyle:
SON DERECE VAHİM BİR OLAY
Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel: Olağan bir olay değil. Avrupa Birliği ülkelerinde yüksek yargı organlarına düşen dosya sayısı 100'ü aşmıyor. Bu son derece vahim bir olaydır. Dosyaların iyi incelenmediği anlamına gelir.
250 üyeyle de incelenmesi mümkün değildir. Esastan karar bağlanan, onanan dosyalarda adalet sağlıklı şekilde tecelli etmiyor. Yargıtay'ın hem bu incelememe sorunu var hem yargıç kalitesinden kaynaklanan problemleri var. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Yargıtay'da iyi inceleme yapılamıyor, adalet sağlıklı bir şekilde yerine getirilemiyor ve çok önemli mağduriyetler ortaya çıkıyor.
Bunun dışında Yargıtay'da usul kurallarına uymamaktan kaynaklanan bir takım yasa aykırılıkları oluşuyor. Özellikle ceza dairelerinden çıkan kararlar gerekçesiz çıkıyor. Bu hem Anaya-sa'ya hem yasalara aykırı.
Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır: Bu kararların yüzde 100 sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil. Yargıtay'daki sorunlara ilişkin çözüm üretmek yerine daha çok siyasi konularda fikir beyan ettiler. Siyasi bir mesaj vereceklerine yargı ile ilgili meselelerde çözüm üretselerdi.
DOSYA BAKMAYAN SAVCILAR VAR
Türkiye Hukukçular Birliği Başkanı Sinan Kilıçkaya: Bizzat şahit olmadık ancak, Yargıtay savcısı olduğu halde iki yıldır hiç dosya incelemeyen savalar var. Yüksek yargı tıkanmış vaziyette.
1. DAİRE DOSYALARINI TAMAMLADI
Hasan Gerçeker'in konuşması sırasında Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı Mehmet Yalçin söz istedi. Yalçın, 1. Ceza Dairesi'nin yıl içinde daireye gelen dosyaları tamamladıklarını bir önceki yıldan devrecten bin dosyayı da bitirdiğini söyledi. Yalçın CMK'nın yürürlüğe girmemesi halinde yılı tahliyen kapatabileceklerini belirterek dairede bugüne kadar 125 tahliyenin yapıldığını kaydetti
Bakanlık: İstinafı Yargıtay önledi
Adalet Bakanlığı, İstinaf Mahkemeleri'nin hayata geçirilmesini isteyen Gerçeker'e jet hızıyla cevap verdi. Bakanlık 1 Haziran 2005'te yünürlüğe giren kanunla istinaf mahkemelerinin 1 Haziran 2007'de faaliyete geçirileceğini ancak bunun Yargıtay tarafından engellendiğini açıkladı.
Kanunun çıkarılması sürecinde ve sonrasında muhalefet parti temsilcileri ve yargı mensuplarınca Yargıtay'ın etkinliğinin azaltacağı gerekçesi ile istinaf mahkemelerinin kurulmasına karşı çıkıldığı kaydedildi. Kanun çıktıktan sonra ise dönemin Yargrtay başkanlarının adli yıl açılış konuşmalarında bu mahkemelerin Haziran 2010'a kadar ertelenmesini talep ettikleri bildirildi.
Yargıtay Başkanı: 50 bin dosyanın zarfı dahi açılmadı
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, biriken dosyalarla ilgili çarpıcı bir rakam verdi. Gerçeker, Başsavcılık'ta 50 bin dosyanın zarfının dahi açılmadığını söyledi. Tutuklularla ilgili dosya sayısını ise 'bin 200' olarak açıkladı. Gerçeker, "Vatandaş yerden göğe kadar haklı. Ortada bir sakatlık var, adalet hizmeti iyi yürümüyor. Bizden beklenen de insan gücünün üstünde" dedi.
Gerçeker, Yargıtay'da düzenlediği basın toplantısında arkadaşlarının özveriyle çalıştığını ileri sürdü. Gerçeker, "Önemli olan mazeret bulmak değil, çare üretmektir. Bu çareyi nasıl bulabiliriz, bunu tartışmak lâzım. Ben haklıyım sen haklısın demekle hiçbir yere varılmıyor" şeklinde konuştu.
Hakim sayısı bakımından dünyadaki en geri ülkelerden biri olduklarını dile getiren Gerçeker şöyle devam etti: "Mahkemelerin yetişmesi mümkün değil. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçirileceğini söylüyorlar. Bu durumda daire sayısının artırılmasının anlamı yok. Arkadaşlar bu birikimi 2-3 senede halleder."
Hizbullah'ta suçumuz yok
Hizbullah dosyasına ilişkin eleştirilere de cevap veren Gerçeker, bu davada 85 kla-sörlükbir dosya bulunduğunu anlattı. Gerçeker, "Öncelik verildiği için hemen tetkik hakimliğine gönderildi. Yapılmayan hiçbir şey yok. Akıl var mantık var bu kadar çok dosya bir günde, 2 günde nasıl biter? Önceliğimiz zaman aşımı yaklaşan dosyalardır. Memurların açığa alınma dosyalarıdır" görüşlerini savundu.
MASKEYLE DOSYA İNCELİYORLAR
Yargıtay'daki arkadaşlarının tutuklu dosyaları gelir gelmez gerekli işlemleri yaptığını savunan Gerçeker, her dosyanın yasal süreci olduğunu dile getirdi. Gerçeker, "Arkadaşlar hâlâ maskeleriyle dosyaları inceliyor" ifadesini kullandı.
CİHANER DAVASI ÖNCELİKLİ
Yargıtay Başkanı Gerçeker, İlhan Cihaner davasının niçin çabuk bitirildiğine yönelik soruya net cevap veremedi. Gerçeker, “Öncelik alması gereken dosyalara öncelik verilmiş. Bazı daireler var ki geldikten sonra dosya bir hafta da çıkıyor. Dairelerin iş durumuna göre bu süreler değişebilir. Bugün Yargıtay daireleri sağlıklı bir şekilde çalışmıyor. Hukuk genellik isteyen bir müessesedir. Herkese kurallar aynı şekilde uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Dostlar alışverişte görsün
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: Bir sene içinde 825 bin dosyayı karar bağlamak demek bir dosyayı ortalama 5-6 dakika incelendiği anlamına geliyor. Böyle bir şey olmaz. 5 dakikada sadece sayfaları çevirebilirsiniz. Onları okuyup yanlış mı doğru mu diye karar vermek imkansız bir şeydir. O neden bazen görev sadece sureta (göstermelik) olarak yürütüldü diyebiliriz.
Yani dostlar bizi alışverişte görsünler. Soruna ek olarak yargıda bu denli dosya sayısının olması çok suç işlediğimiz anlamı geliyor. Gereksiz yere çok sayıda dava açıyoruz. Ayrıca yüksek yargının bir siyasallaşma problemi var. Yargının en büyük problemi kendisini yüksek bir parçası gibi görüyor devletin siyasal bekçiliğine soyundu.